TÜRK KAHVESİ
Son 2 yıldır günlük Türk Kahvesi alışkanlığı edindim. Müthiş keyif. Fakat son zamanlarda yıllardır süregelen kahve geleneğimizin de suyunu çıkardılar. Türk kahvesi, kahvenin çekilmesinden pişirilmesine, ikram şekline kadar bir usulü adabı vardır. Biri eksik olsa olmaz, hepsi tam olmalıdır.
Örneğin en iyi Türk Kahvesi bakır cezvede ve kor ateşinde pişmelidir. Olmuyorsa ocakta sahanda kum kızdırılıp cezve kızgın kuma gömülmek suretiyle de pişirilebilir. Kıvamını tutturmak hassasiyet gerektirir, ikram kesinlikle fincanla olmalıdır. Ve daha bir sürü ayrıntı.
Fatsa’da bir alış veriş merkezinde kağıt bardakta Türk Kahvesi diye bir şey sattıklarını görünce nevrim döndü. Ne yapıyorsunuz Allah aşkına. Sadece para kazanmak uğruna yılların geleneğine saygısızlığın bu kadarına da pes. Lütfen onun adına başka bir şey deyin Türk Kahvesine saygısızlık olmasın.
ATALAY DEMİRCİ
Malum bu şahsiyet ‘Yetenek Sizsiniz’ adlı bir yarışmanın birincisi. Kendisini herkes tanıdı, fakat biz onu yaklaşık 5-6 yıl önceden tanımıştık. Fatsa’mıza bir gösteri için gelmiş ve Fatsalılar olarak rezil olmuştuk. Hatırlayın, Cem sinemasından başka salonumuz yoktu. Orası da şu anki işletmecisinde değildi ve bakımsızdı. Alt üst tüm yerler dolu ve tam gösteri başlayacak, elektrik tesisatından dumanlar yükselmiş ve gösteri başlamadan bitmek zorunda kalmıştı.
Basından birkaç arkadaşla birlikte Atalay Demirci’nin yanına gitmiş ve kendisinden özür dilemiştik. Çünkü Fatsalılar olarak suç hepimizindi. Salon işini halledecektik ve kendisini tekrar çağıracaktık. Bu tür konuşmalar geçmişti aramızda.
Çok şükür salonumuz var artık. Çağırılım gelsin sözümüzü tutalım dedik ama şimdi birincilik, televizyona çıkmalar, şöhret, ne yapsak diye de düşünüyoruz. Birileri bir el astada halletsek şu işi diyorum hani.
TELEVİZYONLARDAKİ
DOĞRUDAN SATIŞ REKLAMLARI
Aman kardeşim, yılların reklamcısı olarak lafı hiç dolandırmadan söylüyorum. Sakın ha. Son zamanlarda aşırı şekilde çoğaldı bu tür satış tekniği. Adamın veya hanımın biri çıkıyor oraya dakikalarca aynı şeyi döndürüp dolaştırıp anlatıyor. Sattıkları şeyler de çok enteresan. Bir zamanlar bal furyası vardı. Onların ipliği pazara çıktı, şimdi tutmuşlar, Ayakkabı, Tablet, Uydu cihazı gibi abuk subuk beş para etmez şeyler satıyorlar.
İşin enteresan tarafı, uydu cihazı satıyor ve şifreli kanalların ücretsiz açık olduğunu söylüyor adam. Vatandaş o şifreyi açtırmak için bir ton abonelik ücreti ödüyor. Bu şahıs beleş diyor. Sakın ha inanmayın. Laf cambazlığı ile aklınızı çelmeye çalışıyorlar. 250 liraya tablet mi olur Allah aşkına. Piyasada onun en uygunu 800 lira civarında. En komiği de ayakkabı. Sadece gülmek için izliyorum. Acaba ona inanıp ta sipariş veren saflarımız var mı ki? Daha ne satacaklar merakla bekliyorum. Yakında taşı cilalayıp vitrin süsü diye satmaya kalkarlarsa şaşmamak lazım.