KALKIN(MA)
Bu cumhurbaşkanlığı seçim muhabbeti fazla uzadığı gibi cumhurbaşkanı olacak kişiyi kurtarıcı gibi de görmeye başladık bir yandan.Evet kurtarıcı olacak,başa kim geçtiyse yedi ceddi kurtulacak, zaten hep öyle olmadı mı?
Bu memleket ne şaibeli seçimler,sınavlar gördü.Bazı yerlerde itiraz edilen seçimlerin her yenilenmesinde farklı sonuçların çıkması da bir muamma değil miydi?Biz her vatandaş gibi sandıklara gidip oylarımızı kullandıktan sonra hükmümüz sona erecek,kaderimizle başbaşa kalacağız yine ve yine hiçbirşey değişmeyecek.Söylemlerde hep halkın derdindeler ama halk daha yerel yöneticisine bile ulaşabilmiş değil,o bile halktan izole.
Vaatlerden biri Türkiye’yi dünyanın ilk 10 ekonomisi içine sokmak. Bu gidişle girer. Tek derdimiz ekonomik kalkınma çünkü. Kim kalkınıyor belli değil. Esnaf orta ve dar gelirli grubunda,çiftçi desek onun derdini sormaya korkuyor insan kim kalkındırıyor bu ülkeyi anlamadım.Sanayi belli bölgeler dışında zaten yok gibi.Ticaretin tadı hiç yok.Nasıl olsun ki? Ticaret büyük firmalara kaldı küçük ve yerel esnaf bitik.Her mahalle başına zincir marketlerin bir halkası konuçlandı,bizim mahalle bakkalı nasıl başa çıksın? Arkasında ekonomistinden, avukatına, halkla ilişkilerinden, insan kaynakları, pazarlama uzmanına, bol miktarda nakitine kadar her türlü gücü olan firmayla nasıl başa çıkılır?
Küçük esnafa, kepengi kapatıp onun yanında maaşlı çalışmaktan başka çare mi var?Hızla iki gruba ayrılıyoruz; patronlar ve işçiler. Ticaretin bir sistemi yok, herşey tutturabildiğine.Siz aradan çekilin demek yerine küçük esnafa da bir yaşam şansı vermek gerekmez mi? On adım arayla market açılmasına izin verilirse pazarcı da ağlar,mahalle bakkalı da.Ruhsat denetimlerine gösterilen özen ruhsat verilirkende gözetilse,oda başkanları ekmeğini yediği insanlar için kılını kıpırdatsa,haklarını arasa,çiftçinin ürünü tarladan pazara gidene kadar 1.80 tl fark yemese tüketen değil üreten ve hakkını alan toplum olsak daha mutlu ve daha kalkınmış bir ülke olmazmıyız acaba?
Madem küçük esnaf bu kadar gözden çıkarıldı kredi verip insanlara işyeri açtırmayın o zaman, yazıktır. Zaten 18 yaşını dolduran herkes bu memlekete borçlanmaya başlıyor. O kadar yaşanılası ve mutlu bir ülkeyiz de neden yöneten kimsenin çoluğu çocuğu yönettiği şehirde hatta ülkede yaşamıyor,okumuyor,ticaret yapmıyor.
Havaalanları,hızlı trenler,gökdelenler bizi kalkınmış bir ülke yapmaz.İnsana ve emeğe verilen değer ile doğru orantılıdır medeniyet dediğimiz şey.Seçime kadar cumhuruz,seçimden sonra Allah kerim.
Güçlü ve kalkınmış bir ülke olmayı, dünya ülkeleri arasında değer görmeyi her millet ister muhakkak ama halkı eze eze değil halkla birlikte kalkınarak.Emeğe ve emekçiye verilen değeri Soma’da gördük,bizim hayatımız 5 kuruş etmez,ihmale tabi ölümüz para.Birileri kalkınsın diye bazı zayiatlar verilir, ülke kalkınsın diye neler vereceğiz bakalım.