PARA ve ONUR
Geçen hafta Ankara’da bir pilot yarbayımız Kuveytli diplomatların saldırısına uğrayarak ağır şekilde yaralandı. Olayın arkasından büyük elçi saldırganların sınır dışı edilmesi ya da bu olay nedeniyle istenmeyen adam ilan edilmesi durumlarında Kuveytli yatırımcıların yatırım yapmayacakları tehdidini savurdu.
Saldırıya uğrayan kişinin asker olması, pilot olması, iyi bir insan olması elbette saygı duyulacak bir özellik. Ancak ben burada, bu olayda sıradan herhangi bir kişi de olsa bundan sonra yazacaklarım için aynı doğrultuda değerlendirmek istiyorum. Şartlar ne olursa olsun; bir insanın eşinin ve çocuğunun yanında böyle bir harekete muhatap olması asla ama asla affedilemez. İnsanlık onuru bunu kaldıramaz. Kaldırmamalıdır da!
Kuveyt büyük elçisi koskoca Türkiye Cumhuriyetini para ile tehdit etmektedir. Eğer bizim paralı yatırımcılarımızın yatırım yapmasını istiyorsanız bir vatandaşınızın, eşinin ve çocuğunun yanında dayak yemesine, yerlerde sürüklenmesine, onurunun yerle bir olmasına, bir hiç sayılmasına katlanacaksınız, sesinizi çıkarmadan paşa paşa oturacaksınız diyor.
Büyük elçi bu cesareti nerden alıyor?
Biz değil miyiz? Çocuklarımıza ‘dediğimi yapmazsan sana harçlık vermem.’ Diye para ile Onların onurunu satın almaya kalkışan.
Biz değil miyiz? Halkımıza ‘Oy’unu bizim partiye vermezsen sana kömür, makarna-çay erzak torbası vermem’ diyen!
Biz değil miyiz? Bizim istediğimiz gibi soruşturma yapan polisleri terfi ettiren, bize zarar vereceğini hissettiklerimizi dağa taşa süren, bununla da yetinmeyip uydurma delillerle ceza evine göndermek için yırtınan…
Biz değil miyiz? Biat edenleri terfi ettirip, hak etmediği yerlere getirirken, hak edenleri mahkeme kararına karşılık defalarca görevden alan..
Biz değil miyiz? Bi taraf olan, bertaraf olur diye açıkça meydan okuyan…
Ne ekersen onu biçersin.
Bu, her şeyi hukuk ve adalet üzerine kurmak yerine; ekonomi, para ve kısacası menfaat üzerine oturtmanın en bariz bir kötü örneğidir. Eğer hukuk düzeni yerine, menfaat düzenini ön plana çıkarırsanız, sizi kendi silahınızla vururlar ve tıpış tıpış yerinizde oturmak zorunda kalırsınız. Böyle sonuçlarla karşılaşmamak için yıllarca bu sütunlarda hukuk diye nara atıyoruz.
Unutmayalım ki hukuk bir gün herkese lazım olacaktır.