Görüntülenen Sayı: 2239
2803 | Yayım Tarihi: 6 Haziran 2014 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Büyük Nutuk – SAVAŞ CEPHELERİNİN DURUMU

Büyük Nutuk – SAVAŞ CEPHELERİNİN DURUMU


Facebook'ta Paylaş

  Efendiler,meclisin   açıldığı    ilk   günlerde, çeşitli   cephelerin   ne   durumda   olduklarını   da   hep   birlikte   bir   defa   daha    hatırlayalım.

1-İzmir  Yunan   Cephesi – Yüksek   heyetinizce   de   bilinmektedir  ki,Yunanlılar   İzmir’e   çıktıkları   zaman, orada   17. Kolordu   Komutanı   olarak.Karargahıyla   birlikte   Nadir   Paşa   bulunuyordu.Kuvvet   olarak, Yarbay   Hürrem   Bey   komutasında     56.Tümen’in    iki   alayı   vardı. Bu   kuvvet, özellikle   kolordu   komutanının   emriyle. Düşmana   karşı   koydurulmaksızın. Büyük   hakaretler  altında. Yunanlılara    teslim  edilmiştir.(İşte   komşumuzun   dedelerinin   bize   yaptıklar.Yeni   yetişen    gençlik   bunları    iyi   bilmeli. Zira  tarih   akıllandırır.)Bu   tümenin   bir   alayı  (172. Alay)  Ayvalık’ta   bulunuyordu.Komutanı   Yarbay   Ali   Bey   idi.
Yunan   ordusu    işgal   alanını   genişletirken, Ayvalık’a   da   asker   çıkardı. Ali   Bey, Yunan   kuvvetlerine   karşı   28   Mayıs   1919’ da   savaşa   girişti. Bu   tarihe   kadar, Yunan   birlikleri   hiçbir   yerde   ateşle   karşılık    görmemişti.  Aksine,  bazı   şehir   ve   kasabalar   halkı   korkutulmuş   İstanbul   Hükümetinin   emirlerine    uyarak   İdare   amirleri   başta   olmak   üzere.Yunan   birliklerini     özel   heyetlerle   karşılamışlardı.   Ali   Bey’in   Ayvalık   bölgesinde   muharebe   cephesi   kurması    üzerine. Yavaş   yavaş   Soma’da, Akhisar’da, Salihli’de   milli   cepheler   oluşmaya   başlamıştı.1919   yılının     5   Haziranından   başlayarak. Albay   Kazım   Bey (Meclis   Başkanı   Kazım    Paşa  hazretleri)  Balıkesir’deki     61.Tümen’in   komutasını. Vekaleten   üzerine   almıştı. Daha   sonra   Ayvalık,Soma,   Akhisar  kesimlerini   içine   alan. Kuzey    Cephesi   Komutanlığını   yaptı. Fuat   Paşa’nın    Batı   Cephesi   komutanlığına   tayin   edilmesinden      sonra,Kazım   Bey’e, Kuzey   Kolordusu   Komutanlığı    makam   ve   yetkisi   verildi.Aydın   dolaylarında.İzmir’in   işgalinden   sonra,  Asker  ve   halktan   bazı    vatanseverler.Yunanlılara    karşı   savunma. Halkı   cesaretlendirme   ve   silahlı  milli  teşkilat   kurmaya   çalışıyorlardı.Bu   arada   İzmir’den   isim   ve   kıyafet   değiştirerek      o   bölgeye   gitmiş   olan     Celal   Bey  (İzmir   milletvekili     Celal   Bey’dir)   in   gayret  ve   fedakarlığı    hatırlanmaya   değer.
15-16   Haziran   1919    gecesi, Ali Bey’in   Ayvalık’tan   gönderdiği   kuvvetler, Bergama’daki   Yunan   işgal   kuvvetlerini   bir   baskın   düzenleyerek   perişan   etmişlerdi. Bu   baskına, kısmen , Balıkesir   ve  Bandırmadan   gönderilen   kuvvetler   de   katılmıştı.  Bu   olay   üzerine, Yunanlılar    dağınık   ve   zayıf    müfrezelerini. Geri   çekip   toplamak   gereğini   duydular. Bu   arada   Nazilli’yi   de   boşalttılar. Bu   sebeple, Aydın’da  hazırlıkta   bulunurken. Çevreden   toplanan   halk   kuvvetleri   bunları    sıkıştırmaya    başladı.  Yunanlılarla   halk   arasında   şiddetli   bir   çarpışma   oldu.Sonunda, Yunanlılar, Aydını’da   boşaltıp   çekildiler. Böylece   1919   yılının    Haziran   ayı   ortalarında    Aydın   cephesi   de   kurulmuş   oldu.  Bu   bölgede   bulunan   57. Tümen’in  Komutanı      Albay   Mehmet   Şefik   Bey. Tümen  Topçu   Komutanı   Binbaşı  Hakkı     Bey’di. Alay   komutanlarından   Binbaşı   Hacı   Şükrü   Bey, Milli   kuvvetlerin     başında   Yürük   Ali   Efe,   ve   Demirci   Mehmet   Efe   vardı. Sonunda   Demirci   Mehmet   Efe, duruma   hakim   olarak   Aydın  Cephesi   Komutanlığını   kendi   üzerine   aldı.Daha   önce   dolayısıyla   arz   etmiştim   ki.   Sonradan    oraya   gönderdiğim   Albay   Refet   Bey (Refet   Paşa)   bile    Demirci   Mehmet   Efe’nin  Komutanlığını   kabul   etmiştir. Efendiler, İzmir’in   çeşitli   cephelerinde    kurulan   ve   yavaş   yavaş   subaylar   ve   askeri   birliklerle   desteklenmeye   çalışılan.   Milli   cephelerin   beslenmeleri.  Daha   çok   doğrudan   doğruya     o   bölgelerdeki   halk   tarafından   sağlanıyordu.   Bunun   için   de   geri   bölgelerde   milli   teşkilat   kurulmuştu. Bu   görevin, halktan   hükümete   geçişi. Büyük   Millet   Meclisi   Hükümeti’nin   kuruluşundan   sonra   sağlanabilmiştir.
  Güneyde   Fransız   Cephesi:
a)Fransız   birliklerine   karşı   doğrudan   doğruya   Adana  bölgesinde    Mersin,Tarsus,İslahiye   bölgelerinde. Silifke   dolaylarında   milli   kuvvetler   kurulmuş. Cesurca   işlere   girişmişlerdi.Anana’nın   Doğu   bölgesinde,  Tufan  Bey   adıyla   bilinen   Yüzbaşı   Osman  Bey’in   kahramanlıkları   kayda   değerdir. Milli   müfrezeler, Mersin,Tarsus,Adana   şehirlerinin  girişlerine   kadar   sokulup   hakim   oldular.Pozantıda   Fransızları   kuşatarak   geri   çekilmeye   mecbur   ettiler. b)Maraş’ta,Antep’te,  Urfa’da   önemli   muharebe   ve   çarpışmalar   oldu. Sonunda   işgal   kuvvetleri   buradan   çekilmeye   mecbur   bırakıldılar.Bu   başarıların   kazanılmasında    büyük   rolleri   olan   Kılıç   Ali   ve   Ali,   Saip   Beyler’in   adlarını   anmayı   bir   görev   saymaktayım.
Fransız   işgal   bölgelerinde   ve   cephelerinde  milli  kuvvetler. Ordu   birlikleriyle   desteklenmeye   başlamıştı. İşgal   kuvvetleri,her   tarafta   sıkı  ve  şiddetli   bir   şekilde  zorlanıyordu.
Efendiler, bu   durum   üzerine   Fransızlar, 1920   Mayısından   başlayarak. Bizimle   temas   ve   görüşme   imkanları   aradılar.Önce   Ankara’ya  İstanbul’dan   bir   Binbaşı   ile   bir   sivil   geldi. Bu   şahıslar, İstanbul’dan   önce Beyrut’a   gitmişler.Eski   Van  Milletvekili   Haydar   Bey   bunlara   aracılık  ediyordu. Bu   buluşma   ve   görüşmelerimizden   elle   tutulur    bir   sonuç   çıkmadı. Fakat   Mayıs   sonlarına   doğru   Suriye   Fevkalade   Komiseri   adına   hareket   eden   Mösyö   Duquest   adında     bir   zatın   başkanlığında     bir   Fransız   Heyeti   Ankara’ya   geldi.Bu   heyetle   yirmi   günlük   bir   ateşkes   anlaşması   yapıldı. Bu   geçici   anlaşma   ile   biz,Adana   bölgesinin   boşaltılmasıyla   bir   başlangıç  hazırlama   hedefini   güdüyorduk. Efendiler, bu   Fransız   heyetiyle   yaptığım   yirmi   günlük   ateşkes  anlaşması. Büyük   Millet   Meclisi’nde   bazılarının   itirazlarına   uğradı.  Oysa, benim   bu  anlaşmayı   kabul   etmekle   sağlamak   istediğim yararlar  şunlardı:
Önce, Adana   bölge   ve  cephelerinde  bulunan  Kısmen   askerlerle   de  takviye   edilen   milli   kuvvetleri. Sükunetle   yeniden   düzenlemek     istiyordum.   Milli   Kuvvetlerin   bu   çarpışma   aralığında   dağılabileceklerini   de   dikkate  alarak. Ateşkes   tebliği   yanında.  Bazı   tedbirlerin  alınmasını   da   emrettim.Bundan   başka, efendiler;önemli   saydığım   siyasi   bir   yararı   da   hesaba   katıyordum. Büyük   Millet   Meclisi   ve   Hükümeti. Daha   itilaf    Devletlerince   elbette ki    tanınmamıştı. Hatta, memleket   ve   milletin   kaderiyle   ilgili   konularda. İstanbul’da  Ferit   Paşa   Hükümeti   ile   ilişki   ve   işlemlerde   bulunmakta   idiler. Bu   bakımdan, Fransızların   İstanbul   Hükümetini   bir   tarafa  bırakıp. Ankara’da   bizimle     görüşmeleri.  Herhangi   bir    konuda   uyuşmaları. O   gün   için   sağlanması   yararlı   önemli   siyasi   bir konuda   uyuşmaları. O   gün   için   sağlanması   yararlı   önemli   siyasi   bir   nokta   idi. 
Bu   ateşkes   görüşmesinde,  milli   sınırlarımız   içinde   olup  da   Fransızlar    tarafından   işgal   altına   alınmış. Bulunan   bölgelerin  tamamı   ile Boşaltılmasını   açık   ve   kesin   bir   dille   istedim.Fransız   delegeleri, bu   konuda   yetki   almak  üzere    Paris’e    gitmek   zorunda   olduklarını   ileri   sürdüler. Yirmi   günlük   ateşkes   anlaşması.   Bir    bakıma   daha    esaslı   bir    anlaşma   yapmak   için.Yetki    almaya    zaman   bırakmak   gibi   kabul   edildi.  Efendiler, bu   görüşme   ve   konuşmalarımızdan    bende   uyanan   izlenim: Fransızların   Adana   ve   dolaylarını     boşaltacakları   merkezinde   idi.Bu   düşünce   ve  inancımı, meclise   ifade   etmiştim. Gerçi   Fransızlar, ateşkes   süresi   sona   ermeden. Zonguldak’ı   işgal   etmek   suretiyle. Anlaşmanın   yalnız   Adana   bölgesine   ait   olduğunu. Göstermek   istemişlerse   de;  Biz   bu  hareketin   ateşkesi   hükümsüz     bıraktığı   sonucuna   vardık. Fransızlarla   anlaşmamız   bir   süre   gecikti.
                                                   -Devam   edecek-       
 

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.