Novus Ordo Seclorum-42
Yeni Dünya Düzeni
Sedat Simavi'nin babası, Halil Hamdi Bey'in, Sultan Abdülhamid ile olan mücadelesi.
Ülkemizin bugünkü durumuna bakınca, aslında bunun uzun bir hazırlık süreci gerektirdiğini, görmek gerekiyor. Bizim gibi 'gelişmesi engellenmiş' ülkelerde, iletişim araçlarının, toplumu yönlendirmede birinci sırada olduğu görülür. Hürriyet Gazetesi'nin kurucusu, Sedat Simavi'nin, yolu da bu olmuştur. Peki Sedat Simavi'nin, bu yolu benimsemede ki en büyük sebebi nedir?
Nasıl günümüzde, 'gladio', 'derin devlet' gibi yapılanmalar var ise, Osmanlı İmparatorluğu döneminde de vardı. Midhat Paşa, Osmanlı'da teşkilatçılığı ile ünlü bir dåevlet adamıydı. O ve arkadaşları meşrutiyeti ilan etmek amacıyla, Sultan Abdülaziz'i tahtan indirip, onu masonlara katlettirdikten sonra ( 'Abdülaziz son fotoğraf', diye arama yapın internette. Sol yanındaki katilinin, montuna elini sokma şekli, bir mason hareketidir.) yerine, tek Mason padişah olan, 5. Murad'ı geçirir. Alkolün etkisi ve Sultan Abdülaziz'in öldürülmesinden duyduğu vicdan azabı, 5. Murad'ın delirmesine neden olur. Midhat Paşa, Namık Kemal, Ziya Paşa ve Sedat Simavi'nin babası, Halil Hamdi Bey, Kanun-i Esasi'yi ve meşrutiyeti kabul edecek veliaht aramaya başlar. Bunun için Midhat Paşa, Sultan Abdülhamid ile görüşür ve tam aradığı adamı bulduğunu düşünmüştür.
Oysa ava giden avlanmıştır. Sultan Abdülhamid beklediklerinden daha zeki çıkmıştır. Kanuni Esasi'ye koydurtmak istediği 113. madde'ye (Bir isyan çıkacağı anlaşılacağı zaman, orada sıkı yönetim ilan edilir. Ve o isyana sebep olanlar, Padişah tarafından sürgüne gönderilir.) Midhat Paşa ve arkadaşları karşıdır. İki padişahı tahtından eden, bir yapılanmanın, bu maddeyi kabul etmesi imkansızdır zaten. Hatta Ziya Paşa, Midhat Paşa'ya 'Paşam bu madde kabul edilirse, bu adam topumuzu birden bu ülkeden kovar. Dünya alem halimize gülmez mi? '-Kazdıkları kuyuya düştüler! Oh olsun!' demezler mi?' diye, veryansında bulunur. Ve Midhat Paşa'nın beklentilerini karşılayamayan, Sultan Abdülhamid ve Osmanlı için, isyanlı günler başlamıştır. Midhat Paşa hala, 113. maddeyi kaldırmayı kabul ettirtememiştir. Arkadaşları Ziya Paşa ve Namık Kemal'e 'Hamid'i tahta biz oturttuk. Bize uyum sağlayamazsa onu da Aziz ve Murad gibi deviririz. Gücümü anlamış olması ve bizden korkması gerek. Benim arkamda koca millet var. Onun arkasında ne var?' Ama bilmediği birsey vardı. Ne halk onun arkasındaydı, ne de Hak! 113. Madde kanuna koyulur, Midhat Paşa, Ziya Paşa, Namık Kemal ve Sedat Simavi'nin babası, Halil Hamdi Bey mahkeme tarafından sürgüne gönderilir. Sultan Abdülaziz'i öldürtmek suçundan, Midhat Paşa'ya idam kararı çıkar. Sultan Abdülhamid, bu kararı, Arabistan'daki Taif kalesinde, ömür boyu hapis cezasına çevirir. Ne hikmetse aynı Sultan Abdülaziz gibi, iki asker tarafından boğularak öldürülür, Midhat Paşa.
Bununla birlikte Sedat Simavi'nin babası, Halil Hamdi Bey ve Namık Kemal, Sakız Adası'na sürülür. Sakız Adası'na gitmeden, oğlu Sedat'ı son kez görür Halil Hamdi Bey. Ve bu onların son görüşmesi olur. Bu sebeple, Sedat Simavi'nin gazetesinin adı 'Hürriyet' olur. Ama kimin hürriyeti, kime hizmet ettikleri, yıllar sonra anlaşılır. İntikam, onlar için de soğuk yenen bir yemektir. Erol Simavi, gazetesinde, Başbakan Özal'a nasıl meydan okudu? Üstat-ı Muhterem, Özal ile barıştığı, hangi mason biraderleri ele verdi? Hepsi ve daha fazlası haftaya gazeteniz Güneş'te. :)