Osmanlı İmparatorluğu Dağılınca Ortadoğu’daHuzur Kalmadı
1972 yılı Ekimin de merhum Kral Faysal, Riyad’daki sarayında 5 kişilik bir Türk heyetini kabul etmişti. Kral Arapca konuşuyor. Söylediklerini kılıçlı mabeyncisi İngilizce’ye çeviriyordu. Melik Faysal bir buçuk saatlik konuşması sırasında şunları söylemişti:
İslam aleminin başına birtakım belalar sarılmıştır. Bunların en büyüğü komünizm denen şeytandır. Rus emperyalizminin vasıtasıdır. Bir diğeri siyonizmdir. Menfaatinin gereğine göre hareket eder. Amerika kadar Rusya ile de işbirliği yapabilir. Yahudi, bütün dünyaya dinsizlik telkin eder.Kendisi en tutucu dindardır.Bir diğer bela, Arap sosyalizmidir. İslama aykırıdır. Nasır tarafından şeytani boyutlara ulaştırılmış. Dolandırıcılık vasıtası haline getirilmiş. Şantaj unsuru olarak kullanılmıştır. Nitekim Filistinlilere sızan komünist ajanlar Filistinli’yi komünizmin aleti yapmıştır.
Merhum Kral şöyle devam etmişti:
Osmanlı imparatorluğu, siz Türklerin imparatorluğu dağıldı. Ortadoğu’da da, Balkanlar’da da huzur, sona erdi. Emperyalist devletler (ABD,Rusya,Çin,İngiltere v.b.) Her iki hassas bölgeyi parça parça ettiler. Menfaat ve nüfuz kesimlerine ayırdılar.
Sonra Kral, Türkiye Cumhuriyeti ile. Daha yakın iktisadi, ticari, siyasi. Kültürel münasebetler kurmak istediğini. Fakat Ankara’nın kayıtsız davrandığını ima etti.Kendisine hediye ettiğimiz Kur’anı öpüp başına koyarak aldı. İnceledi, dostça tebessüm ederek:
-Kur’anı yazmak kabiliyetini de Cenab-ı Hak dedi:
Siz Türklere ihsan buyurmuş…
Aradan yıllar geçmiştir. Kralın anahatlarını çizdiği tablo ve faktörler değişmemiş. Daha belirginleşmiştir.Zaten merhum Faysal’da Doğu’nun nadir yetiştirdiği üstün yetenekli bir hükümdardı.Prensken devletini yıllarca Birleşmiş Milletler’de temsil etmiş. Yıllarca dışişleri bakanlığı yapmış. Çeşitli ve değerli diplomatik tecrübeler edinmiş.Dünyamıza yön veren belli başlı şahsiyetlerle konuşmuş.Onları anlamaya, teşhise çalışmıştı.
Son İsrail harbini, Lübnan’ın istilasını anlayabilmek için.Şimdiye kadar yarım yamalak söylenmiş birçok gerçeği dile getirmek.Açık konuşmak, hakikatleri örtmemek lazımdır. Bilinmelidir ki, günümüz şartları.Eskiden devlet sırrı sayılan pek çok bilgiyi. Herkesin bildiği basit şeyler derecesine indirmiştir. Bazı şeyleri konuşalım. Yazmayalım alışkanlığı çağ dışı kalmış bir düşüncedir. Hasımlarımızın, can düşmanlarımızın bildiği şeyleri. Söylemekten niçin çekinelim.Bu anlayış içinde. Türk devletinin yüksek menfaatlerini göz ardı etmek. Vatan hainliğine eş değerdir.
407 yıl bizim bir beldemiz olan Suudi Arabistan petrol sayesinde refah içinde yaşıyor. ABD’nin en gözde dostu olan bir konumdadır.Milyarlarca dolar onun bankalarında saklanmaktadır.İslam dünyası savaş içinde birbirini yok ediyor. Libya, Mısır, Suriye ve Irak kan gölüne dönmüştür. Batının refah seviyesi yüksek toplumları İslam dünyasının yok olmasını arzulamaktadırlar. Şu anda Türkiye’yi bir savaşın içine çekmek için tuzak kurulmuştur. Kuzey ve Batı hiç fark etmez. Bir devlette iki başlılık olmaz. Benim polisim senin polisinden zekidir kafası ile bir yere gidilmez. Bu oyunları 1980 lerin acı tecrübesi ile gördük. Öğretmenler, polisler ve halk üçe ayrılmıştı. Netice de 12 Eylül 1980’de ordu idareye el koydu. Türkiye insanı çile çekti. Fakirleştik. Geleceğimiz karartıldı. Kafamızı kaldırdığımızda yine savaştırıldık.
Barışı korumak için çaba gerek. En güzel günler sizlerin olsun. Sevgi ve saygılarımla.
Kaynak Kişi: Yılmaz ÖZTUNA