Görüntülenen Sayı: 2286
2803 | Yayım Tarihi: 8 Mayıs 2015 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Olduğun Gibi Görün ya da Göründüğün Gibi Ol!

Olduğun Gibi Görün ya da Göründüğün Gibi Ol!


Facebook'ta Paylaş

Güneş gibi ol şefkatte,merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde,cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede ,asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda,mahviyette.
Ya olduğun gibi görün,ya göründüğün gibi ol.
     Bazıları kendi halinde bir ilim adamı olur, bazıları ise dünyasını değiştireli 500 yıl geçer ama hala geleceğe ışık tutar. İşte onların en önemlilerinden biri olan, Mevlana Celaleddin Rumi hazretlerinin, güzel dizeleriyle başladım yazıma. Belki de ilk kez böyle başlıyorum kelama. Ama ne yapayım ancak böyle anlatılırdı günümüzdeki manzara.
     Niye mi? Çevrenize bir bakın lütfen. Gözünüzün önüne, insanların eskiden ne olduğunu, şimdi neler yaptığını getirin. Normal yaşayışı nasıl olduğunu, sosyal ağlara kendini nasıl yansıttığını hatırlayın. Hiç demediniz mi mesela '-Hadi len oradan!' diye, aslını bildiğiniz birinin, kendini nasıl da başka biriymiş gibi pazarladığına. Aslında, sahte bir dünyanın oyuncularıyız hepimiz. Bazımız başrollerde yerini bulurken, kimileri yardımcı oyuncu olur, geri kalanlarımız için ise, figüran olmaktan başka bir şans kalmıyor elinde. Hepimizin kostümü var üstünde. O kostümün terzisi bazen ailesi oluyor, bazen ise çevresi. Herkes tek perdelik bu oyunda, oyununu oynuyor, revaransını yapıp, ayrılıyor sahneden. Ama alkışlananlar sadece  özü neyse, yaptığı aynı olanlar oluyor. Onların cenazesi ise ne meydanlara sığıyor, ne de yollara.
     Bu tip isimlerden, artık piyasada yok denecek kadar az. Siyasi olarak veya dini olarak bir yere bağlılığı olan insanlar, bu durumu yaşantılarına da yansıtmaları lazım. Mesela 80'lerde solcu olan biri. Şimdi gittiği mekandaki, garsonun yaptığı bir hatada, onu yerin dibine sokuyorsa, o kişi bağlı olduğu akıma ters hareket etmiş olmaz mı? Demezler mi; '-Hani sen emekçinin, işcinin yanındaydın, şimdi ne oldu?' diye? Ya da hacı olan veya müslümanlığı ile övünen birinin, faiz işi yapması, övündüğü dininin kurallarına karşı gelmek değil midir? Ya da adalet, dürüstlük, refah isteyen seçmenin, çalıyorlar ama çalışıyor demeleri, ne menem bir açmazdır değil mi? Ben şöyle milliyetçiyim, böyle devletime bağlıyım, halkın yanındayım diyen birinin, çek-senet mafyası olması da hayli ilginç oluyor değil mi? Ben genelleme yapmayı sevmem. Bu söylediğim kişiler geneli bağlamaz. Fakat genelde ki bu azınlık, çoğunluğa giderse işte o zaman vay halimize!!!
     Bu satırlarımı Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de geçen bir hadise ile noktalıyayım. 'Bir gün kuşun biri rızkını arıyormuş yolda. Uzaklardan sakallı, beyazlar içinde, bastonlu bir ihtiyarın geldiğini görmüş. Bu zaten bana birşey yapmaz diye kaçmamış. Fakat ihtiyar bastonu ile kuşa vurmuş ve kuşun ayağının birini kırmış. Dönemin sahibi, Hz. Süleyman (A.S.) tüm canlılarla konuşabildiği için, kuşun bu durumunu duymuş. Ve ihtiyarı yanına çağırtmış. '-Bizde kısasa kısas vardır!' demiş. '-Sen kuşun ayağını kırdın, bizde senin ayağını kıracağız!' demiş. Hz. Süleyman (A.S.) kuşa dönüp '-Senin bir isteğin var mı?' demiş. Kuş demiş ki; -'Onun bacağını kırmayın. Ben eğer onun sakalını görüp ona güvenmesem, oradan kaçardım. Siz onun sakalını kesin ki, bir daha kimseyi sakalıyla kandırmasın!'

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.