Görüntülenen Sayı: 2191
2803 | Yayım Tarihi: 21 Haziran 2013 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » DEMOKRASİ TARİHİMİZDE ÜÇ ÖNEMLİ İNSAN

DEMOKRASİ TARİHİMİZDE ÜÇ ÖNEMLİ İNSAN

Mehmet Şeref KİBAR

Mehmet Şeref KİBAR

bilgi@gunesgazetesi.net
Facebook'ta Paylaş

  1950’den bu yana demokrasi tarihimizde üç önemli insan var. Rahmetli MENDERES, Rahmetli ÖZAL, ve Sayın Başvekilimiz Recep Tayyip ERDOĞAN. Eğer bu üç insan birbirlerine görevi devredebilselerdi bugün Türkiye Almanya’dan sonra Avrupa’nın en güçlü devleti olabilecekti. Dünyada ınkıtaya uğrayıp da yine kendisini hızla toparlayan üç millet vardır. Türk insanı, Alman insanı ve japon insanı. Bu üç millet yıkıma uğradılar mı kendilerini hızla toparlamışlardır. Bunda Türkiye’nin son dönemi istisnadır. Bizim üzerimize Almanya ve Japonya tümüyle yıkıldı ve her ikisi de Amerika’nın işgaline uğradı. Bu iki devlet bu işgal altında da sıkı bir çalışma yaptı ve ülkelerini kalkındırdılar. İyi bilemiyorum ama her iki devlette de şu anda Amerika birlikleri var. Orta Doğu savaşından önce Almanya’dan Türkiye’ye 60 bin kişilik askeri birliği aktarmak istediler. Türkiye kabul etmedi. Japonya Amerika’nın iki şehrine attığı atom bombalarının yarasını sardı. Türkiye bu savaşlara iştirak etmedi ama şimdiki iktisadi durumu Almanya’nın ve Japonya’nın  gerisinde kaldı. İkinci bir durum daha var. Türk tarihinde bu son dönemde olduğu kadar savaşmadığımız dönem yok. Araya Menderes, Özal ve Ak Parti girmeseydi şu son bir asrımız kocaman bir sıfırdı. Dünya devletlerinin büyük mesafeler kat ettiği bu asrı biz sınırlı bir şekilde değerlendirebildik. 

1950 yılında İsmet İnönü seçim kaybedince ( Milli Şef) partinin tek yöneticisi onun için CHP  demiyorum, Türkiye ortaçağ hayatı yaşıyordu. Sessiz sinema gelmişti. Biz ilk olarak iş makinelerini orada görmüştük. Karayolları diye bir kuruluş var mıydı bilemiyorum. 12 TL yol parası vardı, insanların çok büyük ekseriyeti bunu ödeyemezdi. Köylerde mahdut insanlar ancak bu parayı ödeyebiliyordu. Türkiye’nin nüfusu 15 milyon kadardı. Yol parasını ödeyemeyenler kendilerine yakın yollarda yol döşerlerdi. Bizim bölgeyi Ordu - Fatsa arasında Koç Boynuzu yoluna götürürlerdi. 12 lira karşılığında 8 metre eninde 1,5 metre yol döşettirirlerdi. 8 gün çalışmaları mecburi idi. Çevreden topladıkları taşları kendilerine ait çekiçlerle kırarlar ve bu 1,5 metrelik yolu beğenmece döşerlerdi. Yaptıkları iş beğenilirse ellerine yolda çalıştıklarına ilişkin belge verilir ve evlerine gönderilirlerdi. Kendileri çadır kurar, yemek yapıp yerlerdi. Türkiye’nin durumu bu vaziyetteyken 1950 seçimlerinde İsmet Paşa ağır bir mağlubiyete uğradı ve muhalefette kaldı. Çok kırıcı bir muhalefet yaptı ve Türkiye’yi 27 Mayıs darbesine götürdü. 
 
Menderes, hummalı bir çalışma başlatmıştı. Bir tarafta İstanbul yıkılıyor, eğri büğrü yollar düzeltiliyor, Vatan ve Millet Caddesi açılıyordu. Kore’ye 4500 kişilik  bir tugay göndermiş ve Nato’ya girmeyi başarmıştı. Amerika aşırı yardımlar veriyordu. Ordu dipten tepeye yenilenmişti. Radarlar kuruluyor, köy camileri yapılıyor, yollar açılıyor, iş makinaları Türkiye’ye yığınla getirilmiş gece gündüz çalışıyorlardı. Geceleyin Samsun’dan dönerken eksvatörlerin şimdi Terme ve Çarşamba’daki kanalları açıyordu. Terme kışın bir göl olurdu. Bu kanallar suları boşalttı. Rahmetli Menderes 50 yıllık icraatı 10 seneye sığdırmıştı. Barajlar, yollar hızlı bir şekilde yapılıyordu. Denebilir ki, Menderes Türkiye’yi emirlerle yönetiyordu.  Bu sistem işlere ivme kazandırmıştı. Rahmetli Menderes yurt dışından da emirlerle Türkiye’deki icraatı yürütüyordu. Irak kralı Hz.Peygamberin soyundandı. Rahmetli Ürdün kralı’nın da kardeşiydi. Menderes onunla kardeş gibiydi. Saddam ve üst kademe Irak’ta darbe yapmışlar, sonra da Saddam rutbesi kendisinden büyük askerleri ekarte etmiş ve yönetimi eline geçirmişti. Menderes orduya emir vermiş ve Irak’a girmelerini emretmişti. Asker emre itaat etmemiş ve başvekile tavır koymuştu. Menderes emirlere itaat etmeyen askerlere: “Ben bu orduyu yedek subaylarla da yönetirim” diye sitemli bir tavır takındı. Biz askerin Irak’a girmesinden yana idik. CHP’liler karşı çıkıp askerden yana oldular. 27 Mayıs darbesiyle de askerler bu kırgınlığın öcünü aldılar diye lafı edildi. Askerler, Menderes için; “bizi maceraya sürüklemek istiyor” diyerek İsmet Paşayla müşterek hareket ettiler. Bize göre Menderes haklı idi. Lozandan kalma petroldeki hakkımızı Saddam tek taraflı olarak iptal etmişti. 
(Devam edecek) 

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.