PİKNİKLER VE PLAKETLER
Geçtiğimiz hafta sonu Fatsa-İstanbul yolculuğunun yorgunluğunu atmadan piknik alanlarına atladık. Pazar günü 3 güzide derneğimizin Arnavutköy İlçesi, Taşoluk Piknik Alanında piknikleri vardı. İstanbul’daki Çamaşlılar Derneği, Küçük Çekmece Ordulular Derneği ve Gölköylüler Derneği aynı piknik alanını kiralayıp, aralarında paylaşım yapmışlardı. Burada taktir edilecek iki unsur vardır.
Birincisi; artık belli bir kesimin, özellikle İstanbul’un günü güneşi zar zor gören mahalle ararlarında yaşayan kitlesi için açık hava ve güneşe açılmanın yollarından bir tanesi olan piknik ihtiyacının dernekler kanalı ile sağlanıyor olmasıdır. Birbirlerini tanıyan bilen insanlar dernekler sayesinde en az senede bir kez açık hava gereksinimlerini gidermektedirler.
İkincisi; sıkça yazdığım bir şey, İstanbul’da bulunan Ordulular dernekleşme konusunda tahmin edilenden fazla yol kat etmişlerdir. Artık bir arada organize olabilmekte, yardımlaşabilmektedirler. Aynı yeri kiralayıp, aralarında paylaşım yaparak yan yana gelebilmek, İstanbul şartları için küçümsenecek bir olay değildir.
Ağırlıklı bir şekilde Çamaş Derneğinin pikniğini izlemiş olmamıza karşın her 3 derneğin pikniğinin de başarılı geçtiğini söylemeden geçemeyeceğim. Çamaşlılar Dernek pikniğinde müzik. güldürmece, çekiliş her şey vardı.
Gelelim plaket meselesine:
Bu sütunlarda daha önce de yazdım, öğretinceye kadar da yazacağım. Son yıllarda plaketin suyunu çıkardılar. Anlamsızlaştı. Nerdeyse mide bulandırır hale geldi. Plaketin bir anlamı vardır. Olmalıdır da. Plaket bir konuda katkısı olana, başarı gösterene, yaptığı bu yardım veya olağanın dışında gösterilen başarıdan dolayı verilir. Plaketi, bu başarıdan yararlanan kişi, hak edene minnet duygusunu dile getirmek için verir. Son yıllarda dernek başkanları görevleri derneği yönetmek olan yönetim kurulu üyesi arkadaşlarına yaptıkları bu iş nedeniyle, dernek yönetimleri de başkanlarına başkanlık yaptığı için plaket vermektedir. Gerek başkan ve gerekse yönetim olağanın üstünde bir başarı göstermiş olabilirler (Kastettiğimiz olayımızda olduğu gibi) bu taktirde dahi plaketi sonradan yönetime gelenlerin vermesi gerekmektedir. İnsan kendi kendine plaket veremez. Bu hiç hoş olmayan bir durumdur. Bu kötü alışkanlık derneklerimiz tarafından devam ettiği sürece, kim olursa olsun eleştirilecektir.