Büyük Nutuk
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ HÜKÜMETİNİN DIŞ İŞLERİNDE VERDİĞİ İLK KARAR
Efendiler, kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin dışişleri konularında verdiği ilk karar. Moskova’ya bir heyet gönderilmesi olmuştur. Heyet Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey’in başkanlığında idi. İktisat vekili Yusuf Kemal Bey üye bulunuyordu. 11 Mayıs 1920’de Ankara’dan hareket eden heyetin asıl görevi, Rusya ile ilişki kurmaktı. Rusya’nın hükümetimizle yapacağı anlaşmanın bazı hükümleri, 24 Ağustos 1920’de paraf edilmiş olmakla birlikte. Durumun gereği olarak uzlaşmaya bağlanamayan. Bazı noktalardan dolayı gecikmiştir. Moskova Antlaşması (‘3’) diye anılan. Diplomatik belgenin imzası ancak 16 Mart 1921’de mümkün olmuştur.
Saygıdeğer efendiler, memleket içinde yer yer kendini gösteren iç isyanları takip etmekte gecikmeyen ilk genel Yunan taarruzu, Bakışlarımızı tekrar Batıya çevirmemize neden olacaktır.
YUNANLILAR’IN İLK GENEL TAARRUZU
Yunanlılar, 22 Haziran 1920’de Milne (Miln) hattından genel taarruza geçtiler. Kuvvetleri altı tümene çıkmıştı.Üç tümenle iki koldan, Akhisar – Soma yönünden; iki tümenle Salihli yönünden; bir tümenle de Aydın cephesinden taarruza geçtiler. (Girdikleri yeri yağmaladılar ve her türlü işkenceyi yaptılar.) Düşmanın kuzey kolu, 30 Haziran 1920’de Balıkesir’e girdi. Süvarileri 2 Temmuz 1920’de Kirmastı ve Karacabey’i işgal etti.Bu düşman karşısında bulunan 61. Ve 56. Tümenlerimiz, Ulubat köprüsünü tahrip ederek Bursa’yı da işgal etti. İleri hatlarını Dünboz – Aksu hattına kadar sürdü. Bunun karşısındaki kuvvetlerimiz çok fazla sarsıldı. Eskişehir’e kadar çekildi. Bu savaşlar sırasında İngiliz’ler, 25 Haziran 1920’de Mudanya’ya ve 2 Temmuz 1920’de de Bandırma’ya birer müfreze çıkardılar.
Salihli yönünde Doğuya ilerleyen iki Yunan tümeni de, 24 Haziran’da Alaşehir’e girdi. Daha sonra ilerleyerek 29 Ağustos’ta Uşak’ı zaptetti. Dumlupınar sırtları elimizde kalmak üzere. Bu bölgeye kadar ilerledi. Bu düşman karşısında bulunan 23. Tümen Milli kuvvetlerimiz çok kayıp verdi. Ve zayıf düştü. Aydın’dan ilerleyen bir Yunan kolu da, Nazilli’ye kadar geldi. Bu harekat sırasında, tümenlerimizin kuru birer kadro halinde olduklarını. Harp malzemelerinin bulunmadığını. Henüz takviyelerine de imkan olmadığını bilirsiniz. Efendiler, bizzat Eskişehir’e ve oradan da ileri bölgelere gittim. Gerek orada gerek başka bölgelerde bulunan kuvvetlerimizin düzene sokulmasını emrettim.Yeniden, düşman karşısında.Düzenli komutaya bağlı cepheler kurulmasını sağladım.
YUNAN TAARRUZU İLE BOZULAN MİLLİ CEPHELER KONUSUNDA MECLİSTEKİ
ELEŞTİRİLER
Efendiler, Yunan taarruzu ve milli cephelerin bozulması. Mecliste büyük bir sıkıntıya.Şiddetli hücum ve eleştirilere neden oldu. Büyük Millet Meclisi’nin 13 Temmuz1920 günü,41.toplantısında kusurlarından. İdaresizliklerinden dolayı. Bursa Komutanı Bekir Sami ve Valisi Haşim Muhittin Beylerin. Alaşehir Komutanı Asir Bey’in ne için harp divanına verilmediklerinden dolayı. Genelkurmay Başkanlığı ve İçişleri Bakanlığı hakkında gensoru önergeleri okundu.
Bu önergenin sahibi, Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Şükrü Bey’di. Sinop Milletvekili Hakkı Hami Bey’in de. Hemen cezalandırılma konusundaki ısrarı “bravo” sesleriyle karşılanıyordu.Önerge sahibi olan Mehmet Şükrü Bey’in.Biz sorumlu tutulduklarını görmek istiyoruz! Feryadı üzere, gensoru kabul ediliyor. Soruşturma günü olarak tespit edilen 14 Ağustos 1920’de Genel Kurmay Başkanı cevap verdi. Fakat bir türlü inandırmak ve yatıştırmak mümkün olamıyordu. Karahisar Milletvekili, asker geri çekilirken.Bir komutanın otuz altı deve eşya götürdüğünü söylüyor. Başka bir millet vekili de. Yunan ordusunun kısa bir zaman içinde. Akhisar’dan Marmara sahillerine varıncaya kadar. Bütün şehir ve köyleri yıldırım hızıyla. İstila ettiğinden söz ederek. Bursa felaketi dolayısıyla uğramış olduğumuz korkunç zarar. Dünyanın gözünde, Anadolu’da savunma denilen şeyin. Bir göz korkutma olduğuna. Genel bir kanaat uyandırmıştır. Diyor. Bu büyük bozgunun sorumlularının cezalandırılmalarını istiyordu.
Efendiler, uzun ve ateşli olarak devam eden tartışmalara. Benim de karışmam gerekti. Ortaya çıkan bu çok acı durumda. Meclisin üzüntü ve ilgisini takdir ettikten sonra. Düşünce ve duyguları yatıştırmak amacıyla konuşma, açıklamalar yaptım.Benim sözlerime karşı yapılan ufak tefek hücumlara da cevap verdikten sonra.Genel açıklamalar yeterli görüldü.
Efendiler, ayrıntılarını meclis tutanaklarında. Okuduğunuz bu ateşli görüşmelerden önce. 26 Temmuz 1920 günü de. Gizli bir oturumda buna benzer bir görüşme olmuştu. Orada da uzun açıklamalar yapmaya mecbur olmuştum. Çünkü, üzüntü ve ıstırap sonucu. Yapılmakta olan tenkit ve tekliflerde . Bu yenilgiyi doğuran gerçek sebepler sanki unutmuş gibiydi.Bütün felaketin sebebi olarak. Daha kurulalı, üzeri görev yükleneli iki ay bile geçmemiş olan. Bakanlar Kurulu’nu sorumlu tutmak gayesi güdülüyordu.Bir yılı aşkın bir zamandan beri. Yunan ordusunun İzmir bölgesinde yerleşmiş. Durmadan hazırlanmakta olduğu.Buna karşılık İstanbul Hükümeti’nin ordumuzu sürekli olarak Felce uğratacak şartlar hazırlanmakla meşgul olduğu. Milletin kendiliğinden kurabildiği. Milli kuvvetleri dağıtıp yok ettirmeye çalışmaktan başka bir şey yapmadığı asla düşünülmüyordu. Eğer bir yıl içerisinde.Yunan kuvvetleri karşısında. Az çok bir varlık gösterilmişse. Bunun da beş on fedakarın kendiliğinden gösterilmiş olduğu. Azim ve gayretlerinin ürünü olduğunu insafla görmek istemiyorlardı. Askeri harekatı, gerçek durumu kavrayarak. Askerliğin gereklerini göz önünde tutarak Düşünen ve inceleyen yoktu. Söylenen sözler, ya vatanseverlik duygusunun. Feryad ve figan halinde dile getiriliyordu. Söz söyleyenler içinde. Ender olmakla birlikte milli inancı. Vatana bağlılığı şüpheli olanlar bile vardı. -Devam Edecek-