CUMHURBAŞKANI ADAYI
Sayın Ekmelettin İhsanoğlu’nu kastediyorum. Nasıl bir adaydır? Ne yapılmalı? Tepkiler nasıl ve doğru mudur?
Şimdi hemen basına bakıyoruz. Bir gurup insanımız: Biz yine sağcı bir adaya mı oy vereceğiz? Yerel seçimlerde muhafazakâr adaylar gösterildi de ne oldu? Ben en azından bu seçimde oy vermemeyi düşünüyorum! Gibi düşüncelerle eleştiri yapmaktadırlar. Hatta bazıları; Adam iyi adam. Kültürlü, akademik kariyeri olan, yurt dışında tanınan, hakkında en ufak söylenti olmayan pırlanta gibi adam. Ama yurt içinde tanınmıyor. Ben yine de ısınamadım. Adam iyi adam ama başkasını bulamadılar mı?
Geçen haftalarda CHP ile ilgili bir yazı yazmıştım. Demiştim ki CHP yi eleştirmek isteyenler eskiden genel başkan Sayın Baykal’ı beğenmiyorlardı. Şimdi aynı şeyi Sayın Kılıçdaroğlu için söylüyorlar. Yani mutlaka bir bahane bulmanın arayışı içinde olanlar var. Bir tarafta çalıyor ama çalışıyor diyenler, bir tarafta da neden gözünün üstünde kaşın var diye sorun yaratanlar.
Demokraside doğru bulunmayan şeylerin eleştirilmesi kadar doğal bir şey yoktur. Ancak aynı demokraside disiplin ve düzen diye bir kavram da vardır. Genel başkan veya yöneticiye biat edilmez. Ama yönetimin aldığı kararı uluorta, her zeminde kötülemek de disiplinsizliktir. Bu tür eleştiriler demokratik de olsa size değil karşınızda olanlara kazandırır. Ayrıca demokrasi biraz da özveri kültürüdür. Sizinle aynı şeyi düşünmeyenlere de saygı duymak gerekir.
Tüm bu anlatılanlardan sonra iki partinin anlaşarak çıkardığı bir aday için bu partilerin üyeleri ve hatta oy veren seçmenlerinin bu aday hakkında her ortamda eleştiri yapmalarının doğru olmadığını, MHP taraftarının kendi aralarında (ki Onların pek eleştirisini en azından şu ana kadar duymadım.) CHP taraftarının da kendi aralarında hakaret olmayan her şeyi söyleyebileceklerini, ancak basında yapılacak eleştirilerin kendilerine değil karşı tarafa yarar sağlayacağını bir kez daha vurgulamak isterim. Unutulmamalıdır ki ben bu adaya oy vermeyeceğim demek, diğer adaya bir oy vermek anlamına gelir. Hırsla kalkan zararla oturur. Önemli olan treni kaçırmamaktır. Seçim kazanmak ve kaybetmek kadar, ne kadar farkla kazanılıp, kaybedildiği de önemlidir. Açık farkların oluşması hazım kabiliyeti zayıf olanların aşırı şımarması ve ele avuca hiç sığmaması anlamına gelir. Bir oyun ne anlama geldiği son 30 Mart yerel seçimlerinde başta Yalova olmak üzere birçok ilçe ve belde de görülmüştür. Elim kırılsaydı demek durumunda kalınmamalıdır.