TANRILAR KURBAN İSTİYOR
Antik çağların birinde Allah akıl fikir veresice Aleksandros ya da namı diğer Paris ‘in biri, güzellik tanrıçası Afrodit ‘in kendine dünyanın en güzel kadını olduğunu beyan ve yine kendisine vaad ettiği dönemin cemiyet hayatının gözde ismi olan Helen ‘ i kaçırır. Aksi gibi bu besbelli ki hani Seda Sayan ‘dan iyisi olmasın ama vakti zamanının ekonomisinin sultanı bacımız Helen bayağı bayağı evlilik bağı ile fena halde bağlıdır. Hem de zebellah gibi kral Agemennon ‘un kardeşi anlı şanlı Sparta kralı Menelous’un bizzat hanımıdır kendileri. Yani kral adamdır bu Menelous.
Rivayet o ki zaten bu Agemennongillerden Akalar, bu Parisgillerden Truvalılara önceden çok pis takmıştır. Bunlar “Sparta da Arkadya bir oldu da narilim Aka kuruldu” diye şarkılar söyleye söyleye gezmektedirler. Zaten Akaoğlu da demektedirler kral Agemennon ‘un adına. Zatıallari başını Arkadyalıların çektiği Büyük ve Genişletilmiş Çılgın Ege Procesi kapsamında Truvayı ele geçirme niyetindelerdir. Bu Truva’nın başındaki Hektor ise zamanının ne kadar komünist, radikal İslamcı devleti varsa onlarla ittifak yapmakta bir türlü koltuğunu terk etmemektedir. Hatta adı Haktor iken Hektor olmuştur bir anda.
Velhasıl savaşını ve niyetini veren Allah, şifasını ve bahanesini de verir diye düşünen antik oldukları kadar antika da olan Akalar sonunda aranan kanı Hektor ‘un kardeşi Paris ‘te buluverirler. Bakarlar öyle yok kimyasal silah tehdidiydi yok toplu katliamdı filan sökmeyince mor gözlü Helen oluverir birden badem gözlü. Derken 72 ayrı milletten Akalı “vallahi her şey dünya barışı için, Allah canımızı alsın maksat muhabbet yoksa başkaca bir niyetimiz yok biz bu Truvalılara özgürlük getireceğiz” diyerekten saldırıverirler Truva’nın üzerine.
Savaş başlar başlamasına da etraf Kurtlar Vadisi seti gibidir. Saniye başına iki ceset düşmektedir. Savaş tüm şiddetiyle devam ederken Olympos ‘un tepesindeki tanrılar da başlarlar saf tutmaya. Savaş Tanrısı diye etrafta gerim gerim gezen Ares ile atletik Apollon yanlarına Banu Alkan ‘ın yengesi Güzellik Tanrıçası Afrodit ‘i de alıp Truvalılardan yana olurlar. Bulut devşiren kendine Baştanrı dedirten Zeus ‘un hanımı ele maşalı Evlilik Tanrıçası Hera ile onun henüz ne akla hizmet ettiği yunanlılar dışında tam bir muamma olan bir başka ne idiğü belli olmayan bir işin tanrıçası üvey kızı Athena da Akaları tutmaktadır. Anlaşılan o ki Tanrılar çıldırmış olmalıdır. Keza aynı sözde tanrılar kurban istemektedir.
Bu arada da kan savaş mahallinde oluk gibi akmaktadır. Sezon sonu diziden çıkarılmak istenen oyuncular gibi herkes sapır sapır dökülmekte, savaş meydanındaki Akalar ve Truvalılara birer birer hak vuku olmaktadır. Önce cennet mekân Aşil ‘in en yakın arkadaşı, ardından Hektor, akabinde ve detayında çevik ayaklı Aşil de derken dünya nüfusu bir hayli azalır.
Sözde tanrılar ise çıldırmışlıklarından mütevellit kazanacak olanın üzerine loto oynamaktadır. Aslına bakılırsa antik çağdan bu yana pek de değişen bir şey olmamıştır. Olympos ‘un tepesinde, İda dağı’nın eteklerindeki tanrı rolüne soyunmuş kutsal mübarekler iddia ve loto kuponlarına her daim konu yaratmakta, sırf kendi eğlence ve çıkarları uğruna kurban istemektedirler. Helen alacağı dördüncü kocanın seçimini yapar, Zeus da katılacağı av partisinin ayrıntılarıyla meşgul olurken, asıl olan da garibim Hektor ‘a, bolca gaza gelmiş Aşil ‘e, Priamos ‘a ve adları sanları belli bile olmayacak sayısız insanoğluna olur ancak. Dünya aynı dünya, Olympos da aynı eğlenceli Olympos’tur ne de olsa.