NOVUS ORDO SECİORUM? -1
(YENİ DÜNYA DÜZENİ)
Beni yakından tanıyan arkadaşlarım ve ailem ‘siyonizm’ konusuna, ne kadar ilgili olduğumu bilirler. Yaklaşık 15 yıldır kitap, dergi ve internetten ‘siyonizm’ ve ona hizmet eden kurumlar hakkında, araştırma yapıyorum. Onların düzenlediği panellere katılıyorum. İçlerinde olan insanlarla sohbet ediyorum. Onları en iyi tanıma yönteminin, onlarında fikirlerini almak, görüşlerini anlatan mecmualar okumaktan geçtiğine inanıyorum. Buna istinaden, artık bu oluşumlar hakkında bir yazı dizisi yazmanın, tam zamanı olduğuna inandım.
Biliyorum bu yazı dizimden sonra bana tepkiler gelecek. Bazı dernekler bana kızacak. Bazılarınız ise ‘Hadi canım, bunların hepsi komplo teorisi.’ diyecek. Bunların hepsine hazırlıklıyım. Herkesle de her yerde bu fikirleri tartışabilirim. Ben, bazı şeylerin aklımızı kemireceğine, onları yazıya dökerek, daha işe yarar hale geleceğine inananlardanım. Hiçbir zafer susan insanlar tarafından kazanılmamıştır. Konuşan, fikirlerini beyan eden insanların önderliğinde kazanılmıştır. Bu iki paragraflık önsözümden sonra sizlere birkaç soru sormak istiyorum.
Hiç merak ediyor musunuz bu savaşların mimarları kim? Bir doların arkasında ki sır perdesi ne? Amerikan Doları’nı ve İngiliz Sterlini’ni kim basıyor? Koloni’lerden oluşan Amerika’nın, dönemin devi İngiltere’yi nasıl yenebildiğini? Bitmiş, tükenmiş Almanya’nın, nasıl olup da Hitler gibi rütbesi düşük askerin, liderliği ile dev olduğunu? UNESCO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve NATO’nun kime hizmet ettiğini? 11 Eylül saldırısının, kimin tezgahı olduğunu? 600’lü yılların başından, 16.yüz yılın sonlarına kadar gücü elinde tutan İslam ülkelerinin, nasıl olup da bu gücü kaybettiğini? Bu ‘yeni dünya düzeni’ denilen sloganın arkasında hangi ailelerin olduğunu? Bu ailelerin ismine neden aşina olmadığımızı? Güç sahibi ailelerin hangi devlet liderlerini finanse ettiğini? Hepsinin ve daha fazlasının cevabını bu yazı dizisinin sonunda bulacağınızı garanti ediyorum.
Bu uzun yazı dizisi yolculuğumuzun, temel taşını ‘İlluminati’ oluşturuyor. İlluminati’nin Türkçe manası ‘aydınlanmış’ demektir. İlk kurucusu Adam Weishaupt’tur. 1 Mayıs 1776’ta yani Rönesans döneminde kuruldu. Amaçları, dogmacı Kotolik Kilise’lerine karşı, bilim ve aydınlanma ile yeni bir dünya düzeni kurmaktı. Monarşileri yıkmak, ulus devletleri sonlandırarak, dini inançları yok etmek ve vatanseverliği ortadan kaldırarak, buna vakıf olabileceklerini biliyorlardı. Onların en bilindik sembolü 13 katlı piramittir. Bu sembollerin 13. katında bir göz var, bu gözün sahibi, bazı kaynaklarda Lucifer (Şeytan), bazılarında Yehova, bazılarında ise Hz. Davut’un olarak geçiyor.
Piramitin 13 katlı olmasında yine önemli mesajlar var. Kabalistik ebcet hesabına göre, 13 sayısı, ‘sevginin birliği’, ‘İsrail’in birliği’ gibi anlamlara gelmektedir. Ve Yehova’nın gözünden sonra başlayan 12 kat, 12 İsrail boyunu temsil etmektedir. Yehova gözü ise onları hep izlemekte, her yaptıklarını görmekte ve bunları onaylamaktadır. O katlar, 12’den itibaren hiyerarşik olarak sıralanmıştır. 12. katta karar merciiindeki en büyük aileler vardır. Önümüzdeki hafta o ailelerden en güçlüsü Rothschild ailesinin gizemlerle dolu hayatını köşemde okuyacaksınız. Bu ailenin 17. yy’da İngiltere Kral’ının yaverliğinden, şimdi ki dönemde savaş başlatıp, sonlandıracak kadar nasıl güçlendiğini okurken oldukça şaşıracaksınız. Haftaya görüşmek üzere. Saygılarla.