Büyük Nutuk
YEŞİL ORDU
Ben bir yandan ordumuzu canlandırmak ve güçlendirmek için çareler ararken. Bir yandan da her türlü sakıncalara rağmen. Her yerde, ister istemez kurulmuş olan milli müfrezelerden yararlanmaya çalışıyordum. Fakat, ciddi bir disiplin. Kayıtsız şartsız ve tereddütsüz itaat isteyen.Önemli askerlik görevlerinin. Ancak düzenli bir ordu ile yerine getirilebileceği Gerçeğini unutmaya elbette imkan yoktu. Milli müfrezelerden yararlanma.Zaman kazanma maksadına dayanabilirdi. Şüphesiz, kullanılmaları zorunlu olan milli müfrezelerin, seçkin. Şuurlu kimselerden kurulabilmesi arzu edilirdi.
Yeşilordu teşkilatının ilk kurucuları arasında bulunan yakın arkadaşlar.Sırf bana yardım amacıyla ve beni ayrıca yormamak düşüncesiyle. Kendileri teşebbüse geçerek çalışmayı uygun görmüşler. Bana yalnız, yararlı bir iş yapacaklarını söyleyerek. Kısaca bu teşebbüslerden söz etmişlerdi.Ben gerçekten meşgul olduğum için.Arkadaşların bu teşebbüsleriyle uzunca bir süre ilgilenemedim. Yeşilordu teşkilatı bir bakıma gizli bir teşkilat olarak kurulmuş ve oldukça genişlemiş. Genel sekreteri Hakkı Behiç Bey ve Ankara’daki yönetim kurulu önemli. Esaslı çalışmalar yapmışlar. Basılı tüzükleri ve görevli memurları her tarafa gönderilmiş. Yalnız bir noktayı da işaret etmeliyim ki, Yeşilordu teşkilatı ile meşgul olanlar. Benim bu işi bildiğimi, uygun olduğumu istediklerini söylediklerinden. Her tarafa benim adıma teşkilatı genişletmeye. Güçlendirmeye çalışanlar çoğalmış.Faaliyete geçmiş olan teşkilat. Yalnızca milli müfrezeler oluşturmak gibi.Sınırlı bir alandan çıkmış. Çok genel bir amaca yönelmiş.
Teşkilatın kurucuları arasına. Milletvekili olan Çerkez Reşit Bey Ankara üzerinden Yozgat’a gidip gelirken olacak. Çerkez Ethem ve kardeşi Tevfik Bey’ler de girmişler. Bundan başka Ethem ve Tevfik Bey müfrezelerinin bütün adamları Yeşilordu’nun adeta temelini oluşturmuşlar.
ÇERKEZ ETHEM VE KARDEŞLERİNİN DİKKATİ ÇEKEN BAZI TAVIR VE DAVRANIŞLARI
Efendiler,bu girişten sonra,Çerkez Ethem Bey ve kardeşlerinin ilk defa dikkati çekmeye başlayan. Bazı tavır ve davranışları hakkında Yüksek heyetinizi aydınlatmak isterim. Çerkez Ethem Bey milli müfreze ile önce Anzavur’un takibinde sonra da Düzce isyanında. Başarılı bazı hizmetlerde bulunmuş Yozgat’a gitmek üzere Ankara’ya çağrıldığı zaman. Hemen herkesten iltifat ve takdirler görmüş. Şüphesiz, kendisini abartılı bir tarzda beğenenler. Övenler de bulunmuştur. Ethem Bey ve kardeşlerinin daha sonraki davranışları. Gördükleri övücü muameleden mağrur olduklarını. Bazı hayallere kapıldıklarını gösteriyor. Ethem Bey ve kardeşlerinden Tevfik Bey, Yozgat’ta, isyan bastırmakla meşgul oldukları sırada Kendilerine uzak yakın ne kadar askeri.Milli komutanlarımız varsa. Bunların rütbe ve mevkilerine değer vermeksizin. Hepsine birer birer aşağılayıcı. Saldırgan davranışlarda bulunmakta. Hiçbir sakınca görmemeye başladılar.Ethem Bey’in şahsını, niteliğini ve değerini tanımayan komutanların çoğu. Memleketin ateş içinde bulunduğunu. Ethem Bey’in abartılı olarak duydukları hizmetini düşünerek. Mümkün olduğu kadar kendisiyle fazla çekişmekten kaçınmışlardı.
Bundan cesaret alan Ethem ve kardeşi Tevfik Bey’ler. Türk ordusunda değerli hiçbir subay.Komutan bulunmadığı ve kendilerinin herkesten üstün.Birer kahraman oldukları zannına kapılmışlar.Bu düşüncelerini açıktan açığa pervasızca herkese söylemekten çekinmemeye başlamışlardı. Doğrudan doğruya valilere. Herkese emirler veriyorlar.Emirlerinin yerine getirilmemesi halinde. İdam edilecekleri gözdağını da ekliyorlardı. Ethem Bey, Ankara ve Ankara’daki hükümet üzerinde bile otorite kurma denemesinde bulunmuştur.Sözde Yozgat isyanı, Yozgat’ın bağlı bulunduğu Ankara valisinin kötü idaresinden çıkmış.Bundan dolayı isyana sebep olanlar için.uyguladığı cezayı, ki o ceza asılarak idamdı.Ankara valisi için de olay yerinde doğrudan doğruya kendisi uygulamaya karar vermişti. Yozgat’a gönderilmesini istediği Ankara valisi Milli Mücadele’de fevkalade hizmet etmiş.Yararlılık göstermiş ve göstermekte olan Yahya Galip Bey’di Yahya GalipBey’in hizmeti özellikle bizce takdir edilmiş.Çok gerekli ve yararlı bir zat olduğu biliniyordu. İşte böyle bir zatı, kendi eline, idam sehpasına vermeye. Bizi mecbur etmekle en büyük otorite.Etkiyi kazanabileceğini düşünmüştü. Elbette Yahya Galip Bey’i veremezdik ve veremedik. Ethem ve kardeşleri bu konu üzerinde fazla ısrar edemediler. Fakat Yozgat’ta, özellikle milletvekillerine: “Ankara’ya dönüşümde Büyük Millet Meclisi Başkanını Meclis önünde aşacağım” şeklinde boşboğazlıkları duyulmuştur. Yozgat milletvekili Süleyman Sırrı Bey de bu boşboğazlığı duyanlardandır.Biz, bütün duyup öğrendiklerimize rağmen. Bu kardeşleri daima yararlanabileceğimiz bir durumda. Bulundurma yolunu tercih ettik.Bu sebeple kendilerini idare ettik.Yozgat’tan sonra Ankara üzerinden Kütahya bölgesine gönderdik. Bu konuya tekrar dönmek üzere sözü asıl konumuz olan Yeşilordu’ya getireceğim
Bilginize sunmuştum ki, her yerde. Yeşilordu teşkilatını benim adıma kuruyorlardı.Şahsen tanıdığım kimselerden birinin Erzurum’lu Nazım Nazmi Bey’in, görevli bulunduğu. Malatya’dan gönderdiği bir mektupta, Yeşilordu teşkilatının beni sevindirecek biçimde. Genişletilmesine çalışıldığı bildiriliyordu. Bu haber üzerine.Bu gizli dernek hakkında araştırmalar yaptım. Bu derneğin nitelik bakımından zararlı bir şekil aldığı görüşüne vardım. Hemen kapatılması gerektiğini düşündüm.Bu konuda tanıdığım bazı arkadaşları aydınlattım. Görüşlerimi söyledim.Onlarda gereğini yerine getirdiler. Fakat, Genel sekreter olan Hakkı Behiç Bey, Derneğin kapatılması ile ilgili. Teklifimin yerine getirilmesinin mümkün olmadığını söyledi.Ben kapattırırım,dedim. Bunu da imkansız olduğunu çünkü, durumun tahminden daha büyük. Daha güçlü olduğunu Bu derneği kurmuş olanların sonuna kadar. Amaçlarından ayrılmayacakları konusunda. Birbirlerine söz vermiş olduklarını kendine has bir tavırla söyledi.
Olaylar gösterdi ki, Biz bu gizli derneğin faaliyetine son vermeye çalıştığımız halde. Tam olarak başarılı olamadık. Reşit, Ethem ve Tevfik kardeşler başta olmak üzere. Dernek ileri gelenlerinden bir kısmı. Bu defa faaliyetlerine yıkıcı yönde. Bize karşı olarak devam etmişlerdir. Eskişehir’de çıkarttıkları Yeni Dünya gazetesi ile de; Düşünce ve amaçlarını saldırgan bir şekilde yayınlatıyorlardı.
-Devam edecek-