Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk
AMERİKAN MANDASI İÇİN PROPAGANDALAR
Amasya, 3.8.1919
3.Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanlığına
Bekir Sami Bey’den alınan cevap aşağıda arz olunur:
Mustafa Kemal Paşa’ya özel: Amerikalılarla şimdiye kadar yapılan görüşmeler tabıyatıyla hep özel bir şekilde olmuş ve sırf bir varsayımdan ibaret kalmış olduğu için, mandaterliklerin her iki tarafa yükleyeceği şartlar üzerinde durulmamıştır. Mümkünse , hazırlıklara başlanarak Sivas Kongresi’nin bir an önce açılması gereğini özet olarak arz ederim.
Kurmay Yarbay Arif
Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ne
Saygıdeğer Efendim,
Memleketin siyasi durumu en son aşamasına geldi.Kendimize bir yön çizebilmek için, Türk milletinin zararını atıp olumlu bir durum alma zamanı ise geçmek üzere bulunuyor.
Dış durum İstanbul’da şöyle görünüyor:
Fransa,İtalya,İngiltere, Türkiye’nin mandaterlik meselesini Amerikan Senatosu’na resmen teklif etmiş olmakla birlikte, senatonun bu teklifi kabul etmemesi için bütün güçlerini kullanıyorlar. Taksimden pay kaçırmak elbette işlerine gelmiyor.
Suriye’ de aradığını bulamayan Fransa, zararını Türkiye’den kapatmak istiyor. İtalya namuslu bir emperyalist olduğundan, savaşa ancak Anadolu’nun bölüşülmesinde pay almak için girdiğini açıktan açığa söylüyor. İngiltere’nin oyunu biraz daha incedir.
İngiltere, Türk’ün birliğini, çağdaşlaşmasını, gerçek bir bağımsızlık kazanmasını, gelecekte bile istemiyor. Yeni imkan ve görüşlerle; tamamen çağdaş ve kuvvetli bir Müslüman- Türk hükümeti başında hilafet de olursa, İngiltere’nin elindeki Müslüman esirleri için kötü bir örnek olur. İngiltere Türkiye’yi bütünü ile ele geçirebilse, kafasını kolunu koparır, birkaç yılda sadık bir sömürge durumuna sokar. Buna, memleketimizde en başta ve özellikle dini sınıflar çoktan taraftardırlar.Fakat bunu Fransa ile dövüşmeden yapabilmek mümkün olmayacağından taraftar olamaz.Fakat Türkiye’yi bütün olarak korumak gereği duyulursa, yani bölüşmenin büyük askeri fedakarlıklarla yapılabileceğini anlarsa Latinleri sokmamak için Amerikan görüşünü tutar ve destekler. Nitekim İngiliz siyasetçileri arasında zaten bu görüşe eğilimli olanlar vardır. Morisson (Morison) gibi ünlü kimseler Amerika’nın Türkiye’de manda kurmasını istiyorlar.
Başka bir çözüm yolu da, Türkiye’yi Trakya’dan, İzmir’den,Adana’dan, belki de Trabzon’dan ve hele İstanbul’dan yoksun bıraktıktan sonra, eski kapitülasyonları ve boğulmaya mahkum iç sınırlarıyla baş başa bırakmak.
Biz İstanbul’da, kendimiz için, bütün eski ve yeni Türkiye sınırlarını içine almak üzere geçici bir Amerikan mandasını ehven-i şer olarak görüyoruz. Dayandığımız noktalar şunlardır:
1-Aramızda, hangi şartlar altında olursa olsun, Hristiyan azınlıklar kalacaktır. Bunlar hem Osmanlı vatandaşı olma haklarından yararlanacaklar hem de dışarıda bir Avrupa devletine dayanarak karışıklık çıkaracaklar,sürekli olarak müdahaleye yol açacaklar ve zaten göstermelikten ibaret olan bağımsızlığımızdan azınlıklar adına her yıl bir parça daha kaybedeceğiz.
Güçlü bir hükümet ve çağdaş bir idare kurulabilmesi için, Patrikhanenin siyasi imtiyazla, azınlıkların kuvvetli devletler vasıtasıyla yaptıkları sürekli tehditler ortadan kalkmalıdır.Küçük ve zayıf bir Türkiye bunu başaramayacaktır.
2- Birbirini yok eden,çıkar sağlayan, hırsızlık,macera ve şöhret için yaşayanların hırsını doyuran bu hükümet anlayışı yerine, milletin refah ve kalkınmasını sağlayabilecek, halkı ve köyleri, sağlığı ve zihniyeti ile çağdaş bir halk durumuna getirebilecek bir hükümet anlayışı ve uygulamasına ihtiyacımız vardır. Bunun için gerekli olan maddiyata, uzmanlığa ve kudrete sahip değiliz. Siyasi dış borçlar, siyasi esareti anlatıyor. Taraf tutma, cahillik ve çok konuşmaktan başka olumlu bir sonuç veren yeni bir hayat yaratamıyoruz.
Bugünkü hükümet, adamlarını takdir etmese bile,halkı ve halk hükümeti kurulmasını yararlı gören Filipin gibi vahşi bir memleketi, bugün kendi kendini idareye muktedir çağdaş bir makine haline koyan Amerika, bu konuda çok işimize geliyor. On beş yirmi yıl sıkıntı çektikten sonra yeni bir Türkiye’yi, her ferdi öğrenimini zihniyetiyle gerçek bağımsızlığı kafasında ve cebinde taşıyan bir Türkiye’yi ancak yeni dünyanın kabiliyeti meydana getirebilir.
3-Yabancı devletlerin Türkiye üzerindeki rekabetini ve kuvvetlerini memleketimizden uzaklaştırabilecek bir yardımcıya ihtiyacımız var. Bunu ancak Avrupa dışında ve Avrupa’dan daha güçlü bir elde bulabiliriz. 4-Bugünkü oldu bittileri ortadan kaldırmak ve davamızı süratle dünyaya karşı savunabilmek için, gerekli güce sahip bir devletin yardımını istemek lazımdır.Yayılma siyaseti güden Avrupa’nın başvurduğu binbir yol ve alçakça siyasetine karşı böyle bir vekil olarak Amerika’yı kendimize kazanarak ortaya atabilirsek, Doğu Meselesini de Türk Meselesini de gelecek için kendimiz çözümlemiş olacağız.
Bu sebeplerden dolayı, bir an önce istememiz gereken Amerikan mandası da elbette sakıncasız değildir. Haysiyetimizden epeyce fedakarlık etmek zorunda kalıyoruz. Yalnız,bazılarının düşündüğü gibi, Amerika’nın resmi sıfatında dini eğilim ve taraf tutma yoktur.Hristiyanlara para verecek misyoner kadın Amerikası, Amerikanın yönetim mekanizmasında bir yer tutmaz. Amerika’nın yönetim mekanızması dinsiz ve milliyetsizdir. O,türlü cins ve mezhepten insanları çok uyumlu ve kaynaşmış olarak bir arada tutmanın yolunu biliyor. 10.8.1919 Halide Edip
-Devamı Haftaya-
Polis, asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamı,bir anne kadar şevkatli olmalıdır. -1934-
Herkesin polisi kendi vicdanıdır. Fakat polis vicdanı olmayanların karşısındadır. -1929- Mustafa Kemal Atatürk