UĞUR ve TEZATLAR
Son iki günkü gelişmeleri izledikten sonra, yaklaşık 40 yıl gerilere gittim. Sayın Ferda Güley’in Ulaştırma Bakanı olduğu Ecevit hükümeti zamanında, hükümet yeni kurulmuştu. Paris’te uçak kazası oldu. Hepimizi üzen boyutta can kaybı olmuştu. Sağ görüşlü bir yazarımız köşesinde: ‘A benim Ferda Güley’im. Ayağının uğurunu seveyim.’ Diyerek Sayın Bakanın uğursuz geldiğini ima eden bir yazı kaleme almıştı.
Son iki günde Urfa Cezaevinde 13 kişiyi, terör nedeniyle de 8 askerimizi kaybettik. Ölenlere rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Bu arada 19 yaralıya da şifalar diliyorum.
Ben 40 yıl öncesindeki gibi işin ayak uğuruna bağlanmasından yana değilim. Cezaevlerinde insanların üst üste kaldığını bilenlerdenim. Bu sayıyı azaltmak için belli bir sürenin altındaki cezaları çektirmemek adına ‘Hükmün açılanmasının geri bırakılmasına’ diye bir düzenleme yapıldı. Suç işleyenin işlediği yanına kar kaldı. Görevi kötüye kullanma suçunun cezasında indirim yapıldı. (Gerçi bazı münafıklar bu değişikliğin çok sayıda görevi kötüye kullanma suçundan yargılanan bir Büyükşehir belediye başkanı için yapıldığını iddia ediyor ya.. Katılırsınız, katılmazsınız..) Burada da ikinci bir gizli af çıkarılmış oldu. Karşılıksız çek keşide etmek suç olmaktan çıkarıldı. Demek ki bunlar cezaevi koşullarını düzeltmek için yeterli değilmiş. Önemli olan fiziki şartları düzenlemektir. Bunun için bütçenin yetersizliği iler sürülebilir. O zaman insana sormazlar mı? Madem bütçe yetersiz, 5 milyar dolar yardım nereden yapılmaktadır. Ayranımız yoksa içmeye, neden atla çıkıyoruz yola? Bu bir tezat değil mi?
Gelelim 8 şehit olayına:
Çok kısa bir süre önce (Gece görüş özelliği olan alet, beni isminin tam ne olduğu ilgilendirmiyor.) yapılan istihbaratla kaç kişinin ölümüne neden olunmuştu. Şimdi teröristler katırlarla taşımak zorunda oldukları ağır silahlarla karakolun burnunun dibine kadar geliyor. Hem de en az 300 kişi oldukları söyleniyor. Nereden nasıl atış yaparız araştırmalarını yapıyorlar. Biri astsubay 8 askerimizi şehit ediyorlar. Terörist olmayan, sonradan kaçakçı olduğu açıklanan o kadar insan için doğru düzgün yapılamayan istihbarat, bu gün neden yapılamıyor. O gün yapılıyor. Başarısız oluyor. Bu gün ise hiç yapılamıyor. Burada da bir tezat yok mudur?