BÜYÜK DEVLETİZ!!
BÜYÜK DEVLETİZ!!
Diye “Haykırdı aktolgalı beylerbeyi.” Bunu biz de biliyoruz, bize öyle öğrettiler evde, okulda. Ama başkaları bilmiyordu.
• 8 ekim 1996 da Sakız Adası yakınlarında yunan savaş uçakları F16 savaş uçağımızı düşürdüler. Sonra ne oldu hiç!! “İt dalaşı sonunda düştü” dediler.
• Suriye Lazkiye’de savaş uçağımızı düşürdü! Pardon “İsrail uçağı sandık” dedi. Ne oldu ?
• İsrailliler, Filistin’e yardım götüren gemimizi batırdılar 9 ölü bilmem kaç yaralı. Sadece “özür dilesinler, gönlümüzü alsınlar” dedik ama özür bile dilemediler.
• Amerikalılar egede tatbikatta Muavenet adlı gemimizi vurdular. Gemide ölen ve yaralananlar oldu. Ama sadece “pardon yanlışlık oldu!!” dediler.
“Ama neyse büyük devletiz ya! Büyüklük bizde kalsın.”
SENE-İ DEVRİYE
Suriye savaş uçağımızı düşürdü ya başbakanımız dellendi. “Hadlerini bildiririz, büyük devletin düşmanı çok olur” dedi. Uçak hangarının kapısını açtı. Hürkuş adındaki uçağı çıkarttı. Kokpitinde kanadında resimler çektirdi. Diğer tarafta ATAK adlı helikopter göründü. ANKA adlı insansız uçak havada tur attı. Bu resimleri gazeteler de ve TV ekranlarında gören düşmanlarımız herhalde çok korkmuşlardır.
Başbakanımız Hürkuş adlı uçağımızın yanında pilot montu giyerek savaşa gidiyormuş gibi resim çektirdi ama uçağın motoru bir daha ki sene takılacakmış. Olsun ziyanı yok.
Bizde adettir ölünün arkasından sene-i devriyesinde Mevlüt veya Kur’an okurlar ya, biz de Suriye’yi, Hürkuş ile düşen uçağın sene-i devriyesinde vururuz.
HÜRKUŞ UÇAĞI
Bu uçağı Vecihi Hürkuş tasarladı. Tahtadan yapılmış uçaktı. Bu uçaktan 1933 yılında Fatsalılar 2 tane alıp TC. Devletine hediye etmiştir. Bunun üzerine Vecihi Bey bizzat bu uçakla Fatsa’ya gelip mandıraya inmiştir. Resimleri de vardır. Vecihi Hürkuş’u rahmetle anarız. Fatsa’da o yıl doğan erkek çocuklarına (Vecihi Kalkan ve Vecihi Topaloğlu’na) bu Vecihi ismi verilmiştir.
Bu kısa açıklamayı yaptıktan sonra konuya giriyorum. 1933 yılında tahtadan yapılan uçağın bugünlerde İstanbul da bire bir aynısı yapılıyormuş. Yalnız İstanbul da 70 cm çapında tekerlek bulunamadığı için 68 cm tekerlek takılacakmış. Motoru tek motor ve sessiz olacakmış. Peki TAHTADAN TEYYARENİN KİMDEN OLUR PİLOTU ? Tabi ki Kiski Mahmut ile Şevket Ömeroğlu’ndan. Bu uçakları sürecek pilot olmadığından pilot seçimini eski otobüs şoförlerinden seçiyorlar. (uçakların azami hızı 150 km. Mahmut’la Şevket bu hızı karayolunda otobüsle yaparlardı.)
KİSKİ İLE ŞEVKET’E VUR EMRİ VERİLDİ
Bu uçaklar tahtadan yapıldığı için radara yakalanmıyor. Ses hızını geçen uçaklar Hürkuş’u yakalayamıyor. Neden fantom uçakları ile güvercin yakalayamazsın? Birinin hızı 2500 km/s, güvercinin 150 km. Yerden uçaksavarlar Hürkuş tahtadan olduğu için vuramıyor. Bilmem anlatabildim mi? Hava kuvvetlerinin planı şu : Kiski ile Şevket yatsı namazına müteakiben Gaziantep otoyolundan sessizce kalkacak, Şam’a ulaşacak. Uçaktan kuş lastiği ile Şam’da Hafız Esat’ın Sarayı’nın AKROBATİK SORTİLER YAPARAK SARAYIN camlarını kıracak. Bu çete devlet Suriye’nin diktatörünün ödünü koparacak. Ve büyük devlet nasıl olurmuş gösterecekler. Kiski Mahmut ile Şevket Türkiye’nin prestijini kurtaracak.
NATO
Bir devlet büyüğümüze sordum. “ Bu Libya - Suriye işinde bizim ne işimiz var ? “Dedim. Bana “biz NATO’ya bağlıyız, NATO ile beraber hareket etmeliyiz” dedi. Düşündüm! NATO soğuk savaş yıllarında komünizme ve herhangi bir saldırıya karşı kurulmuş bir kurumdur. Yani üyelerden birine karşı askeri bir saldırı olursa toplu savunma kurumudur gibi görünür ama aslında birilerinin natoya bağlı devletleri kontrol mekanizmasıdır.
Bugün, devlet içinde derin devlet denilen şey NATO’nun işidir. Toprak altına silah, mühimmat saklama işi NATO’nun şartıdır. Neyse bu işler uzar gider.
BİZİM SURİYE İLE NE PROBLEMİMİZ VAR?
Hiç bir problemimiz yok. Hani, dünyayı kontrol etmek isteyenler NATO’yu kurdu diyorum ya, onların emrini yerine getiriyoruz. Bizim Kore’de, Nijerya’da ne işimiz vardı ya da Afganistan’da ne işimiz var? Bizi oralara NATO gönderiyor. Bizim Nato’ya ihtiyacımız olursa ne yapıyor? biz Kıbrıs’a çıkınca NATO ne yapıyor? Silah ambargosu uyguluyor. PKK’ya yıllarca Güneydoğu’da çelik kuvvet havadan yiyecek, silah, mühimmat yardımı yaptı. NATO’ya bağlı diğer devletler “bizim verdiğimiz silahları PKK’ya karşı kullanamazsınız” dedi.
NATO şimdi ne yaptırıyor? Libya’da rejim muhaliflerine bavulla para gidiyor. Suriye’de rejim muhaliflerine silah yardımı yapılıyor. Sonuç olarak NATO’nun emri ile gavurun Müslümanların birbirini öldürülmesine yardım ediyoruz. Sağ olasın NATO, sağ olasın bu çetrefili anlayamamış devlet büyüğüm....