DALGA DALGA DEMOKRASİ
Her gün, yeni bir dalganın açtığı, demokrasi çukurlarında yol bulan, ülkemiz insanı, sormaz ve sorgulamaz oldu artık. Bugünün derdinden, yarını; yarının endişesinden, şimdiyi düşünemez oldu. Elde avuçta varolanla; bir paket bulgurla, bir çuval kömürle yetinirken, ne ileri, ne geri demokrasi, sarmaz oldu düşünceleri.
Herhafta bir darbe iddisıyla dolan hapishanelerden, tutukluların sesleri duyulmaz oldu. Paket üstüne paket çıkıveren yargı refromlarıyla, hükümlüleri salıp, tutuklulara yer açılır oldu. Öyle ya, suç işlediği sabit olanlarla dolarsa bu mahpushaneler, suç işlediği sabit olmayan, yapılmış ve yapılacak darbelerin bunca elebaşısı, azmettireni, nereye sığacak, hangi koğuşta yer bulacak.
Her bir paketle açılan yerlere, yeni tutuklananlar yerleşirken, gazete safalarında sararıp solacak haberlerle anılıyor artık bu dalgalar. Kimse umursamıyor ne denizi, ne dalgayı, ne yargı paketi, ne demokrasi paketini...
Avukatlar savundukları için, yazarlar yazdıkları için, kimileri görevini yaptığı için, kimi muhalif olduğu için sual edilirken, dillerimiz sus- pus olmuş, korkuyor şimdiden, gelecekten.
Ne güzel yazmış Zülfü livaneli Hakim Bey’in sözlerini;
Söz uçar yazı iki cihanda eyvah!
Sussan olmuyor susmasan olmaz
Dil dursa Hakim Bey tende can durmaz
Yazsan olmuyor yazmasan olmaz.
Şikayetim var cümle yasaktan eyvah!