BİR ŞEHRİN MEDENİYET SEVİYESİ, O ŞEHRİN SOKAKLARINDAN BELLİ OLUR
Bir şehire gittiğinizde sokaklarına bakarak o şehir hakkında bir fikir sahibi olursunuz.Sokakların temizliği,kaldırım düzeni,araçların park edilişi sizde bir intiba uyandırır.Fatsa’nın sokaklarına baktığımda bende uyanan intiba içler acısı.Zaten dar olan kaldırımlara park etmiş araçlar,esnafın kaldırımların ortasına kadar yaydığı tezgahları,her köşe başında seyyar satıcılar,simitçisi,mısırcısı,midyecisi vs.,yine her köşe başına konuçlanmış çay ocaklarının sokağın tamamını işgal etmiş masaları,akşam saatlerinde kaldırım boyu dizilmiş çöp poşetleri, birde bu kaldırımlarda yürümeye çalışan insanoğlu.
Yerel gazetelerde de defalarca dile getirildi bu konu ama ilgilenen yok.Biz makam araçlarında gezmeyen sade vatandaş olduğumuzdan sokaklarımızı kullanabilmek istiyor olabiliriz.Şehir içinden başlayıp Yeni Kumru Cad.,Mağazalarbaşı,Sakarya caddesi boyunca uzanan yol boyu, hem kaldırımlara hemde kaldırımdakinin hemen yanına park etmiş araçları bu belediyede çalışan kimse görmedi mi?Yada bu gazelerde resimleri bile yayınlandı hiç mi bakmadılar?Bu memlekette otopark sorunu olduğunu anlatmak için başka ne yapmak lazım?Birde esnafın dükkanı kendine dar gelmiş olacak ki sokağın ortasına kadar yaydığı çantası,ayakkabısı,eteği,manav tezgahı, envai çeşit ürün.Allahım bu ne keşmekeş.Her köşeyi zaptetmişler, birbirine çarpmadan yürü yürüyebilirsen.
Üçüncü yani ustalık dönemine girmiş bir başkanın şehri böyle mi olmalı. Kompleksler, saraylar, avm’ler yapıp insanları oralara tıkmakla olmuyor, bu sokakları kullanmak isteyen vatandaşlar da var. Seçim öncesi sokak sokak yürüyüp vatandaşı selamlamakla da bitmiyor bu işler.Osmanlı’da padişahlar tebdili kıyafet gezer milletin haline bakarmış,şimdi tebdili kıyafete de gerek yok.Bizim milletimiz saygısından ödün vermeden başkanının önünde saygıyla eğilir.Çıkıp şu küçücük Fatsa’yı sokak sokak gezmek insanın kaç saatini alabilir ki?Hadi Başkanımız çok meşgul ama dört tane yardımcısı var,dördü bir sokağa girse yarım saate meydanda buluşurlar zaten.B en doğduğum, büyüdüğüm kente bu görüntüyü yakıştırmıyorum.
Bizim şehrimizin bir kimliği de yok.Ünye deyince aklımıza Çakırtepe gelir,Perşembe’nin yaylası,Bolu’nun gölü,Bursa’nın yeşili,Uludağ’ı...Fatsa deyince zihnimizde canlanan nedir ben bulamadım.Benim zihnimde değil gözümün önünde canlanan şey Fatsa’nın sokaklarının ne hale geldiği.Bu şehrin sokaklarının bu güzel şehire yakışır hale getirilmesi çok zor olmasa gerek.
Birde yaz geldiğinde insana ‘’eyvah’’ dedirten,gece 23.30’a kadar süren mahalle arası düğünleri var ki,bunca güzel düğün salonu varken bunlara vatandaşa eziyet olsun diye izin verildiği kanaatindeyim.
Bütün bunlara bakarak bizim şehrimizin medeniyet seviyesi nedir ilgiliye soruyorum.Ben cevabı biliyorum.
Enerji Bakanımız Taner YILDIZ ‘’artık sendikalar oturmasın,çalışsın’’ demiş.Çok haklı.Artık sadece sendikalar değil,koltuk sahibi herkes çalışsın.Daima Hizmet,Daima Millet dediniz.Millet burada,Hizmet nerede?
SOMA’NIN YANGINI
Soma’nın görünen yangını söndü ama içlerdeki yangın ömür boyu sürecek malesef.Giden geri gelmeyeceğine göre içlerdeki yangın biraz hafiflesin diye kesenin ağzı açıldı.Zaten artık başka türlüsü de yapılamaz.Herkes bir suçlu aradı,suçlu suçunu kabul etmedi birde mağduru oynadı.Acıyıp Alp-Can Gürkan ikilisine de yardım edelim,bütün paralarını o madene yatırmışlar,yazık.Utanmadan asıl mağdur biz olduk gibi bir ifade de bulunmuş kendisi.Birde sabotaj iddiası var ki kendisinin, akıllara ziyan.
Maden-iş’in Ege yöneticisi istifa etti.Kendisini kutlamak lazım en azından kendi namına düşen kabahati kabul etti.Bunlar münferit kabahatliler,geçen hafta belirttiğim gibi suçun büyük bölümü bizim formaliteler sisteminde.Bir ülkenin sistemi öyle 3-5 yılda oturmaz,bu ülkede sistem de yoktu zaten.Devletin karşısında değil,yanında durarak birşeyleri değiştirebileceğiz ancak.Başımız sıkışınca çaldığımız yegane kapı devlet kapısı sonuçta.
Devletimiz şimdi Soma şehitlerine, bağışlarla, konut yapacakmış.Bizde çorbada tuzumuz olsun dedik 5 Haziran Perşembe günü yapacağımız hasılatı Soma’ya bağışlamaya karar verdik.Neden Perşembe derseniz,perşembeyi cumaya bağlayan gece inancımıza göre mübarek gece sayıldığından o gece ölmüşlerimiz için duamızı okuduktan sonra yardımımızın kabul edilmesi içinde dua etmek.Boş mesaj atmak istemeyenler buyursun gelsin,fön çektirsin,manikürünü yaptırsın vs...Az veren candan,çok veren maldan demişler.
Allah kimseye bir daha bu acıları yaşatmasın,hepimizin yardımcısı olsun.