BAŞ DÖNMESİ
İnsanın başı dönüyor bu ülkede. Yolda yürürken adım atmakta zorlanıyor, haberleri izlerken neye bakacağını şaşırıyor. En sessiz anlarda bile büyük bir kalabalığın ayak seslerini duyuyor insan etrafında. Düşünceler ayaklanıyor, kelimeler herkese düşman oluveriyor. Birilerinin etrafında hiç haberdar olmadığı planlar uçuşuyor. Kimileri kahraman olurken, kimileri bir adımda gözen çıkarılıyor.
İçinde kazanlar kaynayan kuyuların olduğu, koca delikli boşlukların etrafı doldurduğu bir evrendeyiz sanki. Sanki başka bir dünyaya gitmişiz de hesap soruluyor bizden bir bir. Fokur fokur kaynayan kazanların etrafında sıra sıra dizilmişler de biz de unutmuşuz aklımızda kalan ne varsa geçmişe dair. Şaşırıp kalmışız, bir türlü diğer tarafa geçemiyoruz. Hepimiz köprünün alevli tarafında sürekli değişen soruların şaşkınlığında ne yapacağını bilmez, korkulu çocuklara dönmüşüz. Söylediklerinin doğru olduğunu bilen, fakat korktukça şaşıran ve şaşırdıkça yalana sapan insanlara benzemişiz.
Uykumuzda bir yerlere kaçmaya başlamışız. Sonra konuşmak istemiş, konuşmaya çalıştıkça da sesimiz çıkmaz olmuş. Ne kadar bağırmaya çalışsak, o kadar az çıkmış sesimiz. Ne kadar kaçmaya çalışsak ayaklarımız tutmaz olmuş. Gece yarısı, ağzımız kuru bir yudum su aramak için uyanmışız da, yaşadığımızı kabus sanıp geri uyumuşuz. Fakat her gece aynı rüyanın aynı sahnesi tekrarlanır olmuş ve karıştırmışız hangisi rüya hangisi gerçek diye.
Ne oldu da bu insanlar böyle uzaklaştı birbirinden, ne oldu da birbirimizin kuyusunu kazmaya bu denli meyilli olduk. Hani birbirimizden başka dostumuz yoktu bu evrende. Nasıl oldu da birbirimizin en büyük düşmanı oluverdik. Nasıl oldu da birileri bu kadar kolay saf değiştirirken, kendilerini en güvenilir çizgilere koyuverdiler birdenbire. Nasıl oldu da günahlar bu kadar kolay temizleniverdi hiçbir bedel ödenmeden ve en masum en mazlum oluverdi bedel ödemeyenler en kısa sürede. Nasıl oldu da dişini tırnağına takanlar ve çalışmaktan başka yolu olmayanlar bu ülkenin üzerinde yük oluverdi. Nasıl oldu da bir ülkenin devlet yetkilisi halkının yüzüne bakabildi yüzü kızarmadan. Nasıl oldu da bu yetkililer özel uçaklarını, tatillerini, arabalarını, gezilerini ve birçoğunun ellerini kaldırıp indirmekten başka icraatı olmadığı bilinen şahısların binlerce liralık gelirlerini, halkının üzerinde yük saymayıp da; çalışanın, emek verenin, bir miktar parasına ve emeğine göz dikiverdi.
İnsanın başı dönüyor da, hangi ilacı alsa yan etkisi fazla. Hangi doktora gitse yok yerinde. Üstelik ilaç satanlarla, ilaç yazanlar yetkililerle bir çıkmazın içinde. Bu baş dönmesi geçecek gibi değil de, başı ağrıyanların sayısı çok daha vahim bir boyutta ilerlemekte…
.jpg)
