CUMHURİYET BAYRAMI VE İKİ BAŞLILIK
Bir Cumhuriyet Bayramını daha geride bıraktık. Coplarla, biber gazları ile tazyikli sularla sulandırılmış bir bayram oldu 2012’nin Cumhuriyet Bayramı... Kaçak sevgililerin buluşma yeri olan pastane köşelerinde kutlayanlarımız da oldu. Meydanlar yasaklandı.
Bir zamanlar öğrencilik yıllarımızda en iyi idare şekli olarak anlatılırdı Cumhuriyet... Günler öncesinden hazırlanırdık. Ağaçlar yapraklarını dökmüş olduğundan, çam ve ardıç gibi yapraklarını dökmeyen ağaçlarla süslerdik okullarımızı. Heyecanlanırdık! Şiirler ezberler, gür seslerimizle haykırırdık 29 Ekim günleri. En güzel en yeni kıyafetlerimizle çıkardık bulunduğumuz şehirlerin meydanlarına. Şimdi ise bir kesimin heves yaprakları dökülmüş Cumhuriyet ve Cumhuriyet Bayramları ile ilgili olarak görkemli şehir meydanları yerine ücra pastane köşeleri seçiliyor bayram kutlamaları için.
Ama azimli bir kesim ısrarla yaşatmak istiyor Cumhuriyetin anlamını... Yaşatacak da! Hiç kimsenin kuşkusu olmasın yaşatılacağından. Bu azmin ve bu kararlılığın esintisinden yıkılan barikatlar tek - çift baş konusunu gündeme getirdi. Biz de çift başlılıktan yana değiliz. Elbette ülke yönetimi tek başlı olmalıdır. Yeryüzünde de genelde öyledir. Ancak bu tek baş bazı ülkelerde tek kişidir. Bazı ülkelerde hukuktur. Bizim yanında olduğumuz tek başlılık hukukun egemen olduğu tek başlılıktır. Ülke yönetimleri için önceden kurallar belirlenir. Bu belirlenen kurallar ülkenin tek hakimidir. Cumhuriyet yönetimlerinde de durum böyledir. Halk ülke idaresini bir kişinin dudakları arasından çıkacak emirle değil, kendi seçtiği meclisin aldığı kararlarla yapılmasını ister. Cumhuriyet yönetimi bu nedenle ideal bir yönetimdir. Tek başlılıktan bizim kastımız halkın iradesidir. Yoksa halkın iradesinin tek kişi tarafından kullanılması değildir.
Anayasamıza göre de yasama meclisi ülke idaresi ile ilgili kararları alır. Hükümet bu kararları uygular. Yargı da bu kararların uygulanmasındaki aksaklıkları denetler. Bu yüzden kuvvetler ayrılığından bahsedilir. Bu sistem aynı zamanda hukuk devleti olmanın da gereğidir. Burada çift başlılık değil hukukun egemen olduğu tek düzelik, tek başlılık vardır. Her şey saat gibi çalışır. Ancak böyle bir düzende siz “yargıya talimatı verdik. Gereken yapılacak” diyerek düzeni bozmaya kalkışırsanız, bir gün sizin yasaları uygulama yetkinize de birileri müdahale eder, işte o zaman çift başlılık olur. Yani başka bir ifade ile kendi kalenize gol atmış olursunuz. Bir başka ifade ile de anayasa bir kez bile ihlal edilmemelidir.