Görüntülenen Sayı: 2276
2803 | Yayım Tarihi: 27 Şubat 2015 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » PEYGAMBERLERİN MUCİZELERİ

PEYGAMBERLERİN MUCİZELERİ


Facebook'ta Paylaş

LİNÇ VE   ETKİN HUKUK  SİSTEMİ
     “SUÇLARIN      işlenmesinde  mani  olan  husus, cezaların  şiddeti   değil  muhakkak  oluşlarıdır.Mutedil, fakat  muhakkak  olan   bir  ceza, müthiş  fakat  kurtulma  ümidi   veren   bir  cezadan  daha  tesirlidir.Der. 18. Yüzyılın  büyük ceza  hukuku,filozof, politikacısı  ve  aydınlanma  düşünürlerinden  cesare Becaria.Cezaların  şiddetini  artırmak  bazen  gerekli   olabilir.Zira  cezanın  miktarı  eğer suç  işleyen  veya  işleyecek  olan  kişiler   kar  maliyet   hesabı  yaptıklarında. Göze  alınabilir   mahiyette   ise. Cezanın   muhakkak  oluşu   caydırıcı  olmayacaktır. Örneğin  adam öldürme  cezası  4-5  yıl   olarak  tayin  edilirse. Bunun  caydırıcı   olacağını  iddia  etmek  çok  mümkün  değildir. O halde  suç   ve  öngörülen  ceza   arasında. Adil  bir  ölçüyü   tayin  etmek  çok  önemli. Suça  öngörülen   ceza   caydırıcı   olacak   kadar  yüksek. Zulme yol   açmayacak   kadar  da ölçülü  olmalıdır. Anayasa   Mahkemesi   haklı  olarak   bu  iki   sınır  arasında.Hangi  suça  hangi   cezanın  verileceği. Hususunun  tamamen  yasa   koyucunun   takdirinde  olduğunu  belirtir.
    Ancak günümüz   modern  devletlerinde  mesele   sadece  o  değil.Özellikle  Türkiye’de  sorunun  kaynağı  suç  ve ceza  arasındaki    denge   veya   dengesizlik  değil. Suça   verilen   cezanın  uygulanmasında    yaşanan  sıkıntılardır.Bazı  failler   bakımından  cezaların  pratikte  nerede  ise   uygulanamıyor  olmasıdır. Cezalandırılma  sisteminde  fiili  ve  yasal  ayrıcalıkların  fazlalıgıdır. Bazı  suçlarda, kolluğun  veya  yargının  gerekli  özeni  göstermiyor  oluşu. Kısacası  cezaların   “Muhakkak” olmayışları. Bunun   sonucu   olarak  da  Faile   “kurtulma  ümidi” vermeleridir. Bu  tesbiti   pek çok alanda   yapabiliyoruz. En son  Özgecan   cinayeti   nedeniyle  Yeniden     kamuoyunun gündemine  oturan.  Kadına  yönelik   şiddet   konusunda   çokça  rastlıyoruz.
    Verilen  tepkilere  bakalım.Kimi  bakanlar idam  cezasının   geri   getirilmesini  tartışmaya  açtı.Gazeteler  suçluları  buldu.Yargıladı.Ve  gereken   cezayı  verdi.Öfkeyle  hareketlenen  sokaklarda  linç  çağrılarını   şahit   olduk.
    Basının   uzun  süredir   adli  bir   yargılamayı   imkansızlaştıracak  düzeyde  yargıçlığa  ve  savcılığa  soyunma   konusunda  ölçüyü  iyice  kaçırdığı. İnsanları  kişilik   lincine  uğrattığı   bilinen  bir  gerçek. Gazeteler   ve  ekranlar  mahkeme  salonuna  dönüşmüş  vaziyette.Herkes  avukat. Herkes  savcı.Aynı  zamanda hakim.Medya  bu  sayede  konu  sıkıntısı  yaşamıyor  olabilir.Günü  kurtarabilir.Ama  bunun  ahlaki  ve  hukuki  sorumsuzluk  örneği  olduğu  çok  açık.Kamuoyuna   yansıyan   davaların   tartışılması  şart. Bununla  birlikte  kendini   hakim  ve   savcı   yerine  koyup  ahkam  kesmenin. Hüküm  koymanın. Toplumsal  öfkeyi  kabartması.Linç  atmosferinin  hakim  kılınmasını  kolaylaştıracağı   da   göz ardı    edilmemeli.Bu   atmosfer  bir   yargıcın  kararında  bir   günlük  dahi   olsa. Ceza  artırımına  neden  oluyorsa  adelet   kaybetmiş.İlkel  intikam  duyguları  zafer   kazanmış  demektir. Bu  bir  yana.
    Linç, cezaların  muhakkak  olmayışları   nedeniyle. Toplumda  kaybolan  güven  duygusunun da   bir  ifadesidir.Cezalar, Beccaria’nın  ifadesi  ile  muhakkak  değilse, Suç  işlenmeye   mani  olmaz.
    Cezanın   muhakkaklığı    onun   şiddetiyle  ilgili  değil.Etkiliği  ile  ilgilidir.Etkililiği  uygulamayla  ilgilidir. Oda uygulayıcıya  işaret   eder.Uygulayıcı  dediğimizde  de  sistem, yani  teşkilat  karşımıza  çıkar.
    Kolluk   sistemi   suçla  mücadelede  etkin   değilse.Toplum  kendi   başına    suçla  mücadele  etmenin  yollarını   bulmaya  çalışır.Buda  linç  ile   sonuçlanır.
    Adalet   sistemi   etkin   değilse. Yargılama  hızlı  bir  şekilde   kamuoyunun   vicdanını   tatmin  edecek  şekilde  karar  tesis  edemiyorsa. Toplum  adalete  güven   duymaz.Duymadığı   zamanda  hakkını   aramak  veya  öfkesini   dindirmek   için   alternatif     yollara  müracaat  eder.
    Cezaları   muhakkak   kılmanın  yolu: Cezaların   şiddetini   artırmaktan  çok.  Yargı   ve  kolluk   sistemini   etkin kılmaktan  geçer.

    Bunun  da  gelip  dayandığı  temel  başlığın “anayasal   düzen  değişimi”  olduğunu  söylemeye   gerek   yok.
    Kaynak Kişi:Prof. Dr. Osman  CAN

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.