İSTANBUL VE KADİR İNANIR
Hafta sonunu sevgili dostum, arkadaşım Mustafa İyi’nin kızı Elif’in düğün törenine katılmak için İstanbul’da geçirdim.
Düğün töreni dedik; ama bir yerde kendimi adeta Fatsalılar gecesine katılmış gibi hissettim. Gerçek şu ki, son yıllarda yapılan Fatsalılar Geceleri’nde Fatsalıların katılımı da çok azaldı.
Gecelerimiz ne hikmetse arzu edilen hedefe de ulaşamadı bir türlü. Fatsalılar mı ilgi göstermiyor, yoksa azınlıkta mı kaldık hala anlamış değilim.
Ama Galatasaray Su Adası’nda yapılan muhteşem düğünde buluşan Fatsalılar, birbirlerini iyi tanımanın verdiği sıcaklıkla hemen kaynaşıp adeta Fatsalar gecesi yaptı diyebilirim.
Düğünde sinema sanatçısından politikacısına, bürokratından iş dünyasına kadar kimi ararsanız düğünde bulabilirdiniz.
Uzun süre birlikte oturduğum sinema sanatçımız ünlü aktör ve değerli hemşehrimiz Kadir İnanır’la birlikte de sohbet edip Fatsa’yı konuşup, tartıştık.
Yeşilçam’a damgasını vurmuş, dünya sinemalarında marka olmuş Kadir İnanır hastalık sürecini tamamen atlatmış, eskisi gibi normal hayatını sürdürüyor.
Önümüzdeki ayda yeni bir dizi çekimine başlayacak. İlçede zaman zaman “Kadir İnanır Fatsa’ya okul yapsın” diye söylemler olmuyor değil. Ben de bunu sordum ve kendi fikirlerini öğrenmek istedim.
Odalar ve Borsalar Birliği kanalı ile bir okul projesi olduğunu ve takip ettiğini söyledi.
Oynadığı her filmde Fatsa adını lanse eden, Yeşilçam’a ayak bastıktan sonra ikinci filmini Fatsa’da çeken, verdiği her röportajda adının “Fatsalı Kadir” olarak geçmesini sağlayarak Fatsa adının tüm dünyada duyulmasın sağlayan Kadir İnanır’a acaba Fatsalı olarak biz neler verdik?
Hiç ilgisi olmayan il ve ilçelerde büstü dikilen, adı cadde ve sokaklara verilen İnanır’a Fatsalı olarak bizler bir jest yapabildik mi?
Sivil Toplum Kuruluşlarıyla birlik olup, ziyaretine giderek, hal ve hatırını sorabildik mi?
Geçtiğimiz haftalarda bir bürokratımız, “Ordu’da çok ünlümüz var. Festivaller düzenleyerek onlar sayesinde Ordu’yu ve özellikle Fatsa’yı turizm cenneti yapabiliriz” diye beyanat vermişti.
Sormak lazım o bürokrata kaç kez görüştünüz veya telefonla arayıp hal ve hatırını sordunuz diye.
Lafla peynir gemisi yürümüyor.
Hep beklenti içerisinde olacağımız yerde beklentilerimizi yerine getirmesini istediğimiz kişilere ne kadar önem verdiğimizin hesabını kitabını yapmamız gerekmiyor mu?
Okul yapsın, yurt yapsın demek kolay da, kişi ya da kişileri bu işin içerisine çekebilecek çabayı gösteribiliyor muyuz, onu bir gözden geçirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.
Fatsa’nın dün sıradan bir köyü bugünün mahallesi Kabakdağı kabuğunu kırdı. Birçok mahalle Kabakdağı mahallesini örnek alıyor. Bugün adı gündemden düşmeyen Kabakdağı’na verilen çok büyük bir emek var. Birlik var, beraberlik var. Birlikte hareket edilince azmin elinden bir şey kurtulmuyor. İşte Kabakdağı örneği. İlçede görev yapan Sivil Toplum Kuruluşları atacakları bir adımla Fatsa’nın kaderini değiştirebilirler; ama önce kendilerinin inanmaları gerekir. Ata sözünün dediği gibi ne ekersek onu biçeriz..