GÖZLERİM YAŞARDI!...
7 Haziran’da yapılacak Milletvekili seçimleri için siyasi parti adayları sahaya inerek çalışmalarını sürdürüyorlar.
Geçtiğimiz hafta sonu da AK;Parti adayları Ankara’dan uçakla geldikleri Çarşamba havaalanında partilileri tarafından coşkuyla karşılandılar.
Ünye - Fatsa mitinglerinden sonra da hafta içerisinde Ulubey’e giderek bir dizi açılışa katıldılar. Akşam saatlerinde de Altınordu ilçesinde aday tanıtıp toplantısına katıldılar.
Bakalım seçim gününe kadar ne kadar mesafe katedecekler hep beraber göreceğiz.
İşin ilginç yanı, AKR00;Parti adaylarını karşılayanlar arasında her dönemin adamlarını görünce duygulanıyorum, gözlerim yaşarıyor.
Hayatları boyunca kendi mahallesinde bile bir yol, çeşme, camii yapımı gibi toplumun hayrına hiçbir işin içinde yer almamış kişilerin adaylarla fotoğraf çektirme yarışına girmelerine gerçekten üzülüyorum. O kargaşanın içinde Başbakan yardımcısının,“Önce hangi işten başlayayım” sorusuna verecek cevapları olmayanların, yapacakları en güzel iş, yıllarını Fatsa sorunlarının çözümü için harcamış kişi ya da kişilere bırakması en hayırlı iş olur diye düşünüyorum. Kuru kalabalık, memlekete ne gibi bir fayda sağlayabilir ki?
Seçime katılan partiler arasında Fatsalı tek milletvekili adayı olan MHP 2. sıra adayı Murat Kaçak kendinden emin bir şekilde seçim çalışmalarını sürdürüyor.
Diğer partilerden Fatsalı vekil adayı olmamasından dolayı bu avantajını iyi kullanan Kaçak, gördüğü yakın ve sıcak ilgiden oldukça memnun.
Sonuç ne olur bilemem; ama Fatsalı aday göstermeyen ve bu yüzden partilerine kızgın olanların tercihi Murat Kaçak’tan yana olursa, mecliste Fatsalı bir millektvekilimiz olacak.
Sussam gönül razı değil, yazmazsam olmaz..
Pazar sabahı evimin yanındaki çocuk parkında bir çobanın 4-5 ineği yaydığı görünce ikaz edip, “Hava çok güzel. Benim bu parkta oynayacak yaşta çocuğum yok; ama mahallenin çocukları birazdan oyun oynamaya gelirler. Bak hayvanlar burayı pislemişler. Burada senin çocuğun ya da torunun oynasa pisliğe batar, mikrop kapabilir. Hayvanları başka bir yerde yaysan daha iyi olur” ikazıma olumlu yanıt aramayınca belediye zabıtasını arayıp durumu izah etmeye çalıştım. Aldığım cevap “Oraya Büyükşehir bakıyor. Veteriner hizmetleri Büyükşehre geçti “oldu. Ben de bir kesim yaptırmayacağımı söyledim ve akabinde de, “ Çocuk parkına kim bakıyor “ diye sordum. Nöbetçi memur Parka Fatsa Belediyesi’nin baktığını söyledi. İlgilenilmesini söylememe rağmen ısrarla, “ Büyükşehir bakıyor” deyince bu defa ismimi verip, “Belediyenin sorumlu olduğu alanı hayvanlar pisleyecek, Büyükşehir mi temizleyecek?” diye tepki gösterip, başkan yardımcısı Muharrem Aktepe’yi aradım. Durumu anlatır anlatmaz, “Olur mu ağabey böyle şey” diyerek zabıta ekiplerini göndereceğini söyledi. Tabii zaman geçtiği için hayvanlar da yiyecek başka ot ve pisleyecek başka yer bulamadıkları için parktan ayrılıp uzaklaştılar. Başkan Aktepe’yi bir kez daha arayıp, duyarlı davrandığı için teşekkür ettim. Aktepe de “Ağabey, böyle bir durum söz konusu olursa direk beni ara” dedi. Ben de, “ Başkan, önemli olan belediye çalışanları, çalıştıkları kurumun demirbaşlarına sahip çıkmalılar ve sorumluluklarını yerine getirmeliler ” dedim, meseleyi kapattık...
Yaşadığım bu olumsuzluktan sonra eski belediyemi özlemiyor ve aramıyor değilim.
Ey Büyükşehir sen nelere kadirsin...Bakalım ileriki günlerde daha neler görüp yaşayacağız?
Ben de bir çok dernekte görev yaptığım için yöneticilerin ne zorluklar içerisinde çalıştıklarını yakından bilirim.
Dernek Başkanı Nimet Koç ve tüm yönetim kurulu üyelerinin bu zamana kadar yaptıkları çalışmaları yakınden takip ettiğim için onlara Fatsa adına bir teşekkür borcumuz var diye düşünüyorum.
Yaptıkları çalışmaları gazetedeki manşet haberimizden duyurduk. Haberi belki bir solukta okuyabiliriz; ama yapılan çalışmalar asla bir solukta yapılacak işler değil.
Maddi ve manevi destekleriyle sürdürdükleri görevlerine bizlerin de aynı desteği sağlamamız onların hem yükünü hafifletecek, hem de çalışma şevklerini artıracaktır.
Fatsaspor yönetim kurulu üyesi olduğum yıllarda, maddi destek sağlamak için yanına gittiğim adaşım Ferudun Paycı’nın yaptığı desteğe teşekkür edip yanından ayrılacakken, “Ferudun aslında ben sana ve seninle gelen ekibine teşekkür ediyorum. Senin ve arkadaşlarının İstanbul’a ne zorluklar altında geldiğinizi biliyorum. Kiminiz işinizi ihmal ettiniz, kiminiz önemli miktarda paralar harcayarak buralara geldiniz. Siz İstanbul’da, ben de Fatsa’da olsaydım, bu defa ben sizleri ziyaret edip maddi destek isteyecektim. Böylece sizler bir görevi yerine getiriyorsunuz, bizler de sizlere destek vereceğiz ki, bu kervan yürüyecek” diyerek beni ve ekibimizi onure etmişti.
Yaptıkları etkinliklerden elde ettikleri gelirlerin büyük bir bölümünü üniversitede okuyan öğrencilere burs veren Fatsa Yardımsevenler Derneği yöneticilerine bizim de maddi, manevi katkı sağlamamız hedeflerini daha da büyütmelerini, burs verdikleri öğrenci sayılarını artırmalarını sağlayacaktır. Hem onların yükünü hafifletecek hem de çalışma şevklerinin daha da artmasına neden olacaktır.
Başta Dernek Başkanı Nimet Koç kardeşim olmak üzere bugüne kadar emeği geçen ve halen görevlerini sürdüren tüm yönetim kurulu üyelerini kutluyor, başarılı çalışmalarının devamını temenni ediyorum.