Üniversite üzerine düşüncelerim
Üniversite denince akla ilk başta ABD geliyor.Sonra Japonya, İngiltere, Almanya, Kanada bunları takip ediyor. Demek ki gelişmiş ülkelerin tamamında üniversiteler çok önde. Bizim en büyük şansımız son dönemde kurulan vakıf üniversitelerinin getirdiği dinamik yapı. Halen almamız gereken çok yol var.
Son yıllarda sayı 50’den 172’ye çıktı.Özellikle son dönemde her ile bir üniversite kurulması kararlaştırıldı. Bir taraftan da vakıf üniversitelerinin sayısı 65’i geçti. Ne ifade ediyor bu rakamlar. Her ile neden bir üniversite. Bu konuda üniversiteleri açanlar ne düşünmüştür bilmiyorum.Ama ben bu fikri destekliyorum.Açılan her üniversitenin toplumsal kalkınmaya bir katkısı olacağını düşünüyorum.Dünyanın bir çok yerinde yapılan araştırmalar kalkınma ile eğitim arasında çok büyük bir etkileşme olduğunu söylüyor. Kısaca eğitim seviyesi yüksek toplumların kalkınması da hızlı oluyor.
ALTI ÖNEMLİ SORU
Gelişme ve kalkınma için üniversite çok önemli. Üniversite açalım,öğrenci alalım. Bunlar iyi güzel. Birkaç soruyu sormadan geçemeyeceğim:
1-Üniversiteler sabah 08.00’de açılıp akşam 17.00’de kapanan yerler midir?
2-Üniversiteler kampüslere sıkışmış, iş dünyası ve kentle kopuk kendi içinde yaşayan yerler midir?
3-Üniversiteler öğrencilerin ders gördüğü hocaların ders verdiği yerlerden mi ibarettir? Üniversite hocaları bilginin kaynağı, üniversiteler bilginin mabedi değil midir? Üniversiteler bilgi veren değil bilgiden bilgi üreten kurumlar değil midir?
4-Üniversiteler bulundukları bölgelerin ekonomisi toplumsal yaşamını geliştirmek için, proje üreten yerler değil midir?
Acaba ülkemizde geçen yıl hangi üniversite bulunduğu il ile ilgili kaç tane proje yapmış varsa açıklasın.
5- Üniversiteler bazı insanların profesör,doçent,doktor gibi çeşitli ünvanlar aldığı. Bu ünvanları ömür boyu kullandığı yerler midir? Ya da bu unvanlara sığınmış insanları sakladığı yerler midir?
6-Üniversiteler devletten bütçe alıp.Bu bütçe ile eğitim yapan kurumlar mı? Yoksa kendi bütçesini kendi üretimi ile sağlayan . Katma değer yaratması gereken kurumlar mıdır?
Bu sorular artar gider. Ama bir şeyi iyi bilmek gerekiyor. Gelişmiş ülkelerdeki üniversite kavramı ile, bizim bildiğimiz üniversite kavramı aynı değildir? Üniversiteler kabuğunu kırarken. Bu yeni üniversite mantığında dönüşümü yönetmek YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’ya düşüyor. Üniversitelerimiz kendi içine kapalı üretimsiz yerler mi olacak. Yoksa dünyaya açılan örnek üniversiteler mi olacak?
Burada hızla cevaplanması gereken iki soru var, birincisi üniversitelerin finansmanı halen halkın vergileriyle mi karşılanacağı? İkincisi , üniversitelerimiz nasıl bir yapı ile dünya üniversitesi olacak? Bu sorulara acil cevap bulunması bundan sonraki yüksek öğretim politikamızı belirleyecektir. Ama yeni YÖK yasa taslağı bunları karşılamaktan çok uzak görünüyor şimdilik.
Sonuçta, bizde de üniversiteler var. Yine bizde de yetişmiş binlerce bilim insanı var.Neden herhangi bir üniversitemizin rektörü çıkıp ; ‘’Üniversite olarak bu yıl şu kadar sayıda proje yaptık ve bu projelerden ülkemize şu kadar katkı sağladık’’ demiyor. Neden rektörler çok büyük yatırımlarla kurulmuş üniversitesini üreten. Ürettiği o çok değerli bilgiyi satan kurumlar haline getiremiyor.
Ziya Paşanın dediği gibi;
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe¬-i aklı eserinde
Sevgi ve Saygılarımla
Kaynak Kişi: Turgay POLAT
Vefat ve Başsağlığı
Şu anda Bursa’da ikamet eden yeğenimiz Sebahattin Ünal’ın eşi Serpil Ünal’ın teyzesinin oğlu İbrahim Aslan’ı elim bir trafik kazası sonucu kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Merhuma Allah’tan rahmet kederli ailesine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz. Mekanı Cennet olsun.
Rüştü GÜLEY ve Ailesi