Siyasi iktidar bir iş yapacağı zaman önce o konuyu gündeme atıyor. Arkasından lehine ve aleyhine görüş bildirilmesini bekliyor. Halkın nabzını tutup ilgi duyulan konuları ön plana çıkararak yapmak istediğini ikinci planda tutarak yoluna devam ediyor. Esas yapmak istediğinin, ikici planda tutulan konu olduğunu, halkın bütününün benimsediği hususun göstermelik olduğu dile getirildiğinde de: ‘Siz falcı mısınız? Düşünce mi okuyorsunuz? ‘ diyerek alaya alıyorlar. Ne hikmetse hep falcıların falı tutuyor.

İşte size örnekleri:

12.Eylül’de anayasa oylaması yapıldı. Oyama öncesi plan yargının ele geçirilmesi idi. Değişiklik paketi kadınlara ve özürlülere pozitif ayrımcılık süsü ile süslendi. Meydanlara çıkıp asıl olanın yargının ele geçirilmesi, kimsenin özürlülere ve kadınlara ayrıcalık uygulayacağı yok diyenlere falcı mısınız dediler. Bunca zaman geçti, anayasada yapılan bu değişikliğe karşın kadınlar lehine hangi yasa değişikliği yapıldı? (Pardon..! Anayasadaki kadınlar için pozitif ayrıcalıktan sonra değişen bir şeyi unutup, atlamayalım. Kocaları veya eski kocaları tarafından öldürülen kadın sayısında kat be kat artış oldu.) Gelelim yine herkesin kabulleneceği değişikliğin arkasındaki gerçek düşünceye: Amaç yargıyı ele geçirmekti. Bunda başarılı da olundu. Geçenlerde şuur altındaki gayrı ihtiyari ortaya döküldü. Şu meşhur: ‘Yargıya talimatı verdik gereken yapılacak…’ olayı. Talimatla iş yapacak yargı yaratılmak isteniyor ya!. 

Şimdi tekrar başa dönüyorum. Bu günlerde bazı iktidar yandaşı köşe yazarları ve iktidar sözcüleri halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanlarının hukuken olmasa da fiilen başkanlık sistemini getirmiş sayılacağını ifade ediyorlar. ‘Tabii ki daha yetkili ve daha güçlü olurlar. Çünkü halk tarafından doğrudan seçilmişlerdir.’ diyorlar. Bu halkı başkanlık sistemine alıştırmak için ısınma hareketlerini başlatmaktır. Eğer bu ülke hukuk devleti ise ki ben öyle olduğunu sanıyorum. Bir hukuk devletinde hukuk kuralları uygulanır. Bizim anayasamızda cumhurbaşkanının seçim şekli değişmiştir. Cumhurbaşkanını halk seçerse yetkisi şöyle, meclis seçerse böyle diye bir kural yoktur. Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri anayasamızın 104. maddesinde sıralanmıştır. Hukuk devleti olan yerlerde cumhurbaşkanının halk da seçse, TBMM lisi de seçse 104. maddedeki görev yetkiler kullanılacaktır. Bu böyle olduğu halde aksi yönde görüş beyan etmek ya hukuk devletine inanmamak, ya da boş yere ahkam kesmek olur.