GİRİLECEK İN NERESİ ?
Bu ülkede hiçbir zaman "yolsuzluk" sorun olmadı. Bunu kimin yaptığı ile daha fazla ilgilendik biz. Yolsuzluğu genel olarak ayıplamadık,eleştirmedik. Normal karşıladık bir anlamda.Zenginleşen ve gelişen ülkemiz değil,aileler oldu. Evlatlar,damatlar,yeğenler ceplerini doldurdu görmezden geldik.Yazdıklarımı inkar etmeye çalıştığınızı duyar gibiyim. Bu toplumun en büyük sorunu da bu zaten. Kendisiyle yüzleşmeyi bilememek.
Her birimiz sadece kendi geleceğimizi düşünerek geçirdik vakitlerimizi,şehitlikleri ziyaret edenler hatırladı vatanın kutsallığını. Vatan toprağı üzerinde kurulu olan devlete de bu kutsallığı hiçbir zaman veremedi toplum. Sadece,menfaatine uygun kullandı ve talan etmekle uğraştı. Sadece kazanmak amacıyla hareket etti,korumayı bilmedi...
1970'lerden bu yana devletin içine gizli sızmış olan paralel yapı bile,kendi yerleşmesindeki hukuksuzluğu,ahlaksızlığı görmeden,başka yanlışları ki doğru mu henüz bilmiyoruz,anlatmaya koyuldu. Belki de bu yüzden ciddiye alınmadı kim bilir. Meşhur davalarda sanıklar hakkında "yaratılan "sahte CD ve bilgisayar kayıtları ile millet 30 küsür yıl cezalar alırken sızlamayan vicdanları,inlerine girilmek istenince mi rahatsız oldu.Ayrıca bu in'den kastedilen bir hayvan barınağı mı,yoksa terör yuvası mıdır,bilmek hakkımız diye düşünüyorum.
Beldelerde,köylerde,fakir mahallelerde asla ve asla üyesi bulunmayan ve buraları yok sayan,üniversitelerin bile belli bölümlerinde hiç var olmayan bir yapının amacının çok "salih"olduğunu düşünebilir misiniz ? Zengin ol,yardım yap,dini vecibeler çok önemli değil,devletin kadrolarında yer al,amacına ulaşmak için de her yol mübah edebiyatını kendine şiar edinmiş bir yapıya örgütten başka bir sıfat yakışır mı ? Diyanet İşlerinde, Kültür Balanlığında,Tarım Bakanlığında ve buna benzer kurumlarda hiç görevden alma ve yer değişikliği duydunuz mu ? Buralarda hiç mi inanan yok sanıyorsunuz ? Tesadüf eseri mi hepsi Yargı,Emniyet ve Milli Eğitimde toplanmış.Çok ilginç değil mi ?
Devletin en üst istihbarat kurumu olan MİT ile cemaatin,neden bu kadar ilgilendiğini ve başındaki müsteşar ile olan sorununu izah edemeyişini "haklı ve hukuki"bir gerekçe ile anlayan ve bilen var mı ?Çözüm sürecini "analar ağlamasın"sığlığında algılayan bir toplumdan zaten neyi ne kadar anlamasını bekliyoruz o da ayrı bir konu ya...
Sağ ile sol'un kavga etmesi gereken yerde,aynı safta sandıklarımızın çarpışmasının ve devletin yasal organı ve yöneticisi ile bu kadar kavgayı göze almayı menfaat çatışmasından başka izah şekli var mı ?Yaşadığı sürece ülkenin %1'inin ancak sahiplendiği merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun sayesinde seçim kazanmak isteyenlere bir baksanıza kimler var orada,seçim sonucuna göre %40'lar.Düşen bir helikopterde merhumun,vücudundaki kırıkları bilmemize rağmen,namaz kılarken videosu olduğunu düşünen ey aklı evveller...
Kaza veya suikast olan bu talihsiz olay hakkında yazılmış onlarca kitaptan ki en iyisi "Kanlı Çukur"dur,birisini dahi alıp okumayan,ama 25 mart gününü bekleyen ve mantık dışı olduğu anlatılan video kaydını bekleyen ey zavallılar...millet son sahnesini çekti başrolde bile olmadığınız filmin ama,siz hala reklam arasındasınız ve az sonra diye yazı geçip duruyor. Diğer film ise gişede yine rekor kırdı,duymamış gibi davranıyorsunuz ya, bari ben söylemiş olayım. Kalın sağlıcakla...