Novus Ordo Seclorum - 51
Yeni Dünya Düzeni
Türkiye'de Dernekler, Yardım Derneği mi, yoksa bölücü örgütler mi?
Bu yazı dizisine başlayana kadar, herşey benim için, toz pembeydi. Ama araştırdıkça, okudukca, aslında gördüklerim İce-berg'in görünen yüzü olduğuna, altında fersah fersah yalanın bulunduğuna şahit oldum. Bu sebeple güncel bir siyasi olaya bakarken, bunun sebebini bir çok açıdan irdeliyorum. Şimdi ki konum ise; ülkemizde kurulan dernekler veya diğer deyişle, sivil toplum örgütlerinin arkasında kimlerin olduğu? TEGV, TEMA, TOSAV, TESEV, TDV, KA-DER, KA-MER, KADAV, TEMAV, TESAV ve diğer derneklerin, amacı yardım mı, yoksa ülkemizi bölmek mi? İnanın çok şaşıracaksınız.
ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrası, bizim gibi korumaya aldığı ülkeleri, kendi ilkelerinden soyutlama politikasını, bilinçle uygulamış olup, ulusal iradeleri baskı altında tutmuştur. Önce o ülkelerin askerlerini ülkesinde eğitmiş, onlara ülke yönetimini yönetecek politik yetenek kazandırmıştır. Bu sebeple ülkemizde ve göz diktiği ülkelerde, sıkça darbe olmuş, bu darbelerle istedikleri komutanları ülkenin başına getirmişlerdir. Bu ülkeleri, Türkiye, Nikaragua, Endonezya, Malezya, Panama, Şili, Irak, Libya, Mısır, SSCB, Çekoslovakya, Afganistan diye bir nefeste sıralayabilirim. ABD Başkanı Roosevelt'in sağ kolu, Harry Magdoff, Emperyalizm Çağı kitabında şöyle yazmıştır; ' Birleşik Devletler'deki ve yabancı ülkelerdeki askeri okullarımızda, seçme subaylar ve önemli mevkilerde bulunacak uzmanları eğitmemiz, askeri yardım yatırımlarımızdan en önemlisidir. Bu öğrenciler, dönüşlerinde eğitici olmak üzere kendi ülkeleri tarafından, özel olarak seçilmiştir. Öğrendikleri bilgileri, diğerlerine aktaracak olan geleceğin liderleridir. Böyle kimselerden dostlar edinmenin değeri, ölçülemeyecek kadar fazladır.' İşte bu askerler, ABD düğmeye bastığı zaman, darbeyi gerçekleştiren subaylardır. 80 İhtilalinde, CIA Şefi Paul Henze 'Bizim çocuklar başardı!' diye, ABD Başkanı Jim Carter'a haber verdiği, 'bizim çocuklar' (!), gerçektende onların çocuklarıdır.
1988 Yılından bu yana ise bu askeri eğitimlerin yanına, halkı ikiye bölecek sivil toplum örgütleri kurdurdular, hedeflerindeki ülkelere. Artık söylemleri değişmişti ama amaçları hep aynıydı; 'Böl-parçala-yönet!'. Şimdi ki anahtar sözcükleri ise, 'Project Democracy' olacaktı. Irak'a, Afganistan'a filan demokrasi getirdiler ya, işte o demokrasiden (!). Bunu yaparken ise etnik kökeni bol olan ülkelerin, ilk önce içine dinamitler koyarak olmalıydı. Bu uzun bir süreç istiyordu ama sonu istedikleri gibi olacaktı. ABD'de kurulan NED (National Endowment for Democracy) , IRI (İnternational Republican Institute) (Cumhuriyetçi Parti kurmuştur.), CIPE ( Center International Private Enterprise), NDI (National Democracy Institute) (Demokrat Parti kurmuştur.) gibi dernekler, ülkemizde kendilerine hizmet edecek dernekler kurdurmuş veya kurulmuş derneklere yüklü miktarda maddi yardımlar yapmıştır. Bu dernekler o kadar güçlüdür ki, anayasamızda yer alan maddelerde bile değişiklik yaptırabilmiştir. Bu yardımlar ile, kitle iletişim araçları ele geçirilmiş, aydın kesimlerimiz yurt dışı ve içinde seminerlerde eğitilmiş, milletvekillerimiz satın alınmıştır. Halk ise Kürt-Türk, Alevi-Sünni olarak bölünmüştür.
Bu yazı, sadece konuya giriş yazısıdır. İlerleyen haftalarda, 'Bu kadar da olamaz!' diyeceğiniz yazılarla karşılacaksınız! Beklemede kalın!