Halil Hoca ( Halil TATLIGÜL) Vasiyeti
Vasiyet ahrete inanan insanın varisleri ve sevenlerinden istediği hayatının son arzusu anlamına da gelir. Halil hocanın vasiyeti aşağıdaki şekildedir.Zeki ismi Hoca Efendiye icazet alma esnasında hocası Mustafa Yıldız tarafından lakap olarak verilmiştir.
“VASİYETNAMEDİR”
Vasiyetname Halil Zeki TATLIGÜL
26 Rebiülahir 1407 Hicri / 28 Aralık 1986 Miladi
Müslüman vasiyetinin her gün yazılı olması yüce Peygamberimiz Sallallahüteala aleyhi vesellem tarafından tavsiye buyurulmuştur. Tavsiyelerine imtisalen naçiz vasiyetimi yapıyorum. Ecelin ne zaman vuku bulacağını Allah celle celalühüden başkası bilmez. İlm-i ilahide olan ecelin vuku bulduğunda Rizeli muhterem hocamın haberdar edilmesi arzumdur. Mevla takdir etmişse üzerime tekbir getirmesi kalbimin isteğidir. Teminini yakınlarımdan ve ahbablarımdan beklerim. Taht-ı terbiyesinde ve rahle-i tedrisinde yetiştirdiği aciz talibi için zahmete katlanacağını ve bana hakkını helal edeceğini biliyorum.
Ayrıca malümat kabilinden İstanbul’da hoca Mahmut Efendi hazretlerinin dua buyurmaları için haberdar edilmesini beklerim.
Hoşgörülürse yol güzergahındaki fındık bahçesine kabrimin kazılması da vasiyetimdir.
Vasiyet metninde dikkat çekici bir husus şudur ki, Halil Hoca canazesine, Rize’li Mustafa Yıldız hocasını beklediğini ifade etmektedir.Hoca efendinin muhtelif hastalıkları sebebiyle ömrünün uzun olmayacağına dair içine doğan bir his sebebiyle mi böyle bir temennide bulunduğunu doğrusu bilemiyoruz. Fakat bildiğimiz şu ki, Mustafa Yıldız Hoca,Halil Hocanın cenazesine gelmiş ve : “Halilimizi biz cenazemize beklerdik fakat takdir böyle imiş.” Şeklinde sözleriyle hüznünü dile getirmiştir. Vasiyet kağıdının arka sayfasında şunlar yazılıdır: Merhum Mehmet Akif : Cephede en cesur asker, camide en ateşli vaiz, meydanlarda en büyük hatipti.
Onun tereşşuhatından :
Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek
Sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek
Feryadı bırak kendine gel çünkü zaman dar
Uğraş ki telafi edecek bunca zarar var
İş bitti sebatın sonu yoktur diye yılma
Ey millet- i merhume sakın ye’se kapılma
Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli
Ebediyyen yurdumun üstünde benim inlemeli
Hayır! Hayal ile yoktur benim alış verişim
İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim.
Cenazesi
Vefat haberi kısa sürede duyulmuş, Türkiye’nin her yanından sevenleri yola koyulmuştur.Vefatı 01. Mayıs 1990 Salı günü öğlen namazının ardından vuku bulmuştur. Hoca Efendinin vefatının öğlen sonrası olması, uzaktan cenazeye katılmak isteyenlerin erkenden yola çıkıp cenazeye yetişebilmeleri için adeta ilahi bir lütuf olmuştur denilebilir.Cenazeye gelen hocalardan birinin yaptığı vaazında şu sözleri dile getirdiği söylenir: “Bana Halil Hocanın vefat haberi geldiğinde inanamadım. Fakat sonra düşündüm ki, Halil hocamız Çatak’a 23 yıl hizmet etmiştir. Yani Peygamberimizin peygamberliği yılları kadar burada hocalık yapmış. Vazifesini yerine getirmiştir. Bunu hatırladıktan sonra inanabildim 1966 Haziranından 1990 Mayıs ayına kadar 20 ay askerliği hariç tutulacak olursa, yaklaşık olarak 23 yıla tekamül ettiği görülür. Bunun 1966 – 72 yılları arası gayri resmi, 1974 – 1990 arası ise kadrolu – resmi görevli olarak 1972-1974 arası ise ( 20 ay ) vatani hizmetin ifası şeklinde geçmiştir. Cenazede kırk bin kişi vardı. Fatsa’da resmi daireler falan durmuştu. Dışarıdan gelen adamın biri tapu dairesine gitmiş. Nerede buranın insanları diye sormuş. ‘Dağgüvezi Çatak’ında bir evliya vardı o vefat etti. İnsanlar bu cenaze bir daha ele geçmez diyerek oraya gitti’ demişler. Kumru, Korgan, Fatsa esnafı ve hemen her kesimden insan cenazede idi.
Mezar taşı yazısı şöyledir:
Hüvel – Baki
Dilerim bakmaya rabbim yüzümün karasına
Merhem-i rahmet süre masiyetim yarasına
Kereminden ne kadar mücrim isem kesmem ümid
Giremez kimse efendiyle kulunun arasına
Hacı Halil Tatlıgül Hoca Efendi
Dğ.Tr.1948 Öl.Tr.1990
Sevgi ve saygılarımla
Kaynak Eser: Halil Hoca ( Halil TATLIGÜL)
Dr.Ahmet ÇAPKU