Novus Ordo Seclorum -61
Yeni Dünya Düzeni
Zaten Ölmüşüz, Siyanüre Ne Hacet!!!
Tam 60 yazıdır bir takım isimler verdim, büyük ailelerden bahsettim, siyasal olayları anlattım, şirket isimlerini ve sivil toplum örgütlerini burada ifşa ettim. Kim ne kadar okudu veya anladı bunu bilemem. Fakat şunu iyi biliyorum ki, ben üzerime düşen görevi yerine getirdim. Araştırdım, okudum, dinledim, izledim ve bütün bu bilgileri, içine hemen hemen hiç yorum katmadan, sizlere tebliğ ettim.
Bu süreç beni olduğum yerden aldı, başka noktalara taşıdı. Öyle ki; kırkından sonra değil ama otuzumdan sonra değiştim. Oynanan oyunun, siyasetin çok üzerinde olduğunu gördüm. Beş yıl akademik eğitim aldığım radyo-televizyon-sinema ve basın sektörünün, atom bombasından bile daha güçlü bir silah olduğunu idrak ettim. Aslında müslümanlıktan ne kadar bihaber olduğumuzu gördüm. Daha inen ilk Ayet-i Kerime'den (OKU), çuvalladığımızı anladım. Okumuyorduk, ahkam kestiğimiz dinimiziden de haberdar değildik. Ne fıkıh ilmimiz vardı, ne de tefsir. Ama Yahudi ve Hristiyanlar, hatta ateistler bizden daha çok hakimdi, İslamiyete. Avusturya'da Uluslararası İlişkiler okuyan, benden yaşça küçük olan kardeşim öyle bir cümle kurdu ki hala kulağımda küpedir. Dedi ki; ' Biz Müslümanlar para ile olan imtihanımızı kaybettik! '. Ne kadar doğru değil mi? Örnek mi? Arap coğrafyasının Lideri Kral Abdullah, sırf çıkarları için, en büyük İslam düşmanı George Bush ile aşıklar gibi elele tutuşup, yürüyebiliyordu. Çünkü Abdullah, o eli tutmasa, altın kenefe tuvaletini yapamayacaktı. Durum bu kadar basitti. O zenginliğin mimarının, George Bush olduğunu sanıyordu. Bilmiyordu ki, Hak Kitap'ta, 'sizlerin rızkını, daha siz doğmadan, size verdim' diyen Rabb'imizdi! İmtihan sadece fakirlikte değil, zengillikte de olmaz mıydı? Ya yıllarca destek verdiğimiz Ülker'e ne demeli? Dün itibari ile, dünyada ki tüm savaş ve kaosu belirleyen beyin takımının lideri, Prof. Dr. Henry Kissinger'ın, rektörü olduğu Harvard Üniversitesi'ne, tam 24 milyon dolar (55 trilyon) bağışladı. Harvard Toplum Sağlık Fakültesi'nde, kronik hastalıklara karşı araştırma yapan bir bölüm açtı. Bu bölümün adıda, 10 yıl süreyle Sabri Ülker olacak. Başında bulunan Prof. Dr. ise, bir Türk, Gökhan Hotamışlıgil. Eee arkadaş sana kimse sormuyor mu? Burada bunca araştırma üniversitesi varken, niye böyle bir yatırımı Amerika'ya yapıyorsun diye? Üstelik hocanda bir Türk demezler mi? Kimse demez çünkü umrunda değil. Bizi öyle bir hale getirdiler ki, okumaz, düşünmez, araştırmaz ve umursamaz bir toplum olduk. Biz Cola Turca içmeye devam edelim.
O kadar umursusuz ki; Karadeniz'in ve ülkemizin bütün değerleri, çokuluslu şirketlere peşkeş çekiliyor, biz köstek olacağımıza, destek oluyoruz. Mesela, HES' ler ile ilk önce derelerimizi çalmadılar mı? Biz ses çıkarabildik mi? Çünkü onlar camilerimize, okullarımıza, belediyelerimize para yağdırdı. Orada yaşayan köylüleri işe aldılar. 1500 ile 3000 TL'ye kadar maaşlar verdiler. Onlarda haliyle sustular. Çünkü cebine giren para, sağlıktan ve yeni nesillere bırakılacak doğal mirastan daha değerliydi. Şimdi ise en coşkun akan Fırtına Deresi bile kurudu. Artık orada eko sistem darmadağın. Ne yılan var derede, ne de kurbağa. Şimdi ise sırada Bahçeler Köyü var. Eskiden nasıl altın için Bergama'yı, gümüş için Kütahya'yı siyanürle zehirledilerse, şimdi Bahçeler Köyü'nü ve haliyle Fatsa'yı zehirleyecekler. Yine sistem aynı. İtalyan firması ve taşeronları, çevre sakinlerini paraya boğuyor. Mesela o maden şantiyesinede çalışan bir şöföre, 1.900 TL artı sigorta ve yemek veriyorlar. Bu da toplamda, 3.000 tl civarı bir rakam yapıyor. Bu parayı, bu memlekette öğretmenler alamıyor. Onlarda ses çıkarmadan işlerini yapıyorlar. Çernobil, nasıl 10 yıl sonra bizi vurduysa, malesef siyanürde aynısını yapacak. Hem de patlamasına bile gerek yok, bunu yavaş yavaş yapacak. Çok yakında hava yoluyla bulaşan siyanür, ilk önce doğayı çölleştirecek ve ardından bizleri talan edecek. Kütahya'da köylülere yaptığı gibi, dişlerimiz tek tek etinden ayrılıp, dökülecek. Çernobil yetmezmiş gibi, şimdi siyanür yüzünden kanser olacağız.
Biz yine derin uykumuza, kaldığı yerden devam edelim. Ne olsa dahalık yılan bize dokunmadı. Ama yarın, bu cebimize koyduğumuz paralar, tedavi harcamasına yetmeyecek!!! Bilginize!!!