Görüntülenen Sayı: 2236
2811 | Yayım Tarihi: 16 Mayıs 2014 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk

Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk


Facebook'ta Paylaş

  Efendiler,bu  münasebetle  bir  noktayı   belirtmeyi   gerekli   görüyorum: O   günlerde, mevcut   arkadaşların    hangi   işlerde   görevlendireceklerin   uygun   olacağı   düşünülürken. Genel   Kurmay   Başkanlığı   için   İsmet   Paşa’yı   tercih   etmiştim.Ankara’da   bulunan      Refet   Paşa,   beni   özel   olarak   görerek   bilgi   vermemi   istedi. Anlamak   istediği   konu, Genelkurmay   Başkanlığının   en   yüksek    askeri   makam   olup   olmadığı  noktasıydı.Benden   söz   konusu  makamın   en   yüksek   askeri   makam  olduğu. Ondan   daha     yüksek   makamın   Millet   Meclisi   olduğu   cevabını   alınca. Buna   itiraz   etti.İsmet   Paşa’nın, başkomutanlık   demek   olan   bu   durumuna   razı   gelemeyeceğini   söyledi. Görevin  çok   önemli   ve   nazik   olduğunu.  Benim   bütün   arkadaşlar   hakkındaki.   Bilgi   ve   tarafsızlığıma   Güvenilmesinin   uygun   olacağını   söyledim. Kendisinin   böyle   bir   iddiada   bulunmasının   yakışık     almadığını    da   ilave   ettim.

Efendiler,   daha   sonra   Batı   Cephesi   Karargahın   da   görüştüğüm   Fuat   Paşa’da, İsmet  Paşa’nın   Genel   Kurmay   Başkanlığına   kesinlikle   karşı   çıktı. Fuat   Paşa’yı   da, duruma   en   uygun   olan   çözüm   yolunun.   Kabulündeki   zorunluluğa   inandırmaya   çalıştım. Refet   ve   Fuat   Paşa’ların   kendilerine   has.  Bazı   düşüncelerine   ilave   ettikleri   itiraz   şuydu: Kendileri   daha   önce   Anadolu’da   benimle   birlikte   çalışmışlar. Fakat   İsmet   Paşa   sonradan     katılmış. Oysa, bundan   önceki   konuşmalarımda. Sırası   ve   yeri   geldiği   zaman   belirtmiştim   ki, İsmet   Paşa, benim   İstanbul’dan   ayrılmamdan   önce. Benimle   işbirliği   yapmıştı. Daha   sonra   Anadolu’ya   gelmiş   ve   birlikte, çalışmıştık.Fakat   Fevzi   Paşa   Hazretleri’nin   Harbiye   Nazırlığı’na   gelmesi   üzerine. Bazı   önemli    düşüncelerle. Özel   görevle   tekrar   İstanbul’a  gönderilmişti. Bu   bakımdan   düşünce   ve   İşbirliğinde    kıdem  söz   konusu    olamazdı.
Genelkurmay  işlerinin   ilk   olarak   İsmet   Paşa’ya   verilmesinde  isabetsizlik   olasıydı. Bu   konuda    Fevzi   Paşa   Hazretleri’nin   de  bana   uyarıda   bulunmaları   bir  vatan   görevi   olurdu. Oysa, Paşa   Hazretleri,  aksine   bu   görevlendirmeyi   çok   yerinde   bulmuş.Kendileri   teklif   edilen   Milli  Savunma   Bakanlığı   görevini   çok   samimi   bir   duyguyla. Hemen   kabul   etmişlerdir. İsmet   Paşa’nın, gerek   Genelkurmay   Başkanlığında.Gerek   sonraki   Cephe   Komutanlığı’nda   gösterdiği   liyakat. Üstün   gayret, kendisine   görev   vermekte   doğru   hareket   ettiğimi. Fiili    olarak   ispat   etmiş   olduğundan.  Millete, orduya   ve   tarihe   karşı   tam   bir   iç   huzuru   içindeyim.
                       HIYANET-İ  VATANİYE   KANUNU   VE   İSTİKLAL
                                      MAHKEMELERİ   KURULMASI
Efendiler, meclis,29   Nisan   1920   tarihinde   Hıyanet-i    Vataniye   Kanunu’nu   sonraki   aylarda   İstiklal   Mahkemeleri   Kanunlarını   da   çıkarmakla. İnkılabın   tabii    gereklerini   yerine   getirmiş   oldu. Efendiler, İstanbul’un   işgalinden   sonra   başlayan   birtakım   yıkıcı  akımlara.olaylara, isyanlara   değinmiştik. Bunlar   hızla   memleketin     her   tarafından.   Birbiri   ardına   ortaya   çıktı   ve   sürüp   gitti.
İstanbul’da   Damat   Ferit   Paşa, hemen   yeniden   iktidar  mevkiine  getirildi.Damat   Ferit   Paşa   Kabinesi, İstanbul’daki   bütün   yıkıcı. Hain   kuruluşların   meydana   getirdiği     blok. Bu   blokun   Anadolu   içindeki   bütün   isyan   teşkilatı. Bütün   düşmanlar   ve    Yunan   ordusu. Elbirliği   ile   aleyhimizde   faaliyete   geçtiler. Bu   ortak   saldırı  politikasının   talimatı   da  Padişah   ve   halifenin. Düşman  uçakları   da   dahil   olduğu   halde.  Her   türlü   vasıtayla   memlekete   yağdırdığı “Padişaha  karşı   ayaklanma”  fetvasıydı.
Bu   genel   ve   haince   saldırılara   karşı. Biz   de, daha   meclis   açılmadan   önce. Afyonkarahisar’da, Eskişehir’de   ve  bütün   demiryolu   boyunda   bulunan.Düşman   birliklerini   Anadolu’dan   çıkarmak.Geyve, Lefke,Carablus  köprülerini   yıkmak.  Meclis   toplanır   toplanmaz    Anadolu   Ulemasının   fetvasını   almak   suretiyle  karşı   tedbirlere   giriştik.
İç    İsyanlar   ve   Doğu   Cephesindeki   Gelişmeler
 
                                        İÇ   İSYANLAR
Efendiler,1919   yılı   içinde, milli   teşebbüslerimize   karşı   başlayan   iç   isyanlar, hızla   memleketin   her   tarafına   yayıldı.Bandırma, Gönen,Susurluk, Kİrmasti, Karacabey, Biga   ve   dolaylarında; İzmit, Adapazarı, Düzce , Hendek, Bolu, Gerede,Nallıhan,Beypazarı  dolaylarında; Bozkır’da; Konya,Ilgın, Kadınhan, Karaman,Çivril Şeydişehir,Beyşehir,Koçhisar   dolaylarında;Yozgat,Yenihan, Bogazlıyan, Zile ,Erbaa, Çorum   dolaylarında; İmranlı, Refahiye, Zara, Hafik   ve   Viranşehir   dolaylarında   alevlenen  karışıklık   ateşleri. Bütün  memleketi  yakıyor.Hainlik, cehalet, kin  ve  bağnazlık  dumanları. Bütün   vatan   göklerini   yoğun   karanlıklar   içinde  bırakıyordu. İsyan   dalgaları     Ankara’da   karargahımızın    duvarlarına   kadar   çarptı. Karargahımızla   şehir   arasındaki   telefon   ve   telgraf   hatlarını   kesmeye   kadar   varan. Kudurmuşçasına   kasıtlar   karşısında   kaldık.  Batı   Anadolu’nun,İzmir’den   sonra   Yeniden   önemli   bölgeleri   de, Yunan   ordusunun   taarruzlarıyla   çiğnenmeye   başladı.
(Kısaca   ayıdan   post   eski   düşmandan    dost   olamaz.)
Dikkatle  üzerinde   durulmaya   değer   bir   konudur   ki, sekiz   ay   önce, millet, Heyet-i Temsiliye   etrafında   toplanarak, Damat  Ferit  Hükümeti   ile  ilişki   ve  haberlerini   kesmişken. Ali   Galip’in girişimi  gibi  tek  tük   olaylardan   başka.  Böyle     genel   bir  ayaklanma   olmamıştır. Bu   defaki   yaygın   ve   genel   ayaklanmalar.  Sekiz   ay   zarfında,   memleket    içinde    çok   hazırlık   yapıldığını   gösteriyordu. Damat   Ferit  Hükümetinden   sonraki   hükümetlerle. Milli   şuurun   korunması. Güçlendirilmesi   için yaptığımız   mücadelelerin   ne   kadar  haklı  sebeplere   dayandığı.Acı  bir  şekilde bir   kere   daha   anlaşılmış    oluyordu. Milli   Mücadeleye   kuvvet   vermek   için   cephelerle. Ordu  ile   ilgilenme   bakımından. İstanbul’daki   hükümetlerin    gösterdiği. Başka   türlü   ihtimallerin   acı   sonuçları   da   ayrıca   görülecektir.
                                                   -Devam   edecek- 
 

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.