İSPANYA VE BİZ
Belki birçok okuyucum benim gibi okuyup değerlendirme yapmıştır. Ama o kadar etkilendim ki, tekrardan gözden kaçırmış olanlarla paylaşmak gereğini duydum. İspanya’da prensesin eşinin adı haksız kazanç elde etmek gibi bir yolsuzluğa karışmış. Hem enişte bey hakkında, hem de prenses hakkında savcılık soruşturma açtı. Üstelik prenses hakkında açılan soruşturma yolsuzluk yaptığı için değil! Yapılan yolsuzluğa göz yumduğu için yapıldı.
Ne kadar da bizdekilere benziyor!!!!
İspanya’da basın ve kraliyet ailesi ne yaptı?
Hemen soruşturma açan savcıyı görevden alıp, sürgün ederek, hakkında darbe yapmaktan dava açtığını sanıyorsanız, avucunuzu yalayın.
Kral ailesi prensesin aileden ihracına karar verdi. Kraliyet ailesinden olmanın ayrıcalıklarından yararlanma haklarını elinden aldılar. Basın söz birliği ederek suç şüphelisi olanın yargılanıp suçlu ise cezalandırılmasını, suçsuzsa zan altında kalmaktan kurtulup, aklanmasını istedi. Kral ailesindendir diye yağcılık, yaltaklık ve (çok nefret ettiğim) yalakalık sıfatlarına sarılmadı. Daha yolun başındayız. İlerde yargılamanın safhalarını da hep birlikte göreceğiz.
İspanya’da sistem böyle çalıştığı için adamlar akşamüzeri yaklaşık 2 saat dükkânları kapatıp, dinlenebiliyorlar. Buna karşın aksayan hiçbir şeyleri yok. Ulusal takımları dünya şampiyonu, spor kulüpleri kıtalararası şampiyon ve Avrupa şampiyon kulüpler şampiyonu olabiliyor.
Biz de ise: ‘Cumartesi tatilini kaldırsak mı?’ hesapları yapılıyor. Sanki yarım gün fazla çalışma ile ülkeyi kurtaracağız. Hiç kimse, ya da çok kimse sabah erken bir yere gitmem gerekiyor diye erken yatmalıyım demiyor. Bu proğramsızlığını telafi etmek için basıyor gaza, ya kendini ya da suçsuz günahsız birini ölümle karşı karşıya bırakıyor.
Tekrar İspanya’ya dönecek olursak: Düzen kurulmuş. Herkes yasalar önünde eşit. Hiç kimseye ayrıcalık yok. Hata yapan cezasını çekiyor.
Bizde ise bazıları biraz daha eşit. Güçlü isen hukuk da, yasa da, haklı da sensin. Güçsüzsen istediğin kadar haklı olduğunu iddia et. Bütün suçu üstüne yıkarlar. Sen de bu yükün altında ezilir, yok olur gidersin.
Ben İspanya gibi, İngiltere gibi, İsveç ve Norveç gibi haklının haklı, haksızın da haksız olduğu, gerçek demokrasileri, hukuk devletlerini ülkemde de yaşamak istiyorum. Hırsızlık yapanın lafla kolunun kesilmesini değil, gerçekte cezasını çekmesini istiyorum. Çünkü sadece bizde lafla peynir gemisi yürüyor. Bir tarafta hırsızlık, yolsuzluk şüphelilerinin nasıl kurtulacağı yolunda entrikalar döndürülürken, diğer tarafta, hırsızlık, yolsuzluk yapanın kardeşim bile olsa kolunu keserim sözüne inanmanın en hafifinden saflık olacağını düşünüyorum.