Büyük Nutuk
Ankara İstasyonu, 24.06.1920
Büyük Millet Meclisi Yüksek Başkanlığına
Efendim Hazretleri,
Atanmış olduğum komutanlık ve valilikten uzaklaştırılma şekli ile görevden alınmamın bildiriliş şeklini hakaret saydım. Bir devlet adamı tarafından ileri sürülen.Vatanla ilgili bir düşünce. Görüşün tartışılmasına değil, dinlenilmesine bile değer.Önem verilmesini ilgili Büyük Millet Meclisi’nin ve hükümetinin oylarını alıncaya kadar bile.beklenmeyerek ve tahammül edilmiyerek.Veyahut belki de buna gerek görülmeyerek. İki veya üç kişi gibi çok az üyenin düşünce ve istekleriyle. Bu yolda işlem yapılmasında. Bir sakınca görülmemesini. Bundan dolayı da memleketin.Eğer yanılmıyorsam böyle bir anlayışla yönetilmesini. Millet ve memleket için tehlikeli saymakta olduğumun arzına. Başkanlık yüksek makamının müsadelerini rica ederim.
Bu günkü şartlar içinde, görev kabulünü sakıncalı bulduğum. İşbirliğini yararlı göremediğim için. Memleketim olan Bursa’da oturmak üzere. İlk trenle Ankara’dan ayrılacağımı bilgilerinize sunar. Veda ederim, efendim HazretleriNurettin İbrahim
Efendiler, benim bu yazıya verdiğim cevap da aynen şöyleydi: 25.06.1920
Tümgeneral Nurettin Paşa’ya
İlgi: 24 Haziran 1920 tarihli yüksek tezkereleri.Söz konusu edilen komutanlık ve valilik görevi.Daha Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca.Resmen zatıalilerine verilmemiş ve tebliğ edilmemişti. Bu bakımdan ne atanmanız ne de ayrılmanız söz konusu değildir.Yalnız, zatıalinize görev verilmesi düşünülmüş. Bu konuda düşünce ve kararınız sorulmuştu. Atama durumu daha kesinleşmemiş olduğu bir sırada. Genelkurmay aracılığıyla öğrenilen düşünce ve kanaatinizdeki. Kararsızlıklar üzerine, hükümetçe atanmanızdan vazgeçilmesine karar verildi.Böyle bir kararı vermek için zan buyurduğunuz gibi.Durumun Büyük Millet Meclisi’nin Genel Kurulu’na sunulması Mevcut ve yürürlükteki kanunların gereklerinden değildir. Bursa’ya giderek orada oturmanıza gelince: Bağlı bulunduğunuz askerlik mesleği dolayısıyla. Bu konuda Milli Savunma Bakanlığı yüksek katına. Usulünce başvurmanız gereği tebliğ olunur, efendim.
Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal
Nurettin Paşa, Bursa’ya değil Taşköprü’ye gitmiş. Uzun zaman orada kalmıştır. Bundan sonra’da kendisine. Yeniden bir kaç durum dolayısıyla değineceğiz.O durumları da yeri geldikçe gereği kadar açıklayacağım.
(Değerli okur;Bunda 94 yıl önceki durumla şimdiki olayları karşılaştırdığımızda ABD, Sovyetler Birliği ve Batının durumunun değişmediğini görüyoruz. Onun için gençlerimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü onun eserlerini iyice okumalıdır. O partinin üstünde bir şahsiyettir. Türk Bayrağının gönderden indirilmesi olayı ayrı bir tuzaktır. Çünkü o bölgeyi iyi incelemiş bir emekli öğretmenim. 1967-1969 yılları arasında asker öğretmen olarak Eğil ilçesine bağlı Bahşilar (Bahşiyan – Bahşiyan-ı bendan köyünde iki ders yılı çalıştım orada Türk bayrağını göndere çeken ilk kişiyim. Okulun açılışı apayrı zor oldu. Okul açıldıktan 2 ay sonra okula geçtik. Yağmursuz havada tarlada yağmur yağdığında camide ders yaptık. O insanları yakından görmeden hatalı propagandalarla insanları kırdılar. Gerçekleri yazanları ortadan kaldırdılar. Maalesef bende bu zamana kadar yazamadım.Diyarbakır iline belediye Başkanı olan sayın kadın başkanı kutluyorum. Gaziantep’te ve Diyarbakır’da iki belediye başkanı. Zıt gruptalar görünüşte Erkeklerin yapamadıklarını bu iki kıymetli insan başaracaktır. Biri düşmanla göğüs göğüse çarpışmış ilin temsilcisi. Öbürü ise Batının (İngiltere, Fransa, Yunanistan, İtalya vb.) 94 yıldır propagandası altında kalan 5km’lik kalın surları olan büyümüş ilimiz. Biz Karadenizliyiz. Güneydoğu ve Doğu öyle değil Muhakkak toprak reformu yapılmalı. Sürü haline getirilen güzel insanlar esaretten kurtarılmalıdır. Turizm yolu ile çürümeye terk edilen okullar tamir edilmeli. Tayin bekleyen kıymetli öğretmenlerimiz kültür elçisi olarak görevlendirilmelidir. Defalarca yazdım yıllar önce okuduğum “Batırılamayan Gemi Türkiye” isimli eser beni doğru etkiledi. Zor bir coğrafyanın ortasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti.yol kesmeler her tarafa yayılmak istenen kargaşa. Bunu yapanlar Musul’da Konsolosluğumuzu alamayacaklar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Atatürk’ün izinde sonsuza kadar yaşayacaktır.
-Devam edecek-