Büyük Nutuk
(Devamı Haftaya)
ekirdağ bölgesinde çok dağınık. Bir durumda bulunan 55.Tümen Toplanmaya zaman bulamadan, Yunan tümeni, Edirne’ye doğru yürümek isteyen Yunan kuvvetleri, o bölgedeki 60. tümene komuta eden Cemil Bey’in (İçişleri Bakanı Cemil Bey’dir) 25 Haziran’da kuvvetleriyle Edirne’ye gelmiş bulunan. Edirne – Karaağaç istasyonu arasında ciddi savaşlar vermiş olan. Şükrü Naili Bey’in (Şükrü Naili Paşa) dikkat ve direnmeleri sayesinde durduruldu. İlerlemeler önlendi.
TRAKYA’DAKİ KOLORDUMUZUN ASKERLİĞİN GEREKLERİNİ VE VATANSEVERLİK NAMUSUNU YERİNE GETİRMEMESİNİN TEK SORUMLUSU CAFER TAYYAR PAŞA’DIR.
Edirne’ye doğru serbestçe ilerlemekte olan düşman trenine karşı. Bütün 1. Kolordu kuvvetlerini toplayıp tedbir alacak olan Kolordu Komutanı Muhitttin Bey’in ne yaptığını bilmiyorum. Yalnız elde ettiğim bilgilere göre. Cafer Tayyar Bey, kendi kuvvetleriyle temas kuramadan. Havza yakınlarında atla dolaşırken düşman tarafından esir edilmiştir. Böylece sonra sevk ve idaresi bozulan 1.Kolordumuz tamamıyla dağıldı. Birliklerinin bir kısmı esir oldu. Bir kısmı da Bulgaristan’a sığındı.Sonuç olarak, Trakya’nın tamamı Yunanlıların eline geçti. Ne yazık ki, 1. Kolordu Komutanınca milletin istediği ileri görüşlülüğün. Uyanıklık ve fedakarlığın gösterildiğine şahit olamadık.
Efendiler, Trakya’nın özel ve güç şartlar içinde. Bulunduğuna şüphe yoktu. Fakat bu özellik ve güçlük. Hiçbir zaman Trakya’daki kolordunun askerliğin gereklerini. Yerine getirmesine ve vatanperverlik namusunu. Göstermesine engel olamazdı. Eğer bu yapılamamış ise. Millet ve tarih karşısında bunun tek sorumlusu Cafer tayyar Paşa’dır. Tarihte bütün bir vatanı çok üstün düşman kuvvetleri karşısında son bir avuç toprağına kadar karış karış kahramanca ve namusuyla savunmuş yine varlığını koruyabilmiş ordular görülmüştür. Türk ordusu bu cevherde bir ordudur. Yeter ki ona komuta edenler. Komuta edebilme vasıflarına sahip olabilsinler!
Efendiler, komutanla, askerliğin görev ve gereklerini Düşünür ve uygularken. Düşüncelerini siyasi görüşlerin etkisi altında bulundurmaktan kaçınmalıdırlar. Siyasetin gereklerini düşünen başka görevliler bulunduğunu unutmamalıdırlar. Komutanların, emirleri altına verilen millet evladını. Memleket vasıtalarını,düşmana ve ölüme doğru sürerken. Düşündükleri tek nokta. Milletin kendilerinden beklediği vatan görevini ateşle. Süngüyle ve ölümle yerine getirerek sonuç almaktır. Askeri görev, ancak bu anlayış ve inançla yerine getirilebilir. Lafla, politika ile, düşmanın aldatıcı vaadlerine kulak vermekle. Askerlik görevi yapılamaz. Omuzlarında ve özellikle kafalarında. Askerlik sorumluluğunu yüklenecek kadar Kuvvet bulunamayanların kötü sonuçlarla karşılaşmaları kaçınılmazdır.
Efendiler, bir komutanın esir düşmesi de mazur görülebilir. O zaman ki, askerliğin görev ve gereklerini. Yerine getirip uygulamakta. Elindeki kuvveti sonuna kadar. Son süngü ve son nefese kadar kullandıktan sonra. Kanını akıtmak fırsatını bulamaksızın düşman eline düşerse.. Efendiler, bütün ordusu, üstün düşman kuvvetleri karşısında yenilipte kendiliğinden geri çekilirken. Kılıcını çekip tek başına atını Düşman başkomutanının çadırına doğru sürerek. Ölüm arayan Türk komutanları görülmüştür.
Bir Türk komutanını, ordusunu kullanmaksızın. Herhangi bir kötü tesadüf ve kötü şans eseri bile olsa. Düşmana esir düşmesini biz mazur görsek de Tarih, bunu asla affetmez ve affetmemelidir. Türk inkılap tarihinin gelecek nesillere hitap ve uyarısı işte budur.
(Devamı Haftaya)