BENCE DE MUHARREM İNCE...
Bir işyerinde uzun süre çalışanlarda ‘’ben olmazsam bu işyeri batar,herşeyi ben yapıyorum’’ gibi düşüncelerin ortaya çıkmasına ‘’büro pataloji’’ denir. Aslında o olmadan da o iş pekala yürür, belki daha da güzel yürür.Sonuçta işyerlerine elemanlar girer çıkar ama biri çıktı diye kimsenin işi batmaz.
Bu patalojik hastalık malesef bizi yöneten,yönetemeyen,bir şekilde bir yerlere gelmiş birçok insanda var.Kendilerini o kadar önemsiyorlar ki, onlar olmasa mahvoluruz zannedip,kimseye fırsat vermek istemiyorlar. Başarısızlıklarını kabul etmek istemiyorlar bile.
Bu aralar CHP’den Muharrem İnce sonunda buna isyan etti. Çünkü üst üste bu kadar başarısızlığa tahammül kalmadı. Bu ülkede 35 yaşın üstünde olanları devlet memuru yapmazlar ama ülke yönettirirler.Siyasette 5 yada 10 yıl uzun bir zaman değildir ama insan hayatında uzun bir zamandır ve bir dahaki seçimlere kadar biraz daha yaşlanacak olan genel başkanların şansı da azalacaktır. Şanslarının azalma sebebi muhakkak ki sadece yaşları değil, başta bulundukları süre içinde yapamadıklarıdır da. Başaramadıkça onlara olan güven de azalacaktır. Bir işyeri 10 yıl boyunca kar etmiyorsa yapacağı en iyi şey, ya devretmek yada kepengi kapatıp gitmektir. Kepengi kapatamayacağına göre, yapabilecek olanlara şans ver,çekil kenara, bir nevi onursal başkan olarak akıl hocalığı yap, en azından itibarın yürüsün.
En sade vatandaştan biri olarak ben bile defalarca bu köşede, muhalefetten artık olmaz, değişmeli diye defalarca yazdım. Kaldı ki siyasetin içinde yoğurulmuş adamlar nasıl anlamasın bunu. Sonunda isyan ettiler ve isyan bayrağı açılır açılmaz birçok aday zikredilmeye de başlandı. Şahsen Muharrem İnce’yi her zaman siyeset adamı olarak beğenmişimdir. Bir kenarda durmaz, her konuda tavrını,rengini belli eder. Muhalefette rüzgar nerden esecek bilinmez ama temennim çalışacak, değiştirecek, güven tazeleyecek birinin gelmesidir. Diğer başkanı yapıştığı koltuktan kaldırmak için çektikleri zorlukları bu sefer de çekebilirler bu da bir ihtimal. Neticede biz değişime direnç gösteren bir toplumuz.
Sadece parti başkanlarını değil, aradığımızda bulamadığımız, dişe dokunur bir hizmetini göremediğimiz diğer koltuk sahiplerini de değiştirme cesaretimiz yok. Artık hangi vasfıyla oturttu isek o koltuklara, anlaşılan sadece oturtmuşuz kaldırıp hizmet ettiremiyoruz. Bir değil iki makam sahibi olanları bile var ve para nerde dönüyorsa o işin takipçisi olmuşlar. Üyelerini yok saymışlar makamlarının tadını çıkarmaya koyulmuşlar,siz avazınız çıkana kadar bağırın kulakları tıkalı bunların. Hepsi patalojik vaka. Vasıflarına baktığımda sadece şans diyorum başka birşey görünmüyor çünkü. Ama nasip olursa, sonlarını da görmek için sabırsızlanıyorum. Makamının hakkını verene de helal olsun.