ANAYASA MAHKEMESİNİN 52. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ
Biliyorsunuz Anayasa Mahkememizin 52. kuruluş yıldönümü geçen hafta kutlandı. Mahkeme başkanı Sayın Haşim Kılıç’ın konuşması tüm hafta boyunca gündemden düşmedi. Kiminle karşılaşsam hemen bir soruya muhatap oldum.
‘Sayın Haşim Kılıç’ın konuşmasını nasıl buldun?’
İsterseniz bu soruya yanıt vermeden başka bazı şeylere açıklık getirelim. Sayın Haşim Kılıç Anayasa Mahkemesinin hukukçu olmayan tek üyesidir. Üstelik de başkandır. Yıllarca verdiği kararlarda genellikle muhalif olmuş, bu muhalifliği belli bir süre kararlara muhalefet şerhi koyularak geçmiş, yani azınlıkta kalmıştır. Bir başka ifade ile Anayasa Mahkemesi Sayın Kılıç’ın görüşünün aksine kararlar vermiştir. İlerleyen yıllarda ise biz hukukçuların hukuki bulamadığı, ancak Anayasa Mahkemesi kararı olduğu için saygı duyduğu kararların çıkmasında etken olmuş bir kişidir.
Şimdi gelelim cevaba: Bir mahkeme başkanının, ülkenin başbakanın gözünün içine baka baka (yandaşların ve yardımcıların ifadesi olduğu için söylüyorum) hakaret edercesine konuşmasını pek şık bulmuyorum. Sayın Başbakan oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi oldu. Muhalefet partilerinin yaptığı uluorta eleştirilere bile taş çıkaracak şekilde, ince ve iğneli, ama öyle bir iğne ki ince görünümlü, çuvaldız etkili acı veren üslupla yapılan bir eleştiri, adeta ortalığı tufana çevirmiştir. Böyle hakaretamiz bir eleştiriyi şık bulmadığımı söylemiştim. Bu işin bir tarafıdır.
Gelelim ikinci tarafına: Sen bir başbakan olarak görevini yapan hakime, savcıya paralel yakıştırması yapacaksın, atama üzerine atama yapacaksın, bir vatandaşa soru sorduğu için ananı da al git diyeceksin, mahkemenin kararlarını uygulamak yerine (Atatürk Orman Çiftliği ile ilgili idare mahkemesi kararı ile ilgili) biz uygulamıyoruz, inşaat da devam edecek, durdurabilen durdursun diye meydan okuyarak her türlü yapılmaması gerekeni yapacaksın, arkasından başkasının yaptığı hataya karşı koyacaksın. Ne ekersen O’nu biçersin. İnsana ne bekliyordun diye sormazlar mı?
Sayın Haşim Kılıç’ın son zamanda verdiği kararların değişme nedenine gelince: Galiba hukukçu olmayan Kılıç, yıllar sonra yavaş yavaş hukuku öğrenmeye başladı. Bunu da sevindirici buluyorum.