Yeni Cahil Türkiye...
Yeni Türkiye'yi eskilerle inşa edemezsiniz.Yeniye ihtiyaç var mı bu ayrı bir tartışma konusu ancak,gidilen yol hiçte doğru bir yol değil.Yüz yıllık cumhuriyet tarihinde görülmemiş şeylere tanık oluyoruz ve daha da olmaya devam edeceğiz.Bahsettiğim şey asla ve asla Çankaya Köşkü'nün devredilmesi vs değil.Bir ülkenin veya rejimin binayı değiştirerek yapılmayacağını bilecek kadar kafam çalışıyor.Sorun,makam ve kavramları algılayamayan idareciler ve buna vize veren vatandaştan kaynaklanıyor.
Cumhurbaşkanını halk seçince,miting yapabilir ve kendisi ile ilgisi olmayan seçimler için de oy isteyebilir duruma geldik.Sn Erdoğan'a mı karşıyız,yoksa istenilen yarı başkanlık sistemine mi karşıyız henüz toplum buna karar veremedi. Çok kolay verebileceğe de benzemiyor açıkçası.Çünkü bilmiyor ki ne olacak ve nasıl olacak? Bir grup tutturdu ülkedeki bütün sorun parlamenter sistem ve başkan eksikliği.Başkanlık,yolsuzluğa-hırsızlığa-trafik kazalarına-işçi ölümlerine-kadın cinayetlerine engel mi olacak ve fabrikalar,istihdam ve refah seviyesi olarak geri mi dönecek bilen yok.
Garip olan,2002 den bu yana ülkeyi tek başına yöneten bir parti ve o partiyi de tek başına yöneten bir lideri var.Tek ve alternatifsiz yetkili bir kişi var.Zaten herşeye ve herkese tek başına karar veriyor ve istişaresine hiç şahit olmadı toplum.Milletvekili olacakları,İl Başkanlarını,Belde Belediye Başkanlarına kadar kendisinin belirlediği bir partisi var ve garip bir şekilde de esasında kendisini de yeniliyor.Kendini yenileyen tek parti Akp.3 dönem kuralı ile meclis dışında kalacak niceleri var ve siyaset belki de bu vesile ile yeni bir vizyon ve yüz kazanacak.Ama bu güzelliklerin yanında bu başkanlık sevdası ve amacı da nedir bunu konuşan ve anlatanı hiç görmedim.Sadece isteniyor ve bunu gerçekleştirmek için de Kürt ve Pkk politikası dahi revize edilmiş durumda ki insan ürkmüyor değil.
Doğru her zaman her yerde bir tanedir ama bu doğruya ulaşacak birden çok yol olması mümkündür. Biz refah içinde,sorunsuz ve gelecek kaygısı olmadan yaşamak istiyoruz.Tıpkı Norveçliler, Kanadalılar, İsviçreliler gibi. Hiçbirimiz Iraklı ya da suriyeli olmak istemeyiz. Bu refah ve ekonomik seviyeye gelmek için bize lazım olan tek şey eğitim-kültürel seviyenin yükselmesi-işsizliğin azalması-lidere tapmanın son bulması şeklinde sıralanabilir.Bunları yapmak yerine biz,Padişahlık-Krallık ya da demokrasi ile mi yönetilelim ona karar vermeye çalışıyoruz.Fakirliğimizi ve eğitim ve kültür seviyemizin düşüklüğünü değil,yönetim şeklini değiştirmeye çalışıyoruz.Karnımız aç ama biz siyah ceket mi giysek mavi hırka mı giysek derdindeyiz.
Tartıştığımız konular ihtiyaçlarımızı,bunu tartışma üslubumuz ise seviyemizi göstermeye yetiyor.İşsizliğin %13-15 olduğu, hergün trafik kazası ve işçi ölümünün yaşandığı ülkemize sadece İstanbul boğazını izleyerek bakıp yön verenlerin yanıldığı çok şey var.İslam ve Türk Kültürünün özünde biat etme geleneği vardır. Dini ve milli duygulardan mıdır yoksa cahillikten midir bilmiyorum ama, bizim millet seviyor biat etmeyi. Kendini idare edenlerin ise sadece giyinişleri değişiyor yıllar geçtikçe.Yoksa zihniyet hep aynı. Son on yıldır sakal bırakan ve türban takan bu idarecilerin yaptıklarını görünce, diğerlerinden ne farkı var,gören varsa beri gelsin...