ANAYASAYI TANIMAK
Bu günlerde akıl sağlığımın bozulacağından endişelenmeye başladım. Çünkü siyahla-beyaz, eğri ile doğru, büyük ile küçük aynı kefeye koyulup, birbirinin aynısıymış gibi işlem yapılmaya başlanmıştır.
Şöyle ki:
Bir ülkede, o ülkenin idare şekli, kurum ve kuruluşların görev ve yetkileri, birbirleri ile olan ilişkileri, hemen her ülkede, o ülkenin Anayasası ile belirlenir. Bu Anayasa İngiltere gibi bazı ülkelerde yazılı değil, sözlüdür. Ancak büyük bir çoğunluğunda yazılı metin olarak vardır. Bazı ülkelerde bizzat halk oylaması ile doğrudan kabul edilir. Bazı ülkelerde ise halkın seçtiği vekiller aracılığı ile kabul edilir. Ancak sıradan yasalardan farklı bir yol izlenerek yasalaşır. Daha fazla kabul oyu aranır. Yani Anayasalar ülkelerin en baba yasasıdır.
Anayasanın olmadığı yerde kaos oluşur. Kurum ve kuruluşlar birbirlerinin görev ve yetkilerine el atarak kargaşa yaratırlar. İç savaş çıkabilir. Dünya tarihine, geriye doğru baktığımızda monarşi ile yönetilen ülkelerde bile kralların halkı yönetmesinin bir anayasaya dayandığı görülmüştür.
Şimdi gelelim İç İşleri Bakanlığının görevlerine:
Dünyanın her yerinde İç İşleri Bakanlıkları; Ülkelerinin huzur ve güven içinde olmasını, iç savaş çıkmamasını, anayasal düzenin korunmasını başka bir ifade ile emrindeki polis ve jandarma teşkilatı kanalı ile Anayasanın bekçiliğini yapar. Anayasamızın 82 ve 103 maddelerinde yemin metinleri vardır. Her iki madde detaylar hariç, içerik olarak hemen hemen aynıdır. Özellikle benim burada vurgulamak istediğim konuda aynıdır.
Yemin metninde: ‘….. ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.’ Denilmektedir. TBMM üyesi olmayan bakanlar da bu yemini etmektedirler.
Elbette Anayasalar da değiştirilebilir. Bunun bir yolu yöntemi vardır. Ne tekim bizim 1983 Anayasamız da usul ve esaslar dairesinde birkaç kez değişmiştir. Ancak bir Anayasa değişinceye kadar herkes O’na uymak zorundadır. Ülke tarihinde Anayasal düzeni değiştirmeye kalkışmaktan fidan gibi gençlerin idam edildiği unutulmamalıdır. Yürürlükte kaldığı sürece, esas görevi Anayasayı korumak ve kollamak olan İç İşleri Bakanımızın da Anayasamızı tanıması görevi ve ettiği yeminin gereğidir. Yaptığı açıklama yazımın başında dile getirdiğim akıl sağlığı kuşkuma neden olmaktadır.