TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALAMAK
Bu çirkin ve tiksindirici tabir benim değil, ülkemizi yöneten, Kasımpaşalı olmakla guru duyan ve her fırsatta insanları aşağılayan, Sayın Başbakanımızın ifadesidir.
Bu ifadeyi ne zaman kullanmıştır?
Son yapılan 2011 seçimlerinden sonra, tutuklu milletvekilleri tahliye oluncaya kadar yemin etmeyeceğiz deyip, sonra da yemin eden, CHP yöneticileri için kullanmıştır. Hem de televizyonlarda birkaç kez tekrarlamak suretiyle… Hem de müstehzice gülümseyerek ve de küçümseyerek…. Üstelik bakışları ile küfredercesine…..
Atalarımız ne demiş? Büyük konuşmayacaksın!
‘’Dershanelerin kapanması ile ilgili karar aldık. Bundan hiçbir kuvvet bizi döndüremez. İsteyen dershaneyi okul yapabilir… vs.’’ anlamına gelen beyanlarla meydan okuyan Sayın Başbakanım şimdi kapatma kararını seçim sonrasına bırakmıştır. Bunun yemin olayından farkının ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Lütfen bilen birisi bana anlatsın.
BAKANLARIN BAŞKAN ADAYI OLMASI
Bakanların belediye başkan adayı olmasının arkasında çok ince hesapların yattığını düşünüyorum. İl Özel İdareleri kaldırılıyor. Büyük şehir belediyeleri artırılarak, hizmetler belediyelere aktarılıyor. Güçlü yerel yönetimler, yetkileri daraltılmış merkezi idareler oluşuyor. Buradan da eyalet sistemlerine ve başkanlık sistemine doğru bir kayma algısı algılıyorum. Bu benim şüpheciğimden kaynaklanıyor olabilir. Yanılıyor da olabilirim. Ancak kendi kendimi haklı bulmaya zorlayan gerekçelerim var. Örneğin; Anayasayı, hukuk sistemini Sayın Başbakanın istediği şekilde değiştirmekte son derece başarılı bir icraatçı olan Sayın Adalet Bakanını Hatay İline Belediye Başkanı yapmak düşünülemez. O başarılı icraatlardan diğer illeri mahrum etmek haksızlık olmaz mı?
Bir de Sayın Bakanların istifa etmeden seçimlere katılması meselesi ne bakışımızı dile getirelim. 2007 seçimleri sırasında CHP.’ye ait bir belde başkanını, makam aracı ile seçim çalışmalarına katılmaması için uyardığımı ve Sayın Başkanın da beni haklı bularak yoldan döndüğünü hatırlıyorum. Bu kısa anıdan sonra bilmem başka bir şey söylemeye gerek var mı? Silahların eşitliği ilkesi, devletin malının özel çıkarlar için kullanılmaması kuralı gibi sayılamayacak sakıncaları gözden kaçmamalıdır. Zafere ulaşmak için her şey mübahtır denilemez. Etik değerleri yerle bir edemeyiz. İngiltere yıllarca yazılı olmayan anayasalarla yönetilmektedir. Yasalarda seçime bakan olarak katılmayı engelleyen açık hüküm olmayabi