Novus Ordo Seclorum - 49
Yeni Dünya Düzeni
Karmaşık Ağlar, Sıra Dışı İlişkiler, Süpriz İsimler!
Aslında bu hafta size, geçen yazımda giriş yaptığım, Onomastik bilimi (özel isim bilimi) üzerine bir yazı yazacaktım ama çok ilginç bir konu yakalayınca, o yazımı haftaya bıraktım.
Hepiniz eminim bir veya birden fazla casus filmi izlemişsinizdir. Hollywood'un büyülü dünyasında onlar hep allanıp, pullanmıştır. Lawrence'tan, James Bond'a kadar bütün ajanlar yakışıklı, kibar, zengin ve özel eğitimlidir. Hepsi kendi vatanı için, başka devletlere sızma yaparlar. Bir de gerçek dünyada ajanlar var. Bunların hemen hemen hepsi, farkedilmeyecek kadar bizden biridir. Yeşil gibi mesela, bıyıklı, gözlüklü, orta boylarda, bir fizikleri vardır esasında. Bir de, bizim ülkemizde çift taraflı çalışan ajanlar var. MİT İstihbarat Başkan Yardımcısı olup, ingiliz istihbarat merkezine, ülkemiz için stratejik bilgileri satanlar var örneğin. Eski subay olup, CIA'ye bile bilgi satanlar olmuştur ülkemizde. Peki kimdir bu isimler? Ve onlara sonra ne olmuştur? Çok şaşıracaksınız.
Yakın tarihe vakıf olanlar, hele de bizim gibi Fatsa'da doğanlar, ihtilali çok iyi bilir. Çünkü hepimizin babaları, bu ihtilallerden en az birinin acısını, sıkıntısını yaşamıştır. Eskiler pek kötü olayları anlatmayı sevmez ama biz az-buz bir yerlerinden, kulak misafiri olmuşuzdur, bu yaşanmışlıklara. Malum ülkemiz ihtilal ve muhtıra konusunda çok bereketli. Eeee topraklar böyle jeopolitik anlamda değerli olunca, bu son kaçınılmaz oluyor. Size şimdi bizim Kurmay Albay'ımız olup, emekliliklerinden sonra MİT yöneticisi olan iki isimden bahsedeceğim. Birisi Sebahattin Savaşman, diğeri ise Turan Çağlar.
Sebahattin Savaşman, Kurmay Albay olarak ordudan emekli olur. Ardından MİT İstihbarat Başkan Yardımcılığı görevine kadar yükselir. MİT'in üçüncü adamıdır artık o. Fakat sıradışı ilişkilerinden ötürü, Bay Pipo kitabının kahramanı Hiram Abas ve Mehmet Eymür tarafından izlenmeye başlanır. 25 Aralık 1977 günü, Savaşman, CIA adına casusluk yapmak suçundan yakalanır. Ankara Nene Hatun Caddesi üzerinde, CIA Ankara Şefi William Philips’e, MİT ve orduyla ilgili bilgileri satarken suçüstü baskın yapılır. Abas ve Eymür bu baskını yapan isimler olarak, tarihe geçer.
Kısa bir süre sonra Doğu Perinçek’in Aydınlık Gazetesi “Kontrgerilla’yı Açıklıyoruz” başlığı altında bir yazı dizisine başlar. MİT görevlilerinin adlarının açıklandığı yazı dizisinde, esas hedefler 12 Mart’ta işkencecilikle suçlanan Mehmet Eymür ve Hiram Abas’tır. MİT içinde, CIA için casusluk yaparken yakalanan ilk isim Sabahattin Savaşman kendisini savunduğu bir kitap yazar. Kitabını çok ilginç bir yayınevine gönderir. Perinçek grubunun Kaynak Yayınları’na. Kitap, “MİT-CİA ilişkisi” adıyla yayınlanır.
Diğer isim ise, yine emekli Kurmay Albay Turan Çağlar. 1954 yılında gazetelerde şöyle bir haber çıkar: “Napoli’deki NATO karargâhında vazifeli bulunan, Yüzbaşı Turan Çağlar’ın bir kızı dünyaya gelmiş ve NATO adı konmuştur. NATO, Napoli’deki NATO karargâhında doğan ilk çocuktur”. 1942 yılında Harp Okulu’nda birlikte mezun oldukları, 12 Eylül darbesinin beyni Orgeneral Haydar Saltık’la da çok yakındır. Her muhtıra ve ihtilalin altında onun imzası vardır. İhtilalon en önemli silahı olan Ankara Raduo Başkanlığı görevini dahi üstlenmiştir. Yine darbecilerle birlikte hareket etmektedir.
Ve 1983 yılı. Ankara’daki CIA casuslarını dinleyen MİT, bir telefon görüşmesinde kendisini “John” diye tanıtan bir Türk’ü yakın takibe alır. John, Turan Çağlar’dan başkası değildir. Çağlar, Her ayın ilk ve ikinci çarşambası, Amerikalılarla buluşmaktadır. MİT’teki askeri kanadı ikna edebilmek için, Çağlar’ın bütün temasları fotoğraflarla belgelenir. Ailesine göre “bir gün evden çağırılan”, MİT’çilere göre “suçüstü yapılan” Çağlar sorgusunda 15 yıl boyunca Amerikan istihbaratına Türk ordusuyla ilgili bilgi ve belge verdiğini itiraf eder. Kendini şöyle savunur: “Zaten bütün hükümetler, Genelkurmay başkanları Amerikan hesabına çalışıyor, ben yapınca mı suç oldu.” Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde yargılanmak üzere Ankara’ya gönderilir. Casusluktan 15 yıl hapsi istenmektedir. Mamak Cezaevine konur. Hürriyet gazetesine, “Casus değil, Amerikan sempatizanıyım, fakat bu husus hiçbir zaman memleket sevgisi üzerine çıkamaz, çıkmamıştır”, açıklamasını yaptığı, 29 Temmuz 1983 günü akşamında, cezaevinde hayatını kaybeder. GATA otopsi raporuna göre, ölüm nedeni enfaktüstür. Nuri Gündeş’e yazdığı mektuba göre ise alması gereken ilaçları almayarak, bir çeşit intihar etmiştir. Ölümüyle ilgili şüphe ortadan kalkmaz. Davasına yayın yasağı konduğu için kimse olayın üstüne gitmez. İlginç olan bir noktada, o da kod adı 'Fabrikatör' olan, Doğu Perinçek’e bilgi sızdıran bir isim olmasıdır.
Bu arada, o kız çocuğu gazetelere haber olan adını değil, Lale adını kullandı, büyüdü, Barış Manço ile evlendi ve biz onu bugün Lale Manço diye tanıyoruz. :)