Bilemezsiniz nereden bileceksiniz!!! Yılmaz Abi 1959 yılında Fatsa’da askerliğini yaptıktan sonra ayrılmış, bir daha gelmemiş. Esas ismi MESRUF. Ermeni bir ailenin çocuğu. Eski karakolun (Ömür Restoran) karşısında marketi olan Harun Abinin (şimdi İstanbul’da) kardeşi.

Şu anda (Fransa’da) Marsilya’da yaşıyor. 78 yaşına gelmiş hala atletik vücutlu. 

Serkis Abinin Yılmaz’ı sordum, Yalçın’ı sordum hatırlamadı. Ama benim restoranın duvarında Serkis Abinin futbolcuğu sıralarında çekilmiş resmini görünce bana verir misin dedi ben de verdim.

Sonra duvarda kendi evlerinin, Serkis Abinin evinin resmini görünce çok duygulandı. Hanımı da yanındaydı, yemeğe oturduk. Kendisine bir gürcü sofrası ikram ettim. Hiç yabancılamadı, yedi. Daha entresanı duvardaki resimleri görünce evleri, insanları tanıdı. Bize nerelisin diye sorulunca hemen Fatsalıyız deriz; ama duvardaki siyah beyaz resimlerin pek çoğunu tanımayız. Öyleyse neymiş! Esas Fatsalı Yılmaz Abiler, Serkis Abilermiş...

NE TEZAT AMA!!!

Bayram günü televizyonlar Cumhurbaşkanının makam aracını gösterdi. 9 milyon liralık Limuzin görüntülü Mercedes, muhtemelen o Mercedesi yapan devletin cumhurbaşkanında öyle bir araç yoktur. Türkiye’de Cumhur(Halk) 800 TL ile geçinmeye çalışırken Cumhur’un başı 9 milyon liralık makam aracı kullanıyor. Ne tezat değil mi?

Biz Cumhurbaşkanını tornacının oğlu olarak tanıdık; ama makama gelince köşküne de trilyonlar harcadı. Altına da trilyonluk araç aldık. Mütevazi görünüyordu ama öyle değilmiş. Tabi o öyle yapınca kurnaz AKP’li bürokrat ayda 2-3 bin TL maaş alırken kendi özel arabasını devlete 5-6 bin liraya kiralar, sonra da bu aracı kendi makam arabası gibi kullanır. 

Devletin vekillerine, bürokratlarına tanıdığı imkanları bakın nasıl kullanıyorlar. AKP’li bir bayan vekil makam telefonu ve meclisin verdiği cep telefonu ile 27 bin liralık konuşma yapıyor. YAZIK!!

Devletin kendisine tanıdığı sağlık hizmetinden çenesine bir baktırsa iyi olur, muhtemelen çene kemiğinde aşınma olmuştur. 

 

DÜNYANIN EN GICIK TİPLERİ

-Peşin hükümlüler.

-Herşeyi bildiğini iddia edenler.

-Sırf konuşmuş olmak için konuşanlar.

-Söyledikleri ile yaptıkları taban tabana zıt olanlar.

-Samimiyetsizler.

-Bilgi sahibi olmadan her konuda fikir beyan edenler.

-Benciller.

-Verdiği sözü tutmayıp, bundan rahatsız olmayanlar.

-Kusuru hep başkasında arayanlar.

-Ateş olmayan yerden duman çıkmaz sözüne tapanlar.

           ( Gazetelerden)

 

Bunların valilik davranışına aklım ermiyor. Bunlar İlkokulda, Ortaokulda, Lisede kısaca gençliklerinde Cumhuriyet Bayramı’nı kutladılar. Şimdi neden gençlerin bu bayramı kutlamasına izin vermiyorlar?