YARGI
Bir ülkenin en temel ve olmazsa olmaz sistemi yargıdır. Yargıda oluşacak en ufak bir güvensizlik, her alanda insanlarda kaosa ve güvensizliğe sebep olur. Son zamanlarda artan, ‘hesabınız terör örgütü tarafından kullanılıyor, bize şu kadar para yatırırsanız sizi kurtarırız’ türünden telefonlarla yapılan dolandırıcılık olaylarının ve insanların bu sebeple binlerce lira para kaybetmesinin temel sebebi de bu güvensizlik ve kaos ortamıdır. Çünkü insanlar bilmedikleri bir telefondan,hesaplarının kullanılıyor olması ihtimalinden, telefonlarının dinlenmesinden veya izleniyor olmaktan korkmaktadır.
Yıllardır süren ve nihayet sona doğru yaklaşılan Ergenekon davasında gelinen noktada da bu güvensizlik malesef had safhadadır. Yazılan 2 bin küsürlük mütaala, insanlarda gerçekçilik duygusu yaratmamaktadır. Haklarında müeebbet istenen, birbiriyle bağlantısı olmayan onca insanın, nasıl da bir araya gelip örgüt kurdukları ve bu örgütün hangi süreçte kurulup ne gibi faaliyetlerde bulunduğu, nasıl bir ekonomik güce sahip oldukları davanın başından bu yana anlaşılamamaktadır. Örgütün kasası sayılan Kuddusi Okkır hastalanıp, ölmüş ve beş kuruş parası bulunmamıştır. Danıştay saldırısında yargılanan tetikçi ile eski Genelkurmay Başkanı aynı örgütün içinde sayılmaktadır. Fakat bu emrin verilmesi ve aradaki bağlantı gizli tanıklarla açıklanmaktadır.
Genelkurmay içindeki hiyerarşi, astın üstten fikir alması, ya da emir alması, örgütsel bağlantı sayılmakta, bilirkişilerce hukuka aykırı kabul edilen tüm deliller Mahkemece hukuka uygun kabul edilmektedir. Avukatların ve sanıkların savunması kısıtlanmakta, tutuklu yargılanan sanıklar, savunmalarını doğru düzgün yapamamaktadır. Zaten sanıkların baştan tutuklanması, suçluluk olgusunu onlara baştan atfettiklerini, kararın ve mütalaanın aynı doğrultuda gideceğini düşündürmektedir ve yapılan savunmaların anlamı azalmaktadır.
Binlerce sayfa yazı, binlerce sayfa ifade, kağıt, dosya, kaset, cd, kitap, defter, silah vs. 4- 5 yıldır süren bu davada, halen bu örgütün ne için kurlduğunu, kimin bu örgütü yönettiğini, aralarında nasıl bir bağlantı olduğunu açıklamamaktadır. Yazılan mütalaada binlerce sayfaya eklenen ve insanların kafasındaki karışıklığı hiçbir şekilde açıklamayan bir mütalaadır.
Halkın kafası karışıktır, halk neye güveneceğini malesef şaşırmıştır. Fakat yazının başında söylediğim gibi, buna sebep, Milletvekillerine, hükümete v.s duyulan güvensizlik değil, yargıda oluşan güvensizlik algısıdır. Bu düzelmediği sürece, ülkede kaos son bulmayacaktır.