Görüntülenen Sayı: 2244
2811 | Yayım Tarihi: 11 Temmuz 2014 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Büyük Nutuk

Büyük Nutuk


Facebook'ta Paylaş

YEŞİL ORDU
    Ben   bir   yandan   ordumuzu   canlandırmak   ve   güçlendirmek   için   çareler   ararken. Bir   yandan  da   her   türlü   sakıncalara   rağmen. Her   yerde, ister   istemez   kurulmuş   olan   milli   müfrezelerden   yararlanmaya    çalışıyordum. Fakat, ciddi   bir   disiplin. Kayıtsız   şartsız   ve   tereddütsüz   itaat  isteyen.Önemli   askerlik   görevlerinin. Ancak   düzenli   bir   ordu   ile   yerine   getirilebileceği   Gerçeğini   unutmaya   elbette   imkan   yoktu. Milli   müfrezelerden   yararlanma.Zaman   kazanma   maksadına   dayanabilirdi. Şüphesiz, kullanılmaları   zorunlu   olan   milli   müfrezelerin, seçkin. Şuurlu   kimselerden    kurulabilmesi   arzu   edilirdi.
    Yeşilordu   teşkilatının   ilk   kurucuları    arasında   bulunan   yakın   arkadaşlar.Sırf   bana   yardım   amacıyla   ve   beni   ayrıca   yormamak   düşüncesiyle. Kendileri   teşebbüse   geçerek  çalışmayı   uygun   görmüşler. Bana    yalnız, yararlı   bir   iş   yapacaklarını   söyleyerek. Kısaca   bu   teşebbüslerden   söz   etmişlerdi.Ben   gerçekten meşgul   olduğum   için.Arkadaşların   bu   teşebbüsleriyle   uzunca   bir  süre   ilgilenemedim. Yeşilordu teşkilatı   bir     bakıma  gizli   bir   teşkilat   olarak   kurulmuş   ve   oldukça   genişlemiş. Genel   sekreteri   Hakkı   Behiç   Bey   ve   Ankara’daki   yönetim   kurulu   önemli. Esaslı   çalışmalar   yapmışlar. Basılı   tüzükleri   ve   görevli   memurları   her   tarafa gönderilmiş. Yalnız  bir   noktayı   da   işaret   etmeliyim   ki, Yeşilordu   teşkilatı   ile   meşgul   olanlar. Benim   bu   işi   bildiğimi, uygun   olduğumu    istediklerini   söylediklerinden. Her   tarafa   benim   adıma   teşkilatı   genişletmeye. Güçlendirmeye   çalışanlar     çoğalmış.Faaliyete   geçmiş    olan    teşkilat. Yalnızca    milli   müfrezeler    oluşturmak   gibi.Sınırlı   bir   alandan   çıkmış. Çok   genel   bir   amaca   yönelmiş. 
    Teşkilatın   kurucuları   arasına. Milletvekili   olan   Çerkez   Reşit   Bey   Ankara   üzerinden   Yozgat’a   gidip   gelirken   olacak. Çerkez   Ethem    ve   kardeşi    Tevfik   Bey’ler   de   girmişler. Bundan   başka   Ethem   ve   Tevfik   Bey   müfrezelerinin    bütün   adamları    Yeşilordu’nun  adeta   temelini   oluşturmuşlar.
ÇERKEZ    ETHEM  VE   KARDEŞLERİNİN   DİKKATİ   ÇEKEN   BAZI   TAVIR   VE   DAVRANIŞLARI
    Efendiler,bu   girişten   sonra,Çerkez   Ethem    Bey   ve  kardeşlerinin   ilk   defa   dikkati   çekmeye   başlayan. Bazı   tavır   ve  davranışları   hakkında    Yüksek    heyetinizi  aydınlatmak   isterim. Çerkez   Ethem  Bey   milli   müfreze   ile önce  Anzavur’un   takibinde   sonra  da    Düzce   isyanında. Başarılı   bazı   hizmetlerde   bulunmuş    Yozgat’a   gitmek   üzere    Ankara’ya   çağrıldığı   zaman. Hemen   herkesten    iltifat   ve   takdirler    görmüş. Şüphesiz, kendisini   abartılı    bir   tarzda   beğenenler. Övenler  de   bulunmuştur.  Ethem   Bey   ve  kardeşlerinin   daha   sonraki    davranışları.  Gördükleri   övücü   muameleden   mağrur   olduklarını. Bazı   hayallere    kapıldıklarını  gösteriyor. Ethem   Bey  ve   kardeşlerinden  Tevfik   Bey, Yozgat’ta, isyan   bastırmakla    meşgul   oldukları   sırada   Kendilerine   uzak   yakın  ne  kadar  askeri.Milli   komutanlarımız   varsa. Bunların  rütbe   ve   mevkilerine   değer vermeksizin. Hepsine   birer   birer   aşağılayıcı. Saldırgan   davranışlarda   bulunmakta. Hiçbir   sakınca   görmemeye   başladılar.Ethem   Bey’in   şahsını, niteliğini   ve   değerini   tanımayan   komutanların   çoğu.  Memleketin    ateş   içinde   bulunduğunu. Ethem   Bey’in  abartılı    olarak   duydukları    hizmetini   düşünerek. Mümkün   olduğu   kadar   kendisiyle    fazla   çekişmekten   kaçınmışlardı.
    Bundan   cesaret   alan   Ethem   ve  kardeşi  Tevfik  Bey’ler. Türk   ordusunda   değerli  hiçbir   subay.Komutan   bulunmadığı    ve   kendilerinin   herkesten   üstün.Birer   kahraman  oldukları    zannına   kapılmışlar.Bu   düşüncelerini   açıktan   açığa    pervasızca   herkese   söylemekten    çekinmemeye   başlamışlardı. Doğrudan   doğruya   valilere. Herkese   emirler   veriyorlar.Emirlerinin   yerine   getirilmemesi   halinde. İdam   edilecekleri   gözdağını   da  ekliyorlardı. Ethem   Bey, Ankara   ve   Ankara’daki   hükümet   üzerinde    bile   otorite   kurma   denemesinde   bulunmuştur.Sözde Yozgat   isyanı, Yozgat’ın   bağlı   bulunduğu   Ankara   valisinin   kötü  idaresinden   çıkmış.Bundan   dolayı  isyana   sebep  olanlar   için.uyguladığı   cezayı,  ki   o   ceza  asılarak   idamdı.Ankara   valisi   için   de   olay   yerinde    doğrudan   doğruya   kendisi   uygulamaya   karar   vermişti. Yozgat’a   gönderilmesini   istediği   Ankara   valisi   Milli   Mücadele’de   fevkalade   hizmet   etmiş.Yararlılık   göstermiş   ve   göstermekte   olan   Yahya   Galip   Bey’di  Yahya   GalipBey’in hizmeti    özellikle   bizce   takdir   edilmiş.Çok  gerekli   ve   yararlı bir   zat   olduğu   biliniyordu. İşte   böyle   bir  zatı, kendi   eline, idam   sehpasına   vermeye. Bizi   mecbur   etmekle   en  büyük  otorite.Etkiyi   kazanabileceğini   düşünmüştü. Elbette   Yahya   Galip  Bey’i    veremezdik   ve  veremedik. Ethem   ve   kardeşleri  bu   konu   üzerinde   fazla   ısrar  edemediler. Fakat   Yozgat’ta, özellikle     milletvekillerine: “Ankara’ya   dönüşümde   Büyük   Millet   Meclisi   Başkanını   Meclis   önünde   aşacağım”    şeklinde   boşboğazlıkları   duyulmuştur. Yozgat   milletvekili     Süleyman  Sırrı   Bey   de   bu   boşboğazlığı    duyanlardandır.Biz, bütün   duyup   öğrendiklerimize   rağmen. Bu   kardeşleri   daima   yararlanabileceğimiz   bir   durumda. Bulundurma   yolunu   tercih   ettik.Bu   sebeple  kendilerini  idare   ettik.Yozgat’tan   sonra    Ankara   üzerinden   Kütahya   bölgesine   gönderdik.  Bu   konuya   tekrar   dönmek   üzere   sözü   asıl   konumuz   olan   Yeşilordu’ya   getireceğim
    Bilginize   sunmuştum  ki, her   yerde. Yeşilordu  teşkilatını   benim  adıma  kuruyorlardı.Şahsen   tanıdığım   kimselerden    birinin   Erzurum’lu Nazım   Nazmi  Bey’in, görevli  bulunduğu. Malatya’dan   gönderdiği   bir   mektupta, Yeşilordu  teşkilatının   beni   sevindirecek   biçimde. Genişletilmesine   çalışıldığı   bildiriliyordu. Bu  haber   üzerine.Bu   gizli  dernek   hakkında  araştırmalar   yaptım. Bu   derneğin   nitelik   bakımından   zararlı   bir   şekil  aldığı   görüşüne   vardım. Hemen   kapatılması   gerektiğini  düşündüm.Bu   konuda   tanıdığım   bazı     arkadaşları   aydınlattım. Görüşlerimi   söyledim.Onlarda   gereğini yerine  getirdiler. Fakat, Genel   sekreter   olan   Hakkı   Behiç   Bey, Derneğin   kapatılması   ile   ilgili. Teklifimin   yerine   getirilmesinin   mümkün   olmadığını   söyledi.Ben   kapattırırım,dedim.  Bunu   da   imkansız   olduğunu çünkü, durumun   tahminden   daha  büyük. Daha   güçlü  olduğunu   Bu   derneği   kurmuş   olanların   sonuna   kadar. Amaçlarından   ayrılmayacakları  konusunda. Birbirlerine  söz   vermiş    olduklarını   kendine   has   bir   tavırla   söyledi.  
    Olaylar   gösterdi   ki, Biz   bu   gizli   derneğin   faaliyetine   son   vermeye   çalıştığımız   halde. Tam   olarak   başarılı   olamadık.  Reşit, Ethem   ve   Tevfik  kardeşler   başta   olmak   üzere. Dernek   ileri    gelenlerinden   bir   kısmı. Bu   defa   faaliyetlerine   yıkıcı   yönde. Bize   karşı   olarak   devam   etmişlerdir. Eskişehir’de   çıkarttıkları   Yeni   Dünya   gazetesi   ile  de; Düşünce   ve   amaçlarını    saldırgan   bir   şekilde  yayınlatıyorlardı. 
            -Devam  edecek-

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.