NOVUS ORDO SECLORUM-26
Yeni Dünya Düzeni
Ekonomik Tetikçiler
'Bir ülkeyi ele geçirip, kölelestirmenin iki yolu vardır. Biri kılıçla, diğeri borçla.' Bu sözün sahibi, 1735-1826 yılları arasında yaşamış olan, Amerika'nın ilk Başkan Yardımcısı, John Adams. Aslında bu söz, bugünü ne kadar iyi anlatıyor değil mi? Bu sözün gerçekliği, biraz sonra yazacaklarımdan sonra daha net ortaya çıkacak.
Yıl 1952, aylardan Şubat ayı. Türkiye Adnan Menderes hükümeti ile birlikte NATO'ya tam üye olur. Peki bundan bir yıl önce ABD'nin İncirlik Hava Üssü için temel atmış olması bir tesadüf müdür? 'İşte becerdik!' ve 'NATO'ya girmemiz bir zaruretti!' diyen, Adnan Menderes ve Demokrat Parti, 1952 yılından itibaren neler yapmıştır? Yabancılara petrol arama ve çıkarma izni verildi. Yabancı sermayeyi teşvik yasası çıkarıldı. Gelen krediler özellikle tarım alanında kullanılmaya başlandı. Tarımda makineleşme çalışmaları yoğunlaştırıldı. Marshall Planı'nın da katkısıyla ülkede yeni sanayi tesisleri kuruldu. 1954 yılında Türkiye Vakıflar Bankası kuruldu. Bu dönemde Türkiye'nin gayri safi milli hasılası, yılda ortalama %9 oranında büyüdü. 1938-1950 arası ve bu yılların öncesinde buhranlı ve fakir yıllar geçiren Türkiye, birden bu refah düzeyine nasıl gelebilmişti?
Bunun cevabını aslında 1958 yılında alıyoruz. Peki ne oldu 1958 yılından sonra? Cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlı devaülasyonu yapıldı, dolar 2 liradan 9 liraya çıkarıldı. Türkiye 600 milyon dolar dış borcunu ödeyemeyeceğini açıklayarak moratoryum (borçların ödenemeyeceği ve yeni bir ödeme planına bağlanması ilanı) ilan etti ve IMF ilk stand-by anlaşması imzalandı. Tek parti döneminde kurulan bazı traktör ve basma fabrikaları, Menderes döneminde özelleştirildi veya ekonomik olmadıkları için kapatıldı. Nuri Demirağ tarafından kurulduktan sonra İsmet İnönü tarafından devletleştirme kapsamına alınan uçak ve uçak motoru fabrikaları, Eskişehir tank fabrikası ve Kırıkkale silah fabrikası Menderes döneminde NATO standartlarına uymadıkları gerekçisiyle kapatıldılar. Takvimler 1960 yılını gösterdiği zaman ise, İmralı'da ipin ucunda Adnan Menderes vardı. Bu ülkede bir ilk gerçekleşmişti, bir başbakan idam edildi ve böyle bir örnek günümüze kadar bir daha yaşanmayacaktı. İMF artık, Türkiye'nin başında Demokles' in kılıcı gibi duracaktı.
Herşey iyi, güzel, peki bu planları ortaya koyanlar, bu borç yükünü elde etmek istedikleri ülkelerin sırtına yükleyenler, istedikleri gibi bizi parmaklarının ucunda oynatanlar kim? İşte onlar 'ekonomik tetikçiler'. Onların planlarını ve yöntemlerini merak ediyorsanız, haftaya Güneş Gazetesi'ni mutlaka okuyun.:)