Görüntülenen Sayı: 2145
2803 | Yayım Tarihi: 20 Temmuz 2012 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » Bireysel ve Toplumsal Şiddet Bağlantısı

Bireysel ve Toplumsal Şiddet Bağlantısı


Facebook'ta Paylaş

        “Kılıç çekmek mi, aklı kullanmak mı?”  sorusuna  cevap verme, şiddetin  psikolojik dinamiğinde temel belirleyici bir unsur olmuştur. Şiddeti yöntem olarak benimseyenlerin çocukluk  dönemlerinin ve yetiştiği kültürün rolü bu soruya verdiği cevabı biçimlendirmesi açısından önemlidir.

       Güç ve kişilik çatışmaları bireyler arasında olduğu gibi toplumlar arasında da temel paralel psikolojik dinamiği taşır. Kendisini şiddet uygulayarak ifade edebileceğini zanneden , şiddet uygulayarak ayakta tutabileceğini düşünen veya  kendisini şiddet uygulayarak gerçekleştireceğine inanan bireylerin veya toplumların ortak bazı  özellikleri vardır.
Birincisi ; otoriter görünme ihtiyacıdır. Kişiler kontrolü kaybedeceği korkusu ile şiddete başvururlar. Sorumluluk duygusu aşırı  yüksek yöneticiler. Güç ellerinde iken kaybetmekten korkan yöneticiler şiddete kolayca başvururlar.
İkincisi ; özgüven eksikliğidir. Özgüven eksikliği içindeki kişiler güçlü gözükme  ihtiyacı hissederler. Duygularını bastırmayan  veya kontrol edemeyen özgüveni düşük kişiler, güç bende , kontrol  bende duygusunu hissetmek için şiddeti tercih edebilirler. 
Üçüncüsü ego doyumu için şiddet  uygularlar. Yapılan beyin araştırmalarında ortaya çıkmıştır  ki, öfke duygusu aynı anda  endorfin  salınımı  yapmaktadır. Endorfin de iç morfin maddesidir. Geçici olarak rahatlık ve keyif verir. Bazı uyuşturucu türleri de aynı etkiyle keyif verir. (Sigaraya alışan gençleri  tehdit eden unsurlar  sayılamayacak  çoktur. Sigara alkolden  daha tehlikeli davranışlar  üretebilir.) Kendilerini iyi hissetmek için vücuduna  jilet atan  kişilerin daha sonra eroin almış hissi yaşamalarının biyolojik temeli budur. Tarihte arenalarda şiddet uygulayan .Bugün şiddet görüntülerinden zevk alan kişiler biyopsikolojik olarak  madde bağımlısı gibidirler. Yanlış öğrenme sonucu , beyinlerinin ödül - ceza sistemini bu şekilde çalıştırmaktadırlar. Kendilerini böyle tatmin eden Yöneticiler toplumsal şiddet için kötü örnek olurlar.
Dördüncüsü, özgürlüklerin bastırılması yoluyla sapmış adalet ve düzen anlayışı için  şiddet uygulamalarıdır. Hukuk üstünlüğü değil kanun üstünlüğü anlayışı, şiddetin nedenlerinden birisidir.Aslında hukukta  algı yoktur;  olgu vardır. Zan ve tahmin yoktur. Bilgi, veri ve kanıt vardır.Bugün  Doğu  Türkistan’da kadınların, 18 yaşın altında olanların , devlet memurlarının  camilere girmeleri yasak. Girerlerse, kamu düzenini bozdukları için terörist muamelesi görürler.Çoğu defa da faili meçhulle yok olurlar. (orada Çin hukuku geçerlidir. Türkiye’de  yaşayan kendini bilmezlere  güzel bir örnektir.)  Evrensel hukuka ,temel insan hak ve  hürriyetlerine uymayan ,adil olmayan yasalara  itaat etmeyenlere  uygulanan yukarıdan aşağıya şiddet, yeni şiddetleri doğurmaktadır. Adil olmayan yasaları olan ülkeler , terör ve şiddeti  bunun için  durduramamaktalar. ( Türkiye’miz de bunun  içindedir )
Beşincisi ‘kışkırmacılıktır. İnsan ilişkilerinde benzerlikleri değil farklılıkları  daha çok görme özelliği , ilişki yönetiminde çatışmayı farkında olmadan artırır.Bazı kişilikler,insanların farklılıklarını kullanarak kavga çıkarır. Bundan özel bir zevk alırlar.  Özellikle gücü zayıf, egosu büyük kişiler kavga ve çatışma çıkararak kontrollerini devam ettirmek isterler. Tarihte bir çok çatışma provokatör  ajanlarca böyle başlatılmıştır. ( Türkiye de bugün  tırlar güpe gündüz yakılıyorsa  Hepsi PKK’nın üzerine atılıyorsa. Ajanlara dikkat gerek. Su uyur düşman uyumaz.   Sevgi ve saygılarımla.
 

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.