Görüntülenen Sayı: 2179
2803 | Yayım Tarihi: 29 Mart 2013 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk

Büyük Nutuk – Mustafa Kemal Atatürk


Facebook'ta Paylaş

  KOMUTAYI  BIRAKMA  EMRİ

5-Devletin  ve  milletin bağımsızlığını   sağlama uğrunda  bütün  sivil  devlet memurları, Müdafaa-i   Hukuk-u  Milliye  ve  Reddi   İlhak cemiyetlerini, ordu  gibi yardımcılarıdır.
6- Yurdun  herhangi  bir bölgesine  saldıran  olursa bütün halk   işbirliği   içinde  her  yer  birbirine  en  kısa  zamanda  haber  vererek  savunmada  birlik  sağlanacaktır. 
Bu  bildirim, Anadolu  ve Rumeli’de bulunan bütün  ordu  ve  kolordu komutanlarına  ve  başka  gerekli  yerlere  de  gönderilmiştir.
Bu bildirimden  beş  altı  gün  sonra  Kavak’tan “i” imzalı , 13 Temmuz 1919’da yazılmış  bir  kapalı telgraf  aldım.
ERZURUMLULARIN   DESTEĞİ
Efendiler, ben askerlikten  çekilince, bütün  Erzurum  halkının  ve  Vilayet-i   Şarkiye   Müdafaa-i  Hukuk-u  Milliye  Cemiyeti’nin  Erzurum  Şubesi’nin  bana  karşı  açıkca  gösterdikleri  güven   ve   yakınlığın  ben  de  bıraktığı   unutulmaz izlenimleri  burada  açıkça  anmayı  bir  görev   biliyorum.
Derneğin  Erzurum   Şubesinden  aldığım   10  Temmuz   1919   tarihli  yazısında: “Derneğin  başına  geçmemi   ve  çalışma  kurulu  başkanlığını   kabul  etmemi”  öneriyorlar   ve   birlikte  çalışmak   üzere  ayırdıkları   beş  kişinin  adlarını  bildiriyorlardı.
Bu beş  kişi: Raif  Efendi, Emekli  Binbaşı  Süleyman  Bey, Emekli  Binbaşı  Kazım  Bey,  Albayrak   Gazetesi   Müdürü  Necati  Bey, Dursun  Beyoğlu   Cevat Bey idi. Söz   konusu   yazıda, Rauf  Bey’inde  çalışma  kurulu    ikinci   Başkanlığına   seçildiği bildiriliyordu.
O  günlerde,  Erzurum   Şubesi   Yönetim  Kurulu  Başkanı  Raif   Efendi   ve  üye   Hacı   Hafız   Efendi, Süleyman  Bey, Maksut   Bey, Mesut  Bey,  Necati  Bey, Ahmet  Bey, Kazım   Bey  ve  yazman  Cevat  Bey  idi. Erzurum   Şubesi,  İstanbul’daki  Genel   Merkez   Başkanlığına   ulaştırmaya   çalıştıkları  bir  telgrafla: “ Genel   Merkez  adına   söz  söyleme   yetkisinin  bana  verildiğinin  telgrafla  bildirilmesini” rica  ettiler. 
Bundan  başka, bizim  Erzurum  Kongresi’ne  girmemizi  kolaylaştırmak  için, Kongreye  Erzurum   delegesi  olarak  seçilmiş  olan  Emekli   Binbaşı   Kazım  ve  Dursun   Beyoğlu   Cevat   Bey’ler   delegelikten   çekildiler.
Efendiler, bildiğiniz   gibi,  Erzurum  Kongresi  1919   yılı  Temmuz  ayının  23.günü, gösterişsiz   bir   okul   salonunda açıldı.  Ve ilk  günü   beni   başkanlığına   seçtiler. Kongre  üyelerini  durum  ve  bir   dereceye  kadar, düşünülenler   üzerinde   aydınlatmak   için yaptığım  konuşmada:   Tarih   ve  olayların   sürüklenişiyle, gerçekten içine  düştüğümüz   kanlı  ve kara  tehlikeleri  görmeyecek  ve bundan  kabarıp   coşmayacak  hiçbir  vatanseverin  düşünülemiyeceğine   işaret  ettim. Ateşkes  Anlaşması    hükümlerine  aykırı   olarak   yapılan  saldırılardan   ve  vatana  düşmanların  girişinden   söz  ettim. Tarihin  bir  milletin varlığını   ve hakkını   hiçbir  zaman  tanımazlıktan  gelemiyeceğini,  bunun  için  de  vatanımızı, milletimizi, kötüleyici  yargıların  yüzde  yüz değişeceğini  söyledim.
Vatan  ve   milletin  kutsal  varlıklarını   kurtarma  ve koruma  konusunda   son sözü  söyleyecek  ve  bunun  gereğini  yaptıracak  gücün, bütün  vakaha  bir  elektrik  ağı   gibi  yayılmış  olan  milli  akımdan doğan  yiğitlik   ruhu   olduğunu  söyledim. Ve  milletin  kaderinde sözünü   yürütecek  bir   milli  iradenin   ancak Anadolu’dan   doğabileceğini belirttim   ve  milli iradeye dayanan   bir  Millet  Meclisi  meydana  getirmesini  ve gücünü  milli  iradeden   alacak  bir hükümetin  kurulmasını   ilk  çalışma  amacı  olarak   gösterdim.
 
 ERZURUM   KONGRESİ  BİLDİRİSİ  VE 
KARARLARI   
Efendiler, Erzurum  Kongresi  14  gün  sürdü.Çalışmasının  sonucu  olarak düzenlediği  tüzük  ve bu  tüzüğün  içeriğini  herkese duyuran  bildiridir. Bu tüzük  ve   bildiri,  o zamanın  ve  çevrenin  gerektirdiği  önemi  olmayan  düşünceler  çıkarılarak  incelenecek  olursa bir  takım  köklü  ve  geniş   kapsamlı  ilkeleri  ve  kararları,  benim  daha  o  zaman  nasıl  anladığımı  açıklayayım:
1-Milli  sınırlar  içinde  bulunan  vatan   parçaları  bir   bütündür. Birbirinden  ayrılamaz. (Bildiri, madde  6; Tüzük, madde 3 ün  ayrıntıları ; Tüzük  ve bildirinin  1 inci  maddeleri okunup   incelensin) 2- Ne  şekilde  olursa  olsun, yabancıların topraklarımıza  girmesine   ve işlerimize  karışmasına  karşı  ve  Osmanlı  Hükümeti’nin  dağılması   halinde  millet, birlikte   direnecek  ve  savunacaktır.(Tüzük, madde 2  ve 3 ; Bildiri, madde 3) 3- Vatanın  ve  bağımsızlığın   korunmasına  ve  güvenliğinin  sağlanmasına  İstanbul  Hükümetinin  gücü  yetmezse,  bu  amacı gerçekleştirmek  için, geçici  bir  hükümet  kurulacaktır. Bu  hükümet  üyeleri  milli kongrece  seçileceklerdir. Kongre toplanmamışsa  bu seçimi  .Temsilciler   Kurulu yapacaktır.( Tüzük, madde  4 ; madde 4; Bildiri ; madde 4)    4- Milli gücü  etken  ve  milli  idareyi  egemen  kılmak  temel  ilkedir. ( Bildiri ; madde 3)
(Devamı Haftaya)

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.