YUNANLILAR VE BİZ
Geçtiğimiz hafta sonu Yunanistan’da genel seçimler yapıldı. Radikal solcu Syriza partisi seçimleri kazanarak birinci parti oldu. Ülkemizde büyük bir çoğunluk (ki buna ben de dahilim) ellerini ovuşturarak dünyada solun önünün açıldığı, ülkemizde de 7 Haziran 2015 de yapılacak seçimlerde AKP yerine sol bir parti ki şuan için en şanslı kuşkusuz CHP birinci parti olabilir veya eskiye oranla daha fazla oy alabilir havasına girilmiştir. Bu yaklaşım etraflı düşünülmeden, bir anlık duygusal bir yaklaşımdır. Çünkü Yunanistan ile Türkiye arasında seçimlerde parti tercihlerini etkileyen çok farklı etkenler vardır.
Şöyle ki:
Bu etkenlerin en başında geleni dini etkendir. Yunanistan’da seçimi kazanan Syriza partisinin genel başkanı Aleksis Çipras ataisttir. Türkiye’de ataist birisinin başında olduğu partinin bırakın birinci parti olmasını, % 10’luk barajı aşması mucize olur. Ülkemizde özellikle son yıllarda dini siyasete alet etmek son derece olağan olmuştur. 2002 yılı seçimlerinde Ilıca Beldemizin bir köyünde rahmetli Sami Tandoğdu ile dolaşırken caminin minaresinin AKP bayrakları ile süslendiğini, üzerinden geçen 13 yıla karşın hala unutamıyorum. Dini duyguların istismarı ve halkın buna verdiği prim nedeniyle bir kere aramızda dağlar kadar fark oluşmaktadır.
Diğer taraftan Yunan Halkı ile bizim aramızda eskiden beri oluşan bir refah farkı vardır. Kişi başına düşen milli gelirde bizim iki katımıza sahip olmalarına karşın bu refahı yeterli bulmayıp daha fazlasını isterler. Bu konuda savaş verirler. Bizde ise yarı aç-yarı tok gezenler haksızlıkla paraları götürenler için ‘Yiyorsa benim paramı yiyor.’ Diyecek kadar uysaldırlar.
Bir diğer husus ise: Yunan Halkı ile bizim aramıza kültür farkı vardır. Yeni okuduğum bir kaynağa göre Yunan Halkı yılda ortalama (10) kitap okuyormuş. Bizde ise ortalama 12 000 kişi yılda bir kitap okuyormuş. Hal böyle olunca olup bitenleri takip etmek ve haksızlıklara tepki göstermek açısından da bir fark oluşmaktadır. Yerimiz olsa bu farkları daha da artırabiliriz. Ama bu kadar fark bile, Yunan Halkının gösterdiği tepkiyi bizim halkımızdan aynı ölçüde beklemenin hayalden öteye bir şey olmadığını bilmek için yeterlidir. Buna bir de bizim sol partimizin defalarca denemesine ve bir fayda görmemesine rağmen, hala sağ partilerin boşta kalmış kişilerinden medet beklemesini eklersek daha çok Yunan zaferi beklentisi içine gireriz.