Halil Hoca ( Halil TATLIGÜL)
Keramete Ermiş Kişi
Sözlük Anlamı: Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan doğaüstü, şaşkınlık uyandıran durum.
Dağgüvezi köyü onunla birlikte “İslam dağ” ismini almıştır. Bu vesile ile değerli okuyuculara onun hakkında yazılan önemli bir kaynak eserdenbilgilendirmeyi uygun buldum.
-Şeceresi-
Sözlük anlamı: Bir kişinin veya bir ailenin en uzak atasından başlayarak bütün kollarını belirten çizelge, soy ağacı, soy kütüğü, hayat ağacı.
Kumru İlçesi- Eski Çok değirmen Köyü (Fİzme) muhitinde Emrullah –Ayşe çiftinin oğlu olan. Ali Efendi olarak bilinen Ahmet Ali Hoca iki evlilik yapmış. Birinci zevcesi Meryem Hanımefendi’den Süleyman,Fatma; ikinci zevcesi Meryem Hanımefendi’den Ayşe, Halil, Havva,Ali,Ahmet, Asiye, Mehmet isimli çocukları dünyaya gelmiştir.Ailenin aslen geçmiş bir tarihte Doğubeyazıt’tan geldiği ifade edilir.
Halil Tatlıgül nüfusta 15.01.1952 doğumlu olarak kayıtlıdır.Mezar taşı kitabesinde ise 1948 doğumlu olarak görülür. Abdullah Tepe, “Halil hocam benden iki yaş büyüktü. Ben 1950 doğumluyum” der. Aynı durum Hoca Efendi’nin, Eski Çokdeğirmen Köyünden ilkokul arkadaşı olan Remzi Kınalı’nın ifadeleriyle teyit edilir.
Buna göre Halil Hoca’nın yaklaşık dört yıl kadar kayda girmemiş (gizli) yaşı vardır. Nitekim onun bu hali, ileri de hacca gidiş örneğinde olduğu gibi bazı sıkıntılar yaşamasına sebep olmuş gibidir.
Halil Hoca’nın küçüklüğü ile ilgili rivayet edilen iki hatıradan biri şudur: Halil Hoca çocukken hastalanmış.Babası onu Abdi Hoca’ya (Abdurrahman Hilmi Bilici) şifa niyetiyle okutmaya götürmüş. Abdi Hoca, yanına gelen talebe ve diğer insanlar için ( muhtemelen yaşlılılğı sebebiyle ayağa kalkmaz iken kucağında henüz çocuk olan Halil ile birlikte gelen Ali Efendi için ayağa kalkmış. Bunun üzerine ; “Hocam, buraya nice insan geldi siz onlar için ayağa kalkmadınız da bu adam ve bu çocuk için niçin ayağa kalktınız? Diye sorulunca Abdi Hoca, küçük Halil’i işaret ederek onlara; “Ben bu çocuğun geleceği için ayağa kalktım!” şeklinde cevap verir. Bir başka rivayet ise, Abdi Hoca , Ali Efendi’ye :”Ali Efendi, bizden sonra bizim görevi bu çocuk devralacak” şeklinde söylediği ifade edilir.
Değerli okur,Abdi Hoca gelmiş geçmiş alimler içinde Ordu çevresinde büyük isim yapmış kişidir. Kime sorsanız onun yanlış iş yaptığını söyleyemezler. Nüfus kaydına göre Hicri 1279 / Miladi 1863 doğumlu olup 94 yaşlarında iken 1957 de vefat etmiştir. Halil Hoca’nın Abdi hocaya götürülüşünde Abdi Hoca yaklaşık olarak 85-90 yaşları arasında oldukça yaşlı konumda olsa gerektir.
İlkokul ve Sonrası
Halil Hoca ilkokulu doğup büyüdüğü köyü Eski Çokdeğirmen’de okumuştur. Fakat onun, ilkokulu üç yıl kadar okuduğu söylenir. İlkokulu bitiriş tarihi 24.05.1962’dir. İlkokula gittiği yıllarda o bölgenin önde gelen alimi Ömer (Fatsa) Hoca’da Kur’an ve Arapça okumaya başlamıştır. Küçük Halil, derslerinde üstün zekasıyla ön plana çıkan bir talebe olmuştur. Hocanın kardeşi Ahmet Tatlıgül’ün nakline göre, Ömer Hoca diğer talebelerle birlikte ders yaptırmak için bazen Halil’in okuduğu Kur’an’ı ondan alır. Böylece Halil evine elinde Kur’an olmaksızın gelirmiş. Onun bu halini gören babası; “Oğlum Halil,Kur’an’ın nerede kaldı?” Diye sorar , o da; “Babacığım kursta kaldı” diye söyleyince babası, Biraz da asabi haliyle “Oğlum Halil senden adam olmaz!” diye çıkışırmış. Tabi Kur’an’ı niçin kursta bıraktığını da herhalde Halil söylemezmiş.
Halil Hoca İlkokul sonrası Ömer Hoca’da klasik usulde sarf ve nahiv okumaya devam etmiştir.Ömer Hoca, kendisinden ders okuyan ilkokul yaşındaki talebelerini hem ilköğretime göndermiş.Hem de onlara Kur’an ilimleri öğretmiştir. Ömer Hoca’nın ders halkasında, dersi Halil Hoca’dan daha üst seviyede bulunan Cemal Özdil isimli bir talebesi de vardır.Talebelerini gruplara ayıran Ömer Hoca, talebesi Halil ve arkadaşlarının dersleriyle ilgilenme görevini Cemal Özdil’e verir. Halil Hoca ile Cemal Özdil’in birliktelikleri Rize’de de devam etmiştir. Öyle anlaşılıyor ki, Eski çokdeğirmen Köyü, Halil Hoca’nın ilkokul yıllarında Ömer Hoca riayesetinde klasik usulde eğitim veren bir kursa sahiptir. Dolayısıyla Halil Hocanın ciddi denilebilecek seviyede dini tedrisatla ilk tartışması adı geçen köyde olmuştur.Ali Efendi Kumruya gittiğinde ilçenin ilk müftüsü olan. Uzun yıllar orada hizmet veren Hüseyin Kılıç ile de görüşürmüş.Bir keresinde Kafiye’yi okuma seviyesinde bulunan küçük Halil’le birlikte Müftü Bey’e uğrayan Ali Efendiye Müftü Hüseyin Kılıç: “İlim öğrenmek isterseniz Trabzon Of’a gidin orada iyi hocalar var” der. Bunu duyan Halil babasına “Ben Trabzon Of’a gideceğim” der. O zamanlar epey yaşlı olan babası, “ Oğlum nasıl gideriz. Paramızda yok diye cevap verir. Bu durumu Ömer Hoca’ya ileten babasına Hoca Efendi önce izin vermek istemez.Fakat daha sonra, ‘ Madem öyle düşünüyorsunuz, bari Samsun’un Bafra ilçesi taraflarında İrfaniye kursu var.Oraya gidin” der.
Kaynak Eser: Halil Hoca (Halil TATLIGÜL) Dr. Ahmet ÇAPKU
-Devam edecek-