BEN BÖYLE SEVGİ GÖRMEDİM…
Sözlerime başlamadan önce mahsus selam eder, gözlerinizden öperim.
Gerçi benden önce gözlerinizden öpen mutlaka olmuştur.
Zira bu yazıya oturmadan önce yaklaşık kırk dakika boyunca benim de gözlerimden öptüler.
Benim gözlerimi ihmal etmeyenler, eminim sizinkileri de öpmüştür.
Benimkini şu ifadelerle öptüler:
“Çevreye verdiğimiz zarardan dolayı özür dileriz”
Yalnız işin şu kısmını anlamış değilim.
Sinirlerin bozulması, nasıl olur da çevreye verilen bir zarar olarak değerlendirilir?
İnsanların siniri çevre midir?
Gördüğünüz gibi çok da sağlıklı cümleler kuramıyorum.
Aracınızla Orta Cami çevresinden yola çıktınız.
Ant Caddesi’nden Emniyet tarafına döneceksiniz.
Dönemiyorsunuz.
Kendinizi yeniden Orta Cami civarında buluyorsunuz.
Bu kez yine Ant Caddesi’nden Yeni Kumru Caddesi’ni dolanıp Emniyet tarafına geçmek istiyorsunuz.
O da olmuyor.
Birileri “özür dileyerek” orayı da kapatmış…
Üçüncü kez yine ve yeniden Orta Cami’den başlayıp, Ant Caddesi’ni üçüncü kez geçip, Turan Caddesi’ne inip İnönü Caddesi’nden sahile inmek istiyorsunuz.
Fakat bırakmıyorlar.
Ben böyle sevgi görmedim.(!)
Kavşağın sahile inen ağzını kapatmışlar ve geçit vermiyorlar.
Labirent olsa ancak bu kadar eziyet verebilir.
Mecburen kendinizi bir kez daha Orta Cami’de buluyorsunuz.
Nihayet Dereüstü’nden sahile geçip Emniyet tarafına ulaşmayı başarabildim.
Bre siyasiler!
Yerel seçimin hemen öncesinde şehir içini asfaltlayıp siyasi avantajınızı kullandınız.
Kullandınız ama yaptığınız asfalt bir yıl geçmeden delik deşik oldu.
Yerel seçimle genel seçim arasında ne kadar zaman var?
Yaklaşık 15 ay…
Oysa asfalt uzun zamandır bozuk.
Cevap bekleyen sorular:
Bir yıl bile dayanmayan bir asfaltı, sırf siyasi emellerinize hizmet etme pahasına neden kabul edersiniz?
Şu an yapılan onarım çalışmaları yine vatandaşın cebinden çıkmıyor mu?
İyi ama size destek vermenin dışında vatandaşın suçu ne?
Hani asgari ücretliye fazla zam yapınca ekonomi allak bullak olurdu?
Bu halinizle kaynak olmadığı yolunda akl-ı selim hangi vatandaşı ikna edeceksiniz?
Beceremediğiniz bir işin telafisini neden ille de seçime iki hafta kala yapmaya kalkışırsınız?
Mesela bundan altı ay önce neredeydiniz?
Zamanlamayı kritik bir döneme getirerek bu millete nasıl hakaret ettiğinizin farkında mısınız?
Ayrıca şehir içi trafiğin akış şemasını hiç düşünmeden nasıl olur da caddeleri keyfi olarak kapatırsınız?
Belli ki; bir buçuk yıl önce eksik ve hatalı bir iş yapmışsınız.
Bunun üzerine neden “sıvama” kısmına geçersiniz?
Bir de üzerine tüy dikin, tam olsun bari…
Hepsinden önemlisi…
Siyasi avantaj sağlama pahasına bu milletin kaynaklarıyla, yine bu millete propaganda yapmak, sinirleri yerinden oynatmak ve eziyet etmek kimin fikri Allah aşkına…
Bu kadar akıllı ve cin fikirli düşünen insanlar gerçekten Türkiye’de mi yaşıyor?
Hatta bu insanlar bizim bölgede mi yaşıyor?
Eğer öyleyse ne kadar şanslıyız.
Bu nimetlerin kadrini kıymetini bilememekten korkuyorum.
Siz korkmuyor musunuz?
HOŞÇAKALIN…