BELEDİYENİN ÇOK BORCU VARMIŞ
Bugünlerde herkes bulunduğu ortamda bunu konuşuyor. Efendim, belediyenin bilinenden fazla borcu varmış. Çalışanlarına maaş ödeyemiyormuş, araçlarına mazot alamıyormuş, rutin ödemeleri yapamıyormuş. Başkan Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’dan yardım istemiş. O da para vermemiş. “ Gayrimenkullerini sat, sana para vermem” demiş. Bazıları bunları öyle keyifle anlatıyor ki, ağzını bırak keyiften kıçı ile gülüyor. Muhalefet partileri de bu yaşananları bir fiyasko olarak görüyorlar. Acaba Fatsa Belediyesini onlar kazansaydı, onlara gökten para mı yağacaktı? Bu batağa düşmedikleri için yatsınlar, kalksınlar Allah’a dua etsinler. Kimse Fatsa Belediyesi’nin düştüğü durumdan keyif almasın. Bir laf vardır, “ Dağda domuz ölür, kokusu eve gelir.”
YAŞANANLARA OBJECTİF GÖZLE BAKTIM
Belediyenin yüklü bir borcu olduğunu hepimiz biliyoruz; ama Ordu büyükşehir belediyesi olunca belediyenin borçlarına belde belediyelerinin borcu da ilave edildi. Belediyemizin borcu biraz daha arttı. Belediyeye kişi başına gelen 36 TL, 12 TL’ye düşünce sistem kilitlendi. Peki belediye gayrimenkullerini satsa borcunu kapatabilir mi? Bana göre borcun onda birini ancak kapatır. Peki ne yapmak lazım? Sistem oturana kadar alacaklıların beklemesi lazım. Belediyenin azalan gelirinden kalan parayı personeline vermesi lazım.
Bu yazım sanki başkana yağ çekiyormuşum gibi duruyor; ama öyle değil! Ne onun yağa ne de benim yağ çekmeye ihtiyacım var. Ben gerçekleri yazıyorum. Mustafa Çamaş zamanında onun başına iş gelince en yakınları ağzını bırakıp kıçı ile güldü, Ben yaşadıklarımı yazıyorum. Mustafa Çamaş, görevi devir teslimi sırasında oradaki kalabalığa hitabında, “ Başkanınıza sahip çıkın” diyerek lafını bitirmişti. Benim sahiplenmem de ondandır.
AKP TAKTİĞİ
Bu olay AKP’nin bir oyunudur. Biz de oyuna geldik.Yıllardır Ordu’da CHP belediyesi hakim. Burada CHP’den belediye nasıl alınır? Büyükşehir oyunuyla.... Efendim, Ordu’ya para yağacak, hizmet yapılacak söylemleri ile... Ordu büyükşehir olmasaydı arkadan geçen yol yapılmayacak mıydı? Veya havaalanı iptal mi edilecekti? Üniversite kapanacak mıydı? Bunun gibi bütün yatırımlar CHP Belediyesi zamanında başladı.
Aslında Ordu’nun büyükşehir olması için nüfusu yeterli değildi. Uydurma nüfus ile Ordu büyükşehir oldu ve sonra da yirmi de yirmi yaparak seçimi tüm ilçelerde aldı. Sonra bu ilçelerin ve belediyelerinin tamamı ekonomik olarak iflas etti. Şimdi de bütün ilçelerin belediye başkanları ve Ordu Belediye başkanı, “ Çok borç varmış” diye ağlaşıyoruz. Arkadaşlar, size “ Bu belediyeyi alın” diye yalvaran oldu mu? Olmadı! Öyleyse, şimdi ağlaşmayın da işinize bakın...
Tayyip Bey, Ordu belediye başkanlarına hitaben, “ Siz sokakta yürürken belediye başkanı geçiyor demesinler. Adam gibi adam geçiyor desinler. “ diye akıl veriyor; ama başkanın maaş ödemeye, mazot almaya parası yoksa kendine nasıl “ Adam gibi adam geçiyor” dedirtsin!!!
HERŞEY BOZULDU
Yediklerimiz, içtiklerimiz hepsi bozuldu. ( Milli bayramlar dahil” Mesela 7 Mayıs Deniz Bayramı bile...Eskiden köylerden binlerce insan gelir, şifa niyetine denize paçalarını dizine kadar sıvayarak girer ve dalgalı denizde şifa ararlardı. Bu yıl baktım, kimse yok! Kiski Mahmut’a sordum, “ Köylerden kimse gelmedi, acaba neden gelmediler? “ dedim. Kiski Mahmut, “ “ Oğlum, köyde kimse kalmadı, herkes şehire indi. Ne bekliyordun? “ dedi. Kendisine bu konuda hak verdim.
Fatsa’da yapılan her türlü etkinliğe katılan kaymakamımızın 7 Mayıs’la ilgili fotoğrafını gazetede gördüm. Fotoğrafta Emniyet müdürümüzle yan yana. Takım elbise, kravat, paçalar hafif sıvanmış duru bir suda dikilmiş duruyor. Kaymakamımızın bu duruşu 7 Mayıs şenliklerinin ruhuna aykırı. Muhakkak ki, danışmanları kendisine gereken bilgiyi vermemiş... İşin doğrusu şu: Sabah erken kalkılır,deniz kenarına gidilir. Orada fındıktan küçük, nohuttan büyük yedi taş bulunur. ( Bu iş, şeytan taşlama ritüeline benzer. Mesela hac yılda bir defadır. 7 Mayıs’ta yıl da bir defa olur. Orada sabah erkenden kalkılır, müzdelifede yukarıda dediğim büyüklükte taşlar toplanır. Sonra Mina’da şeytan’a atılır. “Neyse...
Sonra kadınlarda elbiseler diz kapağına kadar sıyrılır. Erkekler de deniz kıyafeti ile dalgalı bir alana gelinir. Eldeki taşlar karşıdan gelen dalgaya doğru fırlatılır. ( Şeytan taşlar gibi...) Dalga gelince üzerinden atlanır, atlanırken dilek dilenir. eğer bu dilekleri tutturabilirseniz o yıl aşk, heyecan, macera, bolluk doya doya yaşanır. Bunu ben demiyorum, tecrübe konuşuyor. Bir daha ki, yıl inanıyorum ki, Kaymakam Bey bu dediklerime riayet edecektir.