Görüntülenen Sayı: 2242
2803 | Yayım Tarihi: 27 Haziran 2014 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Büyük Nutuk

Büyük Nutuk


Facebook'ta Paylaş

       TÜRKİYE   BÜYÜK  MİLLET   MECLİSİ   HÜKÜMETİNİN   DIŞ   İŞLERİNDE   VERDİĞİ   İLK   KARAR

Efendiler, kurulan   Türkiye   Büyük   Millet   Meclisi   Hükümeti’nin   dışişleri   konularında   verdiği   ilk   karar. Moskova’ya   bir   heyet   gönderilmesi    olmuştur. Heyet   Dışişleri   Bakanı   Bekir   Sami   Bey’in başkanlığında     idi. İktisat   vekili   Yusuf   Kemal   Bey   üye   bulunuyordu. 11   Mayıs   1920’de   Ankara’dan   hareket   eden   heyetin   asıl   görevi, Rusya   ile   ilişki   kurmaktı. Rusya’nın   hükümetimizle   yapacağı   anlaşmanın   bazı   hükümleri, 24    Ağustos   1920’de   paraf   edilmiş   olmakla   birlikte. Durumun   gereği   olarak   uzlaşmaya   bağlanamayan. Bazı   noktalardan   dolayı   gecikmiştir. Moskova   Antlaşması (‘3’)   diye  anılan. Diplomatik   belgenin   imzası   ancak   16   Mart   1921’de   mümkün   olmuştur.
Saygıdeğer   efendiler, memleket   içinde    yer   yer   kendini   gösteren  iç  isyanları   takip   etmekte   gecikmeyen   ilk   genel   Yunan   taarruzu, Bakışlarımızı   tekrar   Batıya   çevirmemize   neden   olacaktır.  
YUNANLILAR’IN     İLK   GENEL   TAARRUZU
Yunanlılar, 22   Haziran   1920’de  Milne (Miln)  hattından   genel  taarruza   geçtiler. Kuvvetleri  altı  tümene   çıkmıştı.Üç   tümenle   iki   koldan, Akhisar – Soma   yönünden; iki   tümenle   Salihli   yönünden; bir   tümenle   de   Aydın   cephesinden   taarruza   geçtiler. (Girdikleri   yeri   yağmaladılar   ve   her  türlü   işkenceyi   yaptılar.) Düşmanın   kuzey   kolu, 30   Haziran   1920’de   Balıkesir’e   girdi. Süvarileri    2   Temmuz  1920’de   Kirmastı   ve    Karacabey’i işgal   etti.Bu   düşman  karşısında   bulunan   61.  Ve 56.  Tümenlerimiz, Ulubat   köprüsünü   tahrip   ederek   Bursa’yı   da   işgal   etti. İleri   hatlarını   Dünboz – Aksu   hattına   kadar   sürdü. Bunun  karşısındaki     kuvvetlerimiz   çok   fazla   sarsıldı.  Eskişehir’e   kadar   çekildi.   Bu   savaşlar   sırasında   İngiliz’ler,   25   Haziran    1920’de    Mudanya’ya   ve  2  Temmuz   1920’de    de   Bandırma’ya   birer    müfreze   çıkardılar.
Salihli   yönünde   Doğuya   ilerleyen   iki   Yunan   tümeni   de,  24   Haziran’da   Alaşehir’e  girdi. Daha   sonra   ilerleyerek    29   Ağustos’ta     Uşak’ı   zaptetti. Dumlupınar    sırtları   elimizde   kalmak   üzere.   Bu   bölgeye    kadar  ilerledi. Bu   düşman   karşısında   bulunan    23. Tümen   Milli   kuvvetlerimiz    çok   kayıp   verdi. Ve  zayıf   düştü.   Aydın’dan   ilerleyen   bir   Yunan   kolu   da, Nazilli’ye   kadar   geldi.  Bu   harekat   sırasında, tümenlerimizin    kuru   birer    kadro   halinde    olduklarını. Harp  malzemelerinin   bulunmadığını. Henüz   takviyelerine   de   imkan   olmadığını   bilirsiniz. Efendiler, bizzat   Eskişehir’e   ve  oradan  da   ileri   bölgelere   gittim.   Gerek    orada   gerek   başka   bölgelerde   bulunan   kuvvetlerimizin   düzene   sokulmasını   emrettim.Yeniden, düşman   karşısında.Düzenli   komutaya   bağlı   cepheler   kurulmasını   sağladım.
YUNAN   TAARRUZU   İLE   BOZULAN   MİLLİ  CEPHELER  KONUSUNDA   MECLİSTEKİ 
 ELEŞTİRİLER
Efendiler, Yunan   taarruzu   ve   milli   cephelerin    bozulması. Mecliste   büyük   bir  sıkıntıya.Şiddetli   hücum   ve   eleştirilere   neden   oldu. Büyük   Millet   Meclisi’nin   13  Temmuz1920   günü,41.toplantısında   kusurlarından. İdaresizliklerinden  dolayı. Bursa   Komutanı  Bekir   Sami   ve   Valisi   Haşim   Muhittin   Beylerin.   Alaşehir   Komutanı    Asir   Bey’in  ne   için   harp   divanına   verilmediklerinden    dolayı. Genelkurmay    Başkanlığı   ve   İçişleri   Bakanlığı   hakkında  gensoru   önergeleri   okundu.
Bu   önergenin   sahibi, Afyonkarahisar   Milletvekili  Mehmet  Şükrü   Bey’di. Sinop   Milletvekili   Hakkı   Hami   Bey’in   de. Hemen   cezalandırılma   konusundaki   ısrarı   “bravo”   sesleriyle   karşılanıyordu.Önerge    sahibi   olan   Mehmet   Şükrü   Bey’in.Biz   sorumlu   tutulduklarını   görmek   istiyoruz! Feryadı üzere, gensoru    kabul   ediliyor. Soruşturma   günü   olarak   tespit   edilen     14   Ağustos   1920’de  Genel   Kurmay   Başkanı   cevap  verdi. Fakat   bir   türlü   inandırmak   ve   yatıştırmak   mümkün   olamıyordu. Karahisar   Milletvekili, asker   geri   çekilirken.Bir   komutanın   otuz   altı   deve   eşya   götürdüğünü   söylüyor. Başka   bir   millet   vekili  de. Yunan   ordusunun   kısa   bir   zaman   içinde.  Akhisar’dan   Marmara   sahillerine  varıncaya   kadar. Bütün  şehir   ve   köyleri   yıldırım  hızıyla. İstila   ettiğinden   söz   ederek. Bursa   felaketi   dolayısıyla   uğramış   olduğumuz   korkunç   zarar. Dünyanın   gözünde, Anadolu’da   savunma   denilen   şeyin. Bir   göz   korkutma   olduğuna. Genel   bir   kanaat   uyandırmıştır.   Diyor. Bu   büyük   bozgunun   sorumlularının   cezalandırılmalarını   istiyordu.
Efendiler, uzun  ve   ateşli   olarak   devam   eden   tartışmalara. Benim   de   karışmam   gerekti. Ortaya   çıkan   bu   çok   acı   durumda. Meclisin   üzüntü   ve   ilgisini   takdir   ettikten   sonra. Düşünce   ve   duyguları   yatıştırmak   amacıyla   konuşma, açıklamalar  yaptım.Benim   sözlerime   karşı   yapılan   ufak   tefek    hücumlara  da     cevap   verdikten   sonra.Genel   açıklamalar    yeterli   görüldü.
Efendiler, ayrıntılarını    meclis   tutanaklarında. Okuduğunuz   bu   ateşli   görüşmelerden   önce. 26   Temmuz   1920   günü   de. Gizli bir  oturumda     buna   benzer   bir   görüşme   olmuştu.   Orada   da   uzun   açıklamalar   yapmaya   mecbur   olmuştum.  Çünkü,  üzüntü   ve   ıstırap   sonucu. Yapılmakta  olan   tenkit   ve   tekliflerde . Bu   yenilgiyi    doğuran   gerçek   sebepler   sanki   unutmuş   gibiydi.Bütün   felaketin   sebebi   olarak. Daha   kurulalı, üzeri   görev   yükleneli   iki   ay   bile   geçmemiş   olan. Bakanlar  Kurulu’nu  sorumlu   tutmak   gayesi  güdülüyordu.Bir  yılı  aşkın   bir   zamandan  beri. Yunan   ordusunun  İzmir   bölgesinde    yerleşmiş. Durmadan  hazırlanmakta   olduğu.Buna  karşılık  İstanbul Hükümeti’nin   ordumuzu   sürekli   olarak    Felce   uğratacak  şartlar   hazırlanmakla   meşgul   olduğu. Milletin   kendiliğinden  kurabildiği. Milli  kuvvetleri    dağıtıp   yok  ettirmeye  çalışmaktan    başka   bir şey     yapmadığı   asla   düşünülmüyordu. Eğer   bir   yıl   içerisinde.Yunan   kuvvetleri   karşısında. Az  çok  bir   varlık   gösterilmişse. Bunun  da   beş   on  fedakarın   kendiliğinden    gösterilmiş   olduğu. Azim  ve   gayretlerinin   ürünü   olduğunu   insafla   görmek   istemiyorlardı.  Askeri   harekatı, gerçek   durumu   kavrayarak. Askerliğin   gereklerini  göz   önünde   tutarak  Düşünen   ve   inceleyen  yoktu. Söylenen   sözler,  ya   vatanseverlik   duygusunun. Feryad    ve   figan   halinde   dile  getiriliyordu. Söz   söyleyenler   içinde. Ender   olmakla   birlikte  milli   inancı. Vatana   bağlılığı  şüpheli   olanlar   bile   vardı.  -Devam  Edecek-

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.