MUHALEFET ÜZERİNE
MUHALEFET ÜZERİNE
Maalesef insanlarımız bu memlekette karşısındakini kırmadan onun fikrinde olmadığını anlatamıyor. Bir meseleyi demokratik bir ortamda tartışamıyor. Mesela en büyüğümüz Tayyip Bey, siyasi rakibi için “ nesebi belli değil” ifadesi kullanıyor. Siyasi rakibi de onun için “ yalan makinesi” diyor. Ne ayıp değil mi?
Sayın başbakan, siyasi rakibinizin nesebini bırakın biz anlayalım!.. Değil mi?
Muhalefet yapmak alt yapı ister, bilgi ister. Bir fikre muhalefet, eyleme zenginlik katar, olaya bakış açısını değiştirir. Şeref abimiz ( KİBAR) Güneş Gazetesi’nde otururken bize, “ fındık meselesini yazalım, gündemde tutalım, belki fiyatları yükseltiriz” dedi. Ben de, “ Şeref abi siz devam edin peşinden geliyoruz “ dedim.
Bir hafta sonra.....
FINDIKTA KALICI ÇÖZÜM
Yazan Şeref KİBAR
Bu Şeref abimizin makalesindeki başlığı. Bu başlık tam AKP sallaması oldu çünkü dayanağı yok. Şeref abi, fındık ticareti yaptın mı? İthalat, ihracat yaptın mı? Yok... Peki kalıcı çözüm neymiş? Avrupalı zenginlerin içme suyu viski imiş, bu pahalı içkiyi tüketenler viskinin yanında fındığı seve seve tüketirmiş. Şeref abi, Sen bırak avrupayı, meyhaneye gittin mi? Biliyorum gitmedin. Orada zengin müşteri garsona, “ bana viski getir” dediği zaman garson viskinin yanında çikolatayı da servis etmez. Yani viski içmenin adabında yanında çikolata da yiyeceksin diye kural yoktur.
Şeref abi, Adapazarı bölgesinde 270 milyon kilo fındık yetiştiriliyor. Karadeniz Bölgesinde ise 450 milyon kilo fındık yetişiyor. Türkiye’de 50 milyon kilo fındık elde var. Yaklaşık 80 milyon kilo Azerbeycan fındığı ihraç kayıtlı Türkiye üzerinden Avrupa’ya gidiyor. Gözünü seveyim Şeref abi, bu kadar fındığı avrupalılara viski içerek tüketmeye kalkarsan avrupada katliam yaparsın. Adamlar zaten ekonomik bunalımda bir de nüfus yaşlı ki, bu işin altından kalkamazlar. Zaten bu çapta da viski içemezler.
Son olarak bu fındık meselesi ile ilgili Sn. İç İşleri Bakanımız İdris Naim Şahin Bey’i Fatsa Ziraat Odası başkanı ile ziyaret etmeyi düşünüyormuş. Peki İdris Naim Bey ne anlar fındıktan. 60 yıllık yanlış fındık politikasını değiştirecek sihirli değnek mi var elinde. Geçen hafta bir gazete yazısı okudum. Fatsa’da İdris Naim Bey’e 5 ayrı proje aynı anda sunuldu!!!
Peh! peh! peh! Peki sonra ne oldu? İdris Naim Bey projeleri inceledi haber devam ediyor. İdris Naim Bey projeleri inceledikten sonra hiç bir şey demeden gitti.
Şeref abi, sen de İdris Naim Bey’e gidersin, projeni sunarsın. İdris Bey seni nezaketen dinler, kahveni içirir, hiç bir şey demeden seni gönderir. Senin de “fındıkta kalıcı çözüm projen daha başlamadan biter!!!
Şeref abiye MUHALEFETİMİZİ YAPTIK.
Şimdi karşı fikrimizi sunup, olaya renk katalım. Amerika badem üretiminde dünyanın öncüsüdür. Badem fiyatını açıklarken “ benim on yıllık badam fiyatım 400 dolardır” der. Bunun üzerine badem üreticileri de kendi başlarına ürettikleri bademleri 400 doların üzerinde satabilirlerse satarlar ama satamazlarsa bademi devlete 400 dolara satıp paralarını alırlar.
Sonra!!!
Amerikalı, badem sanayicileri fabrikalarında işleyecekleri bademi devletin açıkladığı fiyatın altında piyasadan alabilirlerse alırlar alamazlarsa devletin depolarındaki bademi 400 dolardan ( veya 410 dolardan) alırlar. Üretecekleri ürünlerin 10 yıllık satış programını yapıp, piyasaya girerler. Yani orada Türkiye’deki gibi bu yıl fındık az 7 lira, bir daha ki yıl fazla 4 lira diye bir şey yoktur. ( Konunun detayları vardır, basitçe anlatmaya çalıştım.)
Veya hani dönüm parası diye para dağıtılıyor ya!
Onun yerine bahçesinde bir kenarda kivi veya bodur elma dikip yetiştirene 2000 TL vereceğim diyerek üretici teşvik edilmeli. Veya 10 koyun yetiştirene 1000 TL yardım edeceğim diyerek fındığın yanında başka işlere teşvik edilmelidir.
Bugün Terme bölgesinde nesli tükenen manda hayvanını yetiştirene devlet yılda 3000 TL yardım yapıyor. Yani yıllardır devam eden fındık tarımını bozmadan köylüye yeni gelir kapıları bulunmalıdır.
Şeref abi, benim de fındık hakkında size nacizane karşı fikrim budur. Bilmem anlatabildim mi?
BUGÜNLERDE İKİ YER ÇOK ZİYARET EDİLİYOR
Birisi Kabakdağı’nda Fikri Sönmez’in mezarı. Buraya Avrupa’dan ve Türkiye’den pek çok ziyaretçi geliyor. Ben geçen gün mezarlıkta Kütahyalı bir aileye rastladım. Aile, mezarı bulamamış, bize sordu. Ben “ hayrola beyefendi, haccetmeye mi geldiniz? “Dedim. Adam, “ nasıl yani” dedi. Ben de “ beyefendi, Fikri Sönmez’in Fatsa’daki evinin etrafını 3 defa dolaşan umre yapmış oluyor. Kabakdağı’na gelip mezar ziyaretini yapan solcu hacı oluyor” dedim, güldük.
O ilkokulu yandan bitirmişti. Konuşurken halkını kandırmazdı. Halkı ile eylem yaparken en önden o yürürdü. ( Yüzünü gizlemezdi) Halkının menfaatleri için kendince çalışırdı. Bana oy versinler diye herkese mavi boncuk dağıtmazdı. AKP miting yapacağı zaman köylere arabalar gönderir, o miting tertipleyince o yıllarda 12 bin nüfusu olan Fatsa’ya köylerden 15 bin kişi akın akın gelirdi.
İkincisi H. Anlayan başkanın iki yıldır yapmaya çalıştığı spor kompleksi AKP’nin vekilleri ( onların dışında merak eden yok) orayı sırasıyla ziyarete geliyor, bölgesel hacı oluyor. Gelirken halkını da peşine takıyorlar. Onların halkı da genellikle 7 kişi ( yerel gazetelerdeki resimlerden sayıyorum). Başkan Fatih Sözen’i saymazsak onun gidişiyle mecburi 6 kişi.
Geçen hafta sonunda İç İşleri Bakanı geldi. Binayı ziyaret etti, bölgesel hacı oldu. Biz mahalle sakinleri olarak binanın önünden hergün geçtiğimiz için otomatik olarak Umre sevabına dahil ediliyoruz.
Fikri Sönmez’in siyaseti ile bugünkülerin siyasetini karşılaştırırsak , Fikri Sönmez halkına doğru konuşurdu, binlerce kişi peşinden giderdi. Bugün siyaset yapanlar samimiyetsiz ve iki yüzlü oldukları için peşlerinden 6 kişi gidiyor. Bilmem bu ziyaretlerin sebebini ve sonucunu anlatabildim mi?